"open the door."
Kapının hayvan gibi çalınması üzerine
yattığı yataktan ağır ağır doğruldu.
Güçsüz bir şekilde kapıya doğru sürüdü
ayaklarını. Kapıda gördüğü 3 genç
çocuk bile ağlarken sesi duyulmasın
diye birbirine bastırdığı için şişmiş
dudaklarına tek bir kıvrım getirememişti.Kapıdan çekilip tekrar yatağına döndü.
"Ne oldu lan sana?" diye konuya girdi
Kai."Bu ne hal oğłum? Bu gözlerinin hali ne?" Yeonjum sağ eliyle Beomgyu'nun çenesini tutmuş, yüzünü bir sağa bir sola çeviriyordu.
"Ağladın mi sen?""Bravo Sherlock." Sunghoon bu saçma soruya göz devirdikten sonra Beomgyu'nun kolundan
tutup onu ayağı kaldırdı.
"Kalk, yüzünü yıkayacağız.""İstemiyorum." diye mızmızlandı Beomgyu.
"Seçenek sunmadım. Kalk."
Sunghoon, Beomgyu'yu kolundan çekiştirerek lavaboya götürdü. Beomgyu'nun yüzünü
lavaboya eğip musluğu açtı. Sol eliyle
arkadaşının öne düşen saçınu tutarken,
sağ avucuna suyu doldurup solgun yüzüne çarptı. 2 defa aynı işlemi uyguladıktan sonra musluğu kapatıp askıda duran pembe havluyu aldı ve ağlamaktan gözleri şişmiş genç adamın yüzünü kuruladı.Yavaş adımlarla diğer arkadaşlarının
olduğu odaya geçtiler.
"Oda çok havasız, biraz camı açayım."
"Açma!" Beomgyu'nun bu çıkışından sonra arkadaşlarının şaşkın ifadeleri ona
dönmüştü."Yani hava soğuk ya, üşüyorum. Hem
hastayım ben hala.""Olsun oğlum iki dakika açıp
kapatacağım." Yeonjun perdeyi aralayıp
camı açtı. "Oha! İlk defa boynuzlu bir
öküz görüyorum." Bağırışı üzerine sadece odadaki arkadaşlarının değil, karşı camda sigara içen genç çocuğun da bakışları ona dönmüştü."Ne boynuzu ne öküzü? Ne diyorsun
oğlum?" Kai yerinden kalkıp
arkadaşının yanına gelmişti. Camdan
dışarı baktığında bir çift çatık kaş
ve sinirle kasılmış bir çene görünce
patavatsız arkadaşının neyi kastettiğini
çok iyi anlamıştı. Ciddi ifadesini birkaç
saniye takınsa da Yeonjun'un bu dediğine kendini tutamayıp gülmüştü. Sunghoon ise
kimden bahsettiklerini çoktan anlamıştı.Beomgyu ise o sırada cama en uzak olan tenha bir köşede gizlenmiş aklı sıra sevdiği adama kendini göstermemeye çalışıyordu.
Taehyun yarısında olan sigarasını söndürüp camdan aşağı attı. Daha sonra karşısındaki çocuğa sinirli bir bakış atıp sertçe camı kapattı ve perdeyi çekti.
"Lan niye öyle bağırıyorsun?"
"Kanka şoktan sesim biraz yüksek çıkmış
olabilir.""Neyse. Gyu, ne oldu anlat."
"Bir şey olmadı. Ruhsal sıkıntılar işte
arada geliyorlar öyle."
Elini Beomgyu'nun yüzüne doğru salladı
Sunghoon. "Bana hiç böyle gelmediler yalnız.""Of, neyse." Beomgyu arkadaşlarına ne yalan söyleyeceğini bile bilmiyordu, konuyu değiştirmesi lazımdı acilen yoksa
arkadaşları ne olduğunu öğrenmeden
durmazlardı. "Tatlıları tepside
bırakmayalım."Kai omuzlarını düşürüp arkadaşının
şişmiş suratına baktı. "Benim iştahım
kaçtı, yemeyeceğim.""Lan annem senin için yaptı onları, ne
demek yemeyeceğim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbinde birileri var. || Taegyu
Fanfiction"Dayanıyordum Kalbimdeki kırıklara Tükeniyordum, sabrediyordum Başka dudaklara dokunmana"