3| Lütfen...

143 20 30
                                    

Şu an Minho'nun fikri ile okulda sarı saçlıya aşık olduğunu bildikleri kişinin evine gelmişlerdi. Chan kendini birini kullanacağını düşündüğü için kötü hissetse de arkadaşları "Sadece rica edeceğiz." diyerek onu rahatlatmaya çalışıyorlardı.

Dolu gözleriyle kapının açılmasını bekleyen Chan hala iğrenç hissediyordu. Yine de belki o da karşısındaki bedeni sever ve karnındaki çocuğa iyi bir hayat sunabilirdi.

Birkaç dakika sonra açılan kapıyla karşılarına çıkan uzun beden hepsine gülümseyerek bakarken Chan'ı görmesiyle şaşkınlığını gizleyememişti.

"Ah, hoşgeldiniz!" dedi güzel gülümsemesiyle.

Chan ona karşı güzelce gülümseyerek onları içeri davet eden bedene gülümsedi. Minho ve Felix birbirlerine gülümseyen ikiliye sırıtarak bakıyor ve bunun sonucunda gerçekten güzel bir ilişki çıkabileceğini düşünüyorlardı.

"Sola dönün oradan salonu görürsünüz zaten. Ben de size bir şeyler getireyim."

Seungmin sağdaki mutfağa giderken diğer üçlü de Seungmin'in tarif ettiği yere doğru ilerledi. Chan stresini belli etmemeye çalışarak etrafa bakıyor, diğer iki beden duvarlarda üzerinde Seungmin'in imzası bulunan muhteşem tabloları inceliyordu.

Birkaç dakika sonra hepsi salondaki koltuklara kurulmuş, Seungmin'de elindeki yiyecek ve içecek tabakalarıyla beraber salondan içeri girmişti. Chan hemen ayağa kalkarak ona yardım etmek için öne atılmıştı ama Felix onu yerine oturtarak Seungmin'e kendisi yardım etmişti.

Herkes koltuklara oturarak birbirlerine baktı. Kısa ve gerici bir andı ve bu anı bozmayı başaran kişi Minho oldu.

"Seungmin, sana anlatmamız gereken bir konu var. Yardımın lazım, umarım bizi geri çevirmezsin."

Seungmin'in kaşları çatılarak Chan'a baktı. Eğer onunla ilgiliyse her şeyi yapmaya hazırdı.

"Eğer yardım edebileceğim bir şeyse tabii." dedi fakat o da biliyordu ki konu karşısındaki bu çocuksa öleceğini bilse bile yine her ne yapması gerekiyorsa yapardı.

Minho derin bir nefes alıp karşısında ona kaşlarını çatarak bakan bedene her şeyi anlatmaya başladı.

"İlk olarak Chan hamile."

Minho'nun söylediği cümle ile Seungmin, bir anlığına dünyadan soyutlanmış gibi gözlerini Minho'dan çekip yerdeki halıya odaklamıştı.

Chan, Seungmin'in üzüldüğünü anladığında gözlerinin dolmasına engel olamayarak hemen yerinden kalktı.

"Boş ver, Seungmin. Sadece salakça bir fikirle buraya geldik. Senin sevgini de hak etmiyorum zaten."

Seungmin hızla kalkan bedene bakarak konuştu.

"Chan, ne istediğinizi söyleyin ve ona göre cevabımı vereyim."

Minho, önündeki bedenin elini tutarak yanındaki yere oturttuğunda Seungmin sakinleşmeye çalışıyordu. Mor saçlı tekrar konuşacağı sırada Felix sözünü keserek susmasını sağladı.

"Hyunjin ile sevgili olduklarını görmüş ya da duymuşsundur, her neyse. Hyunjin tam bir orospu çocuğu olduğu için Chan'ı bu döneminde yalnız bıraktı. Hiçbir sebebi olmadan hem de. Chan da bu çocuğu yalnız büyütmek istemediğinden onu aldırmayı düşünüyor. Daha doğmamış ve suçu olmayam bir bedenin canına kıymak istiyor yani!"

Chan ona kızan bedene her ne kadar hak verse de korkuyordu işte. Bu yüzden utançla kafasını başka bir yöne çevirerek sadece konuşulanları dinlemeye başladı.

Bırakıp Giden // HyunChan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin