17

70 6 10
                                    

İnsanlar içlerinde biriken şeyleri dile getirdiklerinde rahatlardı. Taehyung da çok rahatlamış, hafiflemiş hissediyordu artık. Jeongguk da hafiflemişti. Gözlerinden yaşlar akarken gülümseyerek Taehyung'dan ayrılmış ve evime gidelim mi diye sormuştu. Taehyung onaylayınca heyecanla yerinden kalkmış Taehyung'un elini tutmuş evine doğru çekiştirmeye başlamıştı. O heyecanla Taehyung'un elini tuttuğunu bile fark edememişti. Taehyung yaşlı gözleriyle gülümseyerek elini çevirmiş ve Jeongguk'un elini sıkıca tutmuştu.

Eve geldiklerinde Jeongguk heyecanlı olduğu için kapıyı açarken zorlanmış Taehyung derin sesiyle onun bu sevimli haline kıkırdamıştı. Eve girdiklerinde elleri hâlâ ayrılmamıştı. Jeongguk, Taehyung'u çekiştirip evin içine girmesini sağlamıştı. Kapıyı kapatmış ve kilitlemişti.

Taehyung'u çekiştirip yukarı odasına çıkarmıştı. "Biraz uyuyalım mı?" Ağladığı için titreyen sesiyle sormuştu.

"Olur uyuyalım ama üstümüzü değiştirsek olur mu? Bunlarla pek rahat edemeyiz." Taehyung da titreyen sesiyle konuştu.

Jeongguk başını sallayıp dolabından bir eşofman takımını Taehyung'a uzatmıştı. Taehyung banyoya girip kapıyı kapattığında derin bir nefes aldı. Çok heyecanlıydı. Çok geriliyordu. Bunları yenmesi gerekiyordu.

Fazla oyalanmadan kendisi de gri eşofman takımını alıp giyinmişti. Tam bu sırada Taehyung da banyodan çıkmıştı. Yalnız bir sorun vardı. Eşofman üstünü giyinmemişti. Jeongguk kocaman açtığı gözleriyle karşısında bir tanrı gibi duran esmer adama bakmıştı.

Taehyung elini ensesine götürüp "Üstümde bir şey varken uyuyamam da sorun olur mu?" demişti.

Jeongguk daldığı düşüncelerden sıyrılmak için kafasını salladı. "Hayır olmaz. Normalde ben de üstsüz uyurum." dedi son cümlesini neden kurduğunu anlayamadan.

Taehyung gülümseyip Jeongguk'a yaklaştı. Elleri yerini hemen bulup Jeongguk'un ince belini sardı. "Tahmin ettiğimden daha çok benziyoruz sanırım. Gözlemlerime dayanarak benzediğimizi anlamıştım ama böyle ufak sadece senin bileceğin şeyleri senden duymak mutlu etti beni." dedi.

Jeongguk da gülümseyip ellerini Taehyung'un omuzlarına çıkardı. "Daha çok vaktimiz olacağı için her şeyimizi mutlaka öğreniriz." dedi. Taehyung gülümsemesini genişletip Jeongguk'un dudaklarına bir öpücük kondurdu.

Jeongguk kıkırdadı ve Taehyung'u yatağına çekiştirdi. Taehyung sağ tarafa yatarken kendisi sol tarafa uzandı. Birbirlerine dönüp yüzlerini incelemeye başladılar.

"Rüya gibi geliyor." dedi Taehyung en sonunda sessizliği bozarken.

"Ne rüya gibi geliyor?" Jeongguk daldığı için anlamamıştı.

"Şu anda olduğumuz konum. Ben sana aşıktım Jeongguk ve senin beni sevmeyeceğini kabullenmiştim." Taehyung konuşunca Jeongguk'un gözleri doldu.

"Ağlaman için söylemiyorum bebeğim. Senin tipin olmadığımı sanıyordum. Birden bana yazınca şaşırmıştım. Amacın farklı olsa da umutlanmıştım Jeongguk."

"Sen tam da benim tipimsin Taehyung. Seojun ile çıkmam aptalcaydı. Belki de ilgiden değil de okulda sözü geçen biri olduğu için artık zorbalık görmem diye sevinmişimdir bilmiyorum ama hayatımda yaptığım en büyük hata onunla birlikte olmamdı. Onunla birlikteyken bile ona güvenip onunla sevişmedim ben. Bana o güveni vermedi. İçimde kötü bir his vardı. Belki de fotoğraflarımı çekip şantaj yapacaktı bana. Bilemiyorum ama iyi ki de ona güvenmemişim."

Taehyung gülümsedi. "Sen zaten benim tipimsin. Beni sevdiğini söylediğin an bulutların en tepesine çıktım ben. Dünyanın en mutlu adamı yaptın beni."

Fingers Crossed ||Taekook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin