Daha yeni ergenliğe girmiş olan Taehyung hayatına nasıl yol vereceğini bilmiyordu ta ki bir üst sınıfında olan Junkook ile tanışana dek......
"Vücudun güzel gözüküyor."
Hikayenin sonu bile aklımda çok güzel olacağına inanıyorum. . . . . . . . . . . .
Sabah alarmın sesi ile gözlerimi açtım. Saat 7 idi okula 1 saat vardı. Kalktığımda aklıma dün yaşananlar geldi. Yanaklarım sımsıcaktı. Heran bayıla bilirdim. Kendimi bir şekilde düşüncelerden sıyırıp. Dolaba yöneldim. Dolabı açıp askılık ta asılı olan formamı aldım. Üzerimi değişip aynanın önünde kendime baktım. Bu kadar güzel durmasını beklemiyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bizim okulda bundan vardı da biz mi tapmadık ; )
Kendimi çok güzel hissediyorum. Emeğimin karşılığını almıştım. Sandalyede duran çantamı sırtıma attığım gibi aşağı indim. Çok güzel omlet kokuyordu. Aşağıya indiğimde annemin sesi dışında birinin sesi daha vardı. Tanıdık gelmişti. Jungkook ta buradaydı. Okulun forması tek bana yakışmamış sanırım.
"Günaydın Tae"
"Günaydın Jungkook ne işin var burada?"
"Oğlum öyle denir mi? Sen onun kusuruna bakma oğlum."
"Okulla giderken tek gitmek istemedim seni almak için gelince de annen beni kahvaltıya davet etti ben de anneni kıramadım."
"Ahh oğlum boşver Tae yi hadi Tae gel de birşeyler atıştır. Benim oda da işim var, yiyip çıkarsınız."
Annem odasına çıkınca. Dünkü yaşananlar aklıma geldi. Yanaklarım kızarırken ağzıma birşeyler tıkıyordum. Üstümde gezinen iki çift gözü hissediyordum. Jungkook a dönerek zorla gülümsedim.
"Taehyung niye kıpkırmızısın?"
"Ne ne ben mi ne alaka yeni kalktığım içindir aynen aynen yeni kalktığım için."
"Saat yaklaşıyor ye de gidelim."
"Doydum zaten."
İkimizde ayakkabılarımızı giyinip otobüs durağına doğru hızlıca yürüdük. Durağa oturana kadar hiç konuşmamıştık.
"Taehyung dün yaşananlar yüzünden mi konuşmuyorsun?"
"Şey sayılmaz sabahları pek konuşmayı sevmem."
Yalan söylediğim ayaklarımı salamam dan bile belli oluyordu.
"Rahatsız olduysan bi daha dünün konusunu açmam söz. İstemezsen de okula tek giderim sıkıntı değil?"
Hayır. Hayır birlikte gitmek istiyorum ama çok utanıyordum. Niye böyleyim ki?
"Hayır birlikte gidebiliriz. Ama çok utanıy-."
Parmaklarını biran da dudaklarıma sus işareti yaparak bastırdı.
"Neyden utanıyorsun ben bir şey hatırlamıyorum."
Göz kırparak parmaklarını dudağımdan çekti. Tam o sırada otobüs gelmişti. Otobüste oturacak yer kalmamıştı. İkimizde ayakta dururken biran da otobüs ani fren yapmıştı. Şimdi gerçekten utançtan ölmek üzereydim. Jungkook un üstüne düşmüştüm. Şoför dönüp iyimiyiz diye sorduğunda kafamızla onayladık. Aslında iyi değildim şuan ölücektim. Ve kafam cidden sert bir şekilde Jungkook un anlına çarpmıştı.
"Taehyung ayağa kalkacak mısın?"
"Şey pardon."
"Bana göre hava hoş."
Ayağa hızlıca kalkarak otobüsün direğinden tutundum. Bir durak sonra inecektik. Her şeyi biran da siktir edip okulu otobüsün içinden görünce gözlerim büyümüştü. Bu kadar büyük müydü? Daha önce de yanından geçmiştim. Ama bu kadar güzel gözükmemişti. Otobüs durunca Jungkook la birlikte inmiştik. Okulun içine girdiğimizde içeride loş bir ışık vardı. Ben şaşkınca etrafa bakarken Jungkook a kaydı gözlerim. Göz göze gelmiştik. Buraya gelene kadar gözlerini benden ayırmamıştı. Altında birşey aramalı mıydım? Bilmiyorum.
"Tae hangi sınıftasın teneffüste gelirim."
Sınıfımı söyledim o da bana söylemişti. Sınıfa gittiğim de boş bir sıra görüp oturdum. Çantamı çıkarıp yanıma koymuştum. Beş on dakika sonra yanıma doğru bir kız geldi.
"Yanın boş mu? Oturabilir miyim?"
"Tabi ki "
İlk kez biri benim yanıma gelip konuşmuştu. Heyecanlanmıştım. Yanımda ki çantayı alıp yere koydum. Kız hemen oturmuştu. Oda biraz çekingendi sanırım. Bana dönerek saçlarını karıştırdı.
"Adın ney?"
"Taehyung kısaca Tae diyebilirsin."
Kafasıyla onayladı. Ders başlıyana kadar bir birimize sorular sormuştuk. Başka insanlarla konuşmayı sevmiştim. Ama aklım Jungkook da kalmıştı. Hocanın içeriye girmesiyle okulun ilk gününe başlamış oldum.
*Jungkook tan
İlk ders bitmişti. Tae nin sınıfını aramaya başlamıştım. Sınıftakiler hiç kafa dengi değildi. Eski okulumu cidden özlemiştim. Hepsi babam yüzünden di. Sırf yönelimi mi öğrendiği için beni yurtdışında okutmaya çalışmıştı. Ben reddedince beni Min amcamın gözetiminde olmam için bu sikik okula vermişti. Tae nin sınıfını bulmuştum. Kapıdan içeriye girceken bir kızla güldüğünü gördüm. Çok eğleniyor gibiydi. Beni hiç aramıyordu. Doğrusu aramızda bir şey de yoktu sanırım. Ahh salak Jungkook sen birşeyler hissediyorsun diye o da mı hissedecek sanki mal ben . Sınıfa girmekten vazgeçip geri döndüm sırada Tae arkamdan seslendi. Sesini özlemiştim. Sadece 1 ders görmemiştim. Duygularım gitgide güçleniyordu. Arkamı tekrar Tae ye doğru döndüm.
"Jungkook bende seni bekliyordum."
Yanında gülüştüğü kızda vardı.
"Tae ben sizi rahatsız etmeyeyim."
"Salak mısın? Ne rahatsız etmesi Minnie sen istersen sınıfta bekle ben Jungkook la dolaşcam."
"Taehyung bir şey sorcam ama cevap vermen gerekiyor."
Kafasıyla onayladı. Derin bir nefes aldım. Sorcağım soru benden uzaklaşmasına neden olabilirdi. Fakat sormazsam kendimi suçlu hissediyor olacaktım. Son kez cesaret nefesini alıp sordum.
"Taehyung yönelimin ne?"
"Şey ben hiç düşünmedim. Ama erkekler bana çekici geliyor. A-ama ben bilmiyorum."
Telaş içinde bunları söylerken küçük bir gülümseme vardı yüzümde. Hayallerim gerçek olabilirdi. Onla ben olabilirdik. Neden sorduğumu sormaz umarım.
"Daha önce hiç sevgilin oldumu?"
"Benim mi?"
Kafasını öne eğmiş parmaklarıyla oynuyordu.
"Evet senin veya şuan sevgilin varmı?"
Kafasını bana doğru çevirip yaklaştı. Gözlerini kısarak bana bakıyordu. Biraz daha yaklaşıp cevap verdi.
"Kook bunu bana niye soruyorsun yoksa benden filan mı hoşlanıyorsun."
Alaycı şekilde konuşuyordu. Evet ondan hoşlanıyordum. Böyle bir şey olmasını beklemiyordu sanırım. Ne demem gerekli bilmiyorum. Diyip kurtulmak istiyordum ama ya benden uzaklaşırsa.
* * * * Bı dahaki bölümde görüşmek üzere Oy vermeyi unutmayın.
