29.BÖLÜM

3.1K 67 16
                                    


29.BÖLÜM - Seyran'a n'oldu?

(En son artık Seyran ve Ferit birlikteliği gerçekleşmişti. Sabah olduğunda Ferit uyanmış ve Seyran'ı yanında bulamamıştı. Daha sonra mutfaktan sesler geldiğini duydu. Ve aşağıda yemek hazırladığını anladı. Ferit gülümseyerek ayağa kalktı ve aşağıya indi.)

𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Karıcım?
𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Uyandın mı? Günaydın. (Gülümser.)
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Bak, bak karıma bak sen. Kocasına yemekte hazırlarmış.
𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Aa Ferit? İlk defa yapmıyor ya sonuçta.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Doğru, ilk defa yapmıyorsun. (Güler.)
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Ama ne bileyim.. Bu sefer ilişkimiz farklı yönde. Artık sen benimsin, ben de seninim.
(Seyran heyecanlanır. Eli ayağı birbirine dolaşır.)
𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Ferit ya hemen yemek yiyelim. Sonra ablamla buluşacam. Dünden beri çok tedirgin arayıp sürekli nasıl olduğumu sordu.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Tamam, ben de zaten dedemin yanına gidip onu ikna etmeye çalışıcam.(utanır gibi yapar.)
𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Aa? Ne bu hareketler ya? (Diyerek güler.)
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Hiç ya aklıma bişey geldi de.
𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Sürekli aklına bir şeyler geliyor. Hayra alamet insAllah. (İkisi de güler.)

(Seyran ve Ferit kahvaltılarını bitirdikten sonra Seyran Suna'yla dışarda buluşmaya, Ferit de dedesinin yanına onu ikna etmeye gider. Diğer yandan Kazım tüm gece sinirinden uyuyamamıştır.)

𝗛𝗮𝘁𝘁𝘂𝗰: Kazım yeter da. Hadi git birazcık uyu.
𝗞𝗮𝘇ı𝗺: Nası uyuyim hala? Nası uyuyim? La dün o ağa bana benim kızım hakkında neler dedi yav?
𝗛𝗮𝘁𝘁𝘂𝗰: Ah, Halis ah..Hani hep koruyacaktin yeğenimi.
𝗞𝗮𝘇ı𝗺: Korumadi işte, korumadi halam. Aksine yeğenine iftira atan o namussuz herifin karnını doyirir yav.
𝗛𝗮𝘁𝘁𝘂𝗰: Bu çocuk neden Seyran'a böyle bi iftira attı he?
𝗞𝗮𝘇ı𝗺: Ben ne bileyim, ben ne bileyim? Kız ya iftira değilse he?
𝗛𝗮𝘁𝘁𝘂𝗰: Ee sen eyice delirdin Kazım. Kızına mı güveneyrun yoksa elin adamına mı?
𝗞𝗮𝘇ı𝗺: Durduk yere neden böyle bi yalan söylesin ki? Durduk yere kızıma niye yalan atsın he? Sen dur ben bu işin aslını öğrenicem. Sen dur hele. (Ayağa kalkar.)
𝗛𝗮𝘁𝘁𝘂𝗰: Nereye gidiyin Kazım?
𝗞𝗮𝘇ı𝗺: Seyran'ı bulup ona sorucam. Ne olduğunu?
𝗛𝗮𝘁𝘁𝘂𝗰: Nerden, nasıl bulucin?
𝗞𝗮𝘇ı𝗺: Nerden olicak yav? Yalıya gidip o Suna'ya soricim.
𝗛𝗮𝘁𝘁𝘂𝗰: Eyi, tamam. Ama sakın Halis ağayı öfkelendirme. Adamcağız zaten hasta.
𝗞𝗮𝘇ı𝗺: Tamam, tamam. Sen de hep onu düşün he.

(Kazım rezidanstan ayrılır. Yalıya doğru gider. Aynı zamanda Ferit de yalıya geliyordur. Kapıda İfakat ve Ferit karşılaşır.)

İ𝗳𝗮𝗸𝗮𝘁: Sonunda o kızı bırakıp geri geldin demek?
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Hoşbuldum yengecim. Ben iyiyim sen nasılsın?
İ𝗳𝗮𝗸𝗮𝘁: Dalga geçme benimle Ferit. En doğru kararı verdin. Zaten bi Korhan soyadını taşıyan birine de bu yakışırdı.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Ne kararı? Anlamadım.
İ𝗳𝗮𝗸𝗮𝘁: Ne kararı olucak? Seyran'la boşanma kararından bahsediyorum. Yalıya geri geldiysen artık o kızı da bıraktın demek ki.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: (gülerek) Ahh, yengecim. Bazen çoğu şeyi yanlış anlıyorsun biliyor musun? En çokta buna üzülüyorum.
(İfakat kötü kötü bakar. Ve o an aslında hala Seyran'ı bırakmadığını anlar.)
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Geçebilir miyim? Buraya sadece dedemle konuşmaya geldim de.

(Ferit İfakat'ın yanından ayrılır. Ve dedesinin yanına gelir.)

𝗛𝗮𝗹𝗶𝘀: N'oldu? Gittiğine pişman mı oldun?
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Dede herşeyi yanlış anlıyorsun. Bak sana yemin ederim, herşeyi olduğu gibi anlatıcam. Sadece beni dinle.
𝗛𝗮𝗹𝗶𝘀: Dün Kazım gelmişti. Ben çağırmıştım. Olanları ona da anlattım.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Nasıl yani? Dede sen olayları ona mı anlattın?
𝗛𝗮𝗹𝗶𝘀: Ama hemen kızının tarafını tuttu. Onu anlayabiliyorum. Gerçekleri kabul etmek istemiyor. Aynı senin gibi.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Dede ben gerçeğin ne olduğunu gayet görebiliyorum. Gerçekleri görmek istemeyen sensin. O devenin yani Yusuf'un söylediği yalanlara kapılmışsın.
𝗛𝗮𝗹𝗶𝘀: Ben size mi inanayım? Ben kim bilir kaç gün kaç ay kandırdınız? Neyse artık o kızla da aranızdakiler bitecek. Seyran'la bosanicaksin o kadar.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Dede ben çocuk değilim. Kendi kararlarımı kendim verebilirim. (Ayağa kalkar..)
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Ben buraya belki beni dinlersin diye gelmiştim. Hata yapmışım. Tek istediğin Seyran'la ayrılmam. Ne zaman beni dinlemek istersen, o zaman gelirim konuşuruz. Gidiyorum.

(Ferit odadan çıkar. Ve Yusuf'un yanına gider. Diğer yandan Seyran ve Suna dışarda görüşür.)

𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Abla, nasılsın?
𝗦𝘂𝗻𝗮: Ben iyiyim Seyranim. (Kucaklar.)
Asıl sen nasılsın? Ferit'le nerde kalıyorsunuz?
𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Bi süreliğine dağ evinde kalıyoruz. Ferit herşeyi halledeceğini söyledi. Yakında döneriz yalıya. (Güler.)
𝗦𝘂𝗻𝗮: Ya gerçekten mi? Çok sevindim ablacım. O Yusuf benim sinirimi bozdu. Sana nasıl iftira atar ya?
𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Evet işte. Hala inanamıyorum. Gerçi şaşırmadım da. Daha önce de iftira atmıştı bana.
𝗦𝘂𝗻𝗮: Daha önce de mi yapmıştı? N'apmişti anlatsana?
𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Şey, Ferit'e güya işte onunla birlikte olduğum yalanını söylemişti.
𝗦𝘂𝗻𝗮: Nee? Aklını mi kaçırmış ya bu çocuk? Nasıl söyler böyle bi şeyi?
𝗦𝗲𝘆𝗿𝗮𝗻: Neyse abla ya onu boşver sen. Gerçekten onun hakkında konuşmak istemiyorum.
𝗦𝘂𝗻𝗮: Tamam Yusuf konusu konuşulmayacak.

(Seyran ve Suna bi süre sohbet eder. Daha sonra Suna yalıya, Seyran da dağ evine geri döner. Ferit Yusuf'un yanına gelir ve...)

𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Şşşt deve. Bi baksana. (Yumruk atar.)
Lan sen kime ifiralar atıp duruyon ha?
𝗬𝘂𝘀𝘂𝗳: Kimseye iftira atmıyorum ben. Ben sadece kendimi koruyorum. Burdan kovulursam tekrar Antep'e dönmem gerekicek. Dicle'yi bırakıp gidemem.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Salak çocuk. (Deyip bi kez daha yumruk atar.)
𝗬𝘂𝘀𝘂𝗳: Bana bak. Sana karşılık vermiyorsam tek sebebi yukardan Halis ağanın bakması.

(Ferit yukarıya bakar ve dedesinin onlara baktığını görür. O an Suna gelir. Ve yalıya doğru gider. Ferit Suna'nın geldiğini görür.)

𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Lan sen ne çakalsın? Sırf dedem yukardan bakıyor diye karşılık vermiyorsun. Salak deve. Ayrıca bugüne kadar hep Seyran'a iftira attın. Onunla birlikte olduğunla ilgili falan.
𝗬𝘂𝘀𝘂𝗳: Bana bak..Seyran'ın benimle birlikte olmadığını kendin biliyor olman gerekmez miydi? Şimdi bu da mı benim suçum oldu?
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Emin ol. Bi gün sana gününü göstericem.
(Deyip Yusuf'un yanından ayrılır. Suna'nın yanına gider.)

𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Welcome, baldız. Naber?
𝗦𝘂𝗻𝗮: İyi Ferit senden?
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Beni boşver şimdi. Seyran'la görüştün mü?
𝗦𝘂𝗻𝗮: Evet daha iyi görünüyordu.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: (güler.)
𝗦𝘂𝗻𝗮: Aa neye gülüyon ya?
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Aklıma bir şeyler geliyir baldız, bilesin.

(O sıra Kazım yalıya gelir. Ve Suna'nın odasına doğru yol alır.)

𝗦𝘂𝗻𝗮: Neyse de Ferit, Yusuf meselesi n'olucak?
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Ah o deve yokmu o deve? Bide Pelin'in annesi var tabi. Dertler bitmiyor ki be baldız. Kendi eski sevgilimle mi uğraşayım, yoksa karımın eski sevgilisiyle mi uğraşayım?
𝗦𝘂𝗻𝗮: Valla çok zor. Bu yalı sizsiz olamıyor be. Hemen dönün.
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Dönücez tabi ki baldız. Yerimizi kimse kapiş yapamaz okey? (Güler.)

(İkisi konuşmaya devam eder. Ve Kazım da konuştukları şeyi duyar.)

𝗞𝗮𝘇ı𝗺: Az önce bu çocuk ne dedi öyle yav? Karımın eski sevgilisi mi dedi? Lan demek doğruymuş, demek doğruymuş ha. Lan ben o kıza gününü göstermez miyim ha?

𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Neyse ben gideyim baldız.
𝗦𝘂𝗻𝗮: Git, git sen. Dağ evinde rahat mısınız?
𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Rahatız, rahatız. Hadi kaçtım ben.

(Ferit Suna'nın yanından ayrılır. O sırada Kazım, Ferit onu görmesin diye saklanır. Ve Seyran ve Ferit'in dağ evinde kaldığını öğrenir. Ferit yiyecek almak için pazarlık yapmaya gider. Kazım ise direk dağ evine gider. Aradan tahminen 40 dakika geçer ve Ferit dağ evine gelir. Kapıyı açar...)

𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Karıcım..Ben geldim. Nerdesin?

(Ferit içeri geçer. Ve gördüğü manzara karşısında şoke olur. Seyran'ı yerde dövülmüş, baygın şekilde bulur. Seyran'a doğru koşar..)

𝗙𝗲𝗿𝗶𝘁: Seyraan, uyan. Kim yaptı bunu sana? N'oldu sana? Lütfen uyan karıcım.(diyerek gözünden yaş gelir. Bağırır "Seyran" der sürekli)..

Bölüm sonu:)
Yeni bölümlerde görüşmek üzere🤗

YALI ÇAPKINI 1.SEZONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin