Aşk

216 18 17
                                    


Eğer barişmiş olsaydık şimdi aynı evde, aynı odada, aynı yatakta ve onun kollarıda olurdum. Senin ilk tekmeni birlikte his etabilirdik. Maylesef birlikte diğiliz.

Sabah

Ender hala uyuyordu. Caner kahfalti hazırlıyordu. Garip sesler gelmeye başladı. Ender "hayır" diyor gibiydi. Çocuğa bir şey olduğunu düşündü. Ablasının odasına koştu

Ender uyuyordu ama bir şeyler söylüyordu
E: hayır hayır
C:abla
E: hayır olamaz
C:abla uyan
E: ölmedi bebeğim
C:abla! Caner bağırdı

Ender birden gözünü açtı
C:iyi misin?
Ender derin nefes alıyordu
C:abla iyi misin?
E: rüyamiydi?!
Ender çok sevindi
C:ne rüya? Nasıl rüya?
E:su var
Burada su vardı, onu vardı
C:al
Ender suyu içti, rahatladı.
C:ne oldu?
E: çok kötü bir rüya gördüm
C: nasıl
E:ben gidip, yüzümü bir yikiyim, sonra konuşuruz. Tamam
C: tamam. Yardım etiyim mı?
E: gerek yok
C:peki. Kahfalti hazırlıyorum çobuk gel
E: tamam
Caner çıktı
Ender karnını okşadı.
E: buradasin, benimlesin, iyisin. Çok şükür, bin şükür. İyi ki rüyamiş yoksa dayanamazdim.
C: abla!
E: geliyorum
Dayin çağırıyor, hadi kalkalım. Bu arada daha bir şey baban de bana ihanet etmemiş.

Kahfalti.
C: hadi anlat nasıl rüya gördün.
E: Doğan barışalım dedi
C:bunun için mı "hayır" diye bağırdın
E:sonuna kadar dinle şimdi başladım
C:peki san ne dedin?
E: "evet" dedim
C:tam beklenen ceveb
E: uffff laf sokmadan dinle!
C: tamam. Sonra ne oldu?
E: sonra evlenmeye karar vardık. Har şey çok güzel, çok harikaydı ama bana ihanet etti.
C: çok normal buna mı bağırdın?
E: Yok. Metresi ondan hamileymiş.
C: bu de normal. Doğan zatan harkesten çocuk yapıyor. Handan, Yıldız, Hilal ve san.
E: Hilal hamile diğildi.
C:ama ola bilirdi.
E:peki, yorum yapma dinle. Ban çok üzüldüm, kalbim kırıldı, sinirlandim ve yiğenini kayb ettim, ona bağırdım.
C: Allah kursun
E: evet Allah kursun.
C:bana bak niye böyle rüya gördün?
E:ban ne bileyim?
C:alba insan çok düşündüğü şeyi rüyasida görür. Doğan ile barışmak hayalinde yok di mı?
E: yok
C: duşunmedin?
E: düşünmedim
C: kısın mı?
E:hmm
C:ne hm? Gözlerima bak.
E: Niye bakiyim?
C: çünkü gözler doğruyu söyler. Bir bak bana
E: çocukluk yapma Caner.
C:niye gözlerini gizliyorsun? Banden bir şey saklıyor musun? Bariştiniz mi?
E: hayır. Yetar annem mısın ya?
C:evet, annemiz yok yerine ben. Dün ne yaptınız?
E: ne yapariz? Yemek yedik.
C:hepsi bu mu?
E:yes bu.
C:Abla bana bak bu Doğan sana barışalım desa asla kabul etme.
E: bakarız
C:ne demek bakarız?
E: düşünub, karar verecağim. Çünkü bir çocuğumuz var.
C: çocuğunuzu büyütmek için barişmaniza gerek yok
E: barışmami niye bu kadar istemiyor sun?
C: çünkü daha kalbin kırılmasını istemiyorum. Bu guna kadar yetare kadar kırıldı. San iyica düşün. Belki bu bir işarettir. Eğer Doğan ile barisirsan sonu böyle olacaktır.
E: Allah bilir. Ama merak etme Doğan hala barışalım demedi. Belki hayatida birisi vardır ve asla söylemez.
C: san buna buzuluyorsun di mi?
E: açıkçası biraz.
C: San ne zaman beri Doğan'a aşıksın?
E:en baştan beri. Yıldız bizi tanıttığıden beri sonra maylesef düşman olduk. Evlendiğinde sonra duygularım tekrar uyandı. Kayadan sonra daha sevdiğim insan ile evlendim ve hatta hamile kaldım.
C: Yıldız tanıttı ve kendisi evlendi.
E:evet. Biliyorsun biz bunun için çok savaştık.
C:o diğil san savaştın.
E: neysi. Kahfaltimize yapalım.

Kahfaltidan sonra Ender şirkete gitmek için makyajını yapiyordu Doğan aradı.

E: efendim Doğan
D: merhaba nasılsın
E: iyi san
D:iyi ben de
E: niye aradın
D: aramak istedim
E:hmm.
D: günaydın
E: biraz geç olmadimi?
D: Evet oldu . Uyandiğimda söyleyemedim, şimdi söylemek istedim.
E: uyandığında araya bilirdin.
D:erken uyandım. Seni uyuyorsun diye düşündüm ve uyandırmak istemedim.
E: iyi yapmışsın çocuğun ile uyuyorduk.
D: çocuğum nasıl?
E:iyi karnını okşadı
D: senin canin bir şeyler çekmiyor mı?
E: çekiyor şirkete gitmeden önce gidib önü yeriz
D:san gitme ben getiriyim
E: yok zahmet olacak
D:ne zahmet. Babasiyim ban onu. Canin ne çekiyor?
E: meyveli dondurma.
D:hangi meyveli?
E: muzlu. Dondurma evde de var ama muzlu diğil. Ben muzlu istiyorum. Arasida marmelat de olsa, cok buz gibi olsa.
D: Ender o dondurma tabi buz gibi olacak
E:yok daha çok buzlu istiyorum.
D:peki hemen getiracağim
E: yok buraya diğil şirkete getirdi, çünkü ben çıkıyorum.
D:tamam.

Şirket
Ender'in odası

D:gele bilir miyim
E: tebi gel. Dondurmamiz nerede?
D: asistanına verdim. Tabağa koyar, gertirir.
E:ben tabakta yemek istemiyorum.
Koş git getir.
D: Ender
E: koş dedim

Doğan dondurmayı getirdi. Ender onu yemek yerine sadece kokuyordu
E:ahh kokusu çok güzel
D: yemeyicek mısın?
E: kokusuna doyurduktan sonra
Koklamak ıstar mısın?
Çocuk gibi sordu
Doğan güldü.
E:ne gülüyorsun?
D:Ender kimse san gibi dondurmayı kuklamamaz. Üstelik çocuk gibi sordun
E: canım böyle çekiyor, kuklanak istiyorum ne yapayım.
D:tamam
Daha güldü
E:daha gülüyor
D:peki tamam. San dondurmanı ye.

Ender dondurmanı yedi, rahatladı. Kandine geldi.
E: Doğan çok teşekkür ederim
D: gerek yok. Ben çikiyim artık
Şu anda çocuğu tekme attı
E:ahh
D: iyi misin?
E: iyi çocuğun gitme diyor
D: nasıl?
E:tekme attı
D: garçektan mı?
E:evet.
D: dokuma bilir miyim?
E: peki gel.
Doğan Ender'in karnına aylar sonra dokunuyordu. Onu özlemişi
D: seni çok özledim
Ender kendine suçlu his etti
D:gerçekten atıyor
E:evet
D: anlatılmaz bir his miş
E: Evet anlatılmaz
D:ilk kez mı?
E: diğil dün akşam attı.
D: niye söylemedin?
E: evdeydim. Arasam sadece bu için aramak istemedim.
D:bu ben için çok önemli birşey
E: sevindim
Doğan Ender'in karnından öptü
D: bebeğim ben seni çok seviyorum.
Ender'in gözleriye yaş geldi.
D: biliyor musun baban seni çok özledi
E: Doğan özür dilerim
D:ne ö... ağlıyor musun?
E: mutluluktan
D: niye özür diledin?
E: özlediğin için
D:bu senin suçun diğil. Suçlu benim.
Tekrar çocuğunu öptü.
D:baban seni çok seviyor unutma ve annene bak çok ağlamasın
Doğan Ender'in yaşlarını sildi.
E:tamam ağlamiyicağim
Doğan Ender'in gözleriye baktı
D:Ender hepsi için çok teşekkür ederim
Odadan çıkıyordu artık dayanamadi döndü.
Ender'in yüzuden öptü
D: seni çok seviyorum

Ve bölüm sonu. Hatalar için özur dilerim. Yorumlarinize bekliyorum.

Yeni Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin