"Sirius Orion Black! Eğer bu aptal davranışlarına son vermezsen yine direkte vakit geçirirsin! Neden kardeşin gibi olamıyorsun. Aptal!"
"Anne ama anlamıyorsu-"
"Bana ne dedin?" Walburga'nın gözleri alev alev parlıyordu ve genci geminin baş kısmında bulunan fıçılara kadar sürükledi ve onu yelken direğinde durdurdu. Ve belindeki hançerini çıkartıp gencin boynuna doğrulttu.
"Ben senin kaptanınım, eğer bana ve yaptığım işlere saygı duymuyorsan ya da şöyle söyleyeyim, bir daha yağma sırasında sabotaj yaparsan seni bu direğe bağlarım ve sen pişip kuru ete dönüşene kadar da çözmem. Anladın mı beni seni küçük köpekbalığı!" Walburga gencin yüzüne doğru iyice yaklaştı ve elindeki hançeri direğe sapladı.
Sirius nefes nefese uyandı korkudan soğuk terliyordu. Etrafına bakındığında tek gördüğü sözde yatak dedikleri tahta parçalarından birinde uyuyan kardeşi Regulus'tu. Gemi gecenin sessizliğinde beşik gibi sallanıyordu. Tam yatağının yanındaki küçük pencereden ay ışığı içeri süzülüyordu. Bugün dolunay vardı. Ve deniz her ne kadar uykuda olsa da son zamanlarda bir korsanın korkması gereken şeydi dolunay. Söylentilere göre denizlerde gemisiyle gördüğü her şeyi yağmalayan bir canavar korsan vardı. Görünen bir mürettebatı yoktu ve tamamen yalnız geziyordu. Kimse adını bilmiyordu, tek bildikleri dolunayda dönüştüğü canavarın kurta benzemesiydi. Bu yüzden ona Yalnız Kurt diyorlardı. Sirius'un en çok korktuğu şeylerden biriydi. Kendi gemisinin de Yalnız Kurt tarafından yağmalanması. Bütün parasını veya eşyalarını kaybedeceğinden değil hatta kendi hayatı için bile değil, ondan bir yaş küçük kardeşi Regulus'a asla zarar gelmesini istemediğinden dolayı korkuyordu.
"Bir gece daha" diye söylendi kendi kendine.
"Bir gece daha ve sonra gideceğim. Bu gemiye bir daha asla geri gelmeyeceğim. Her şey hazır tek bir şey hariç" dedi ve camdan dışarı bakmaya başladı.
"Ayrılacak mısın?" Dedi uykulu bir sesle Regulus.
"Reggie, ah ben mi uyandırdım. Özür dilerim." Dedi Regulus'a dönüp iki eliyle yüzünü kapatırken.
"Ayrılacak mısın?" Diye tekrarladı Regulus.
"Reg. Lütfen kimseye söyleme beni öldürürler hatta öyle işkenceler yaparlar ki ben ölmek isterim. Bu yüzden sana yalvarıyorum."
"Sana hak veriyorum."
"Nasıl yani? Kimseye söylemeyecek misin?"
"Hayır. Söylemek bana hiçbir şey kazandırmaz. Ama bir şartım var."
"Dinliyorum."
"Güvenli bir yere ulaştığında, ben de yanına geleceğim." Regulus bu sözlerini ciddi söylemişti. Sirius'un zaten büyümüş gözleri iki katına çıkmıştı. Çünkü zaten kaçması için gereken tek şey kardeşini de oradan kaçmaya ikna etmekti.
"Anlaştık." Sirius sıkması için Regulus'a elini uzattı.
"Anlaştık." Dedi Regulus, Sirius'un elini sıkarken.
İki genç de bu anlaşmayı yaptıktan sonra tahta yataklarına geçtiler. Regulus hemen uyumuştu ama Sirius uyumadı, uyuyamazdı. Aklından o kadar çok şey geçiyordu ki o düşüncelerin içinde kaybolup 2 saatin sonunda uyuya kaldı.
_"Uyanın artık sizi küçük krakenler. Güvertede silinecek çok yer var." Diye duyuldu Walburga'nın insanı yerinden zıplatan bağırışı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☠︎︎ 𝒲ℯ 𝒲𝒾𝓁𝓁 ℱ𝒾𝓃𝒹 𝒪𝓊𝓇 𝒲𝒶𝓎 ☠︎︎ -𝐦𝐚𝐫𝐚𝐮𝐝𝐞𝐫𝐬
Fanfiction"𝐴𝑐𝑡𝑢𝑎𝑙𝑙𝑦, 𝑦𝑜𝑢'𝑟𝑒 𝑛𝑜𝑡 𝑎𝑠 𝑠𝑐𝑎𝑟𝑦 𝑎 𝑝𝑖𝑟𝑎𝑡𝑒 𝑎𝑠 𝑒𝑣𝑒𝑟𝑦𝑜𝑛𝑒 𝑓𝑒𝑎𝑟𝑠." "𝑊𝑜𝑢𝑙𝑑 𝑦𝑜𝑢 𝑙𝑖𝑘𝑒 𝑚𝑒 𝑡𝑜 𝑏𝑒 𝑙𝑖𝑘𝑒 𝑡𝒉𝑎𝑡?" ⋆♱✮♱⋆ |Marauders Pirate AU| Kitap Karayip Korsanları tarzında değil Ou...