Aras'ın Bugün kantinde söylediği o sözle ilk bir duraksamamın ardından hemen toplanarak yürümeye devam ettim. Arkamı döndüğümde çoktan kantininen son köşesindeki masaya kurulduklarını gördüm. Kafama takmamaya çalışarak kızlarla eşit hizada gidebilmek için adımlarımı hızlandırdım. Sanki daha demin hiçbirşey olmamış gibi, Yeniden eski konuşmamıza dönerek sınıfa ilerlemeye başladık.
*****
Okulun ilk günü umduğumdan daha güzel geçmişti. Bir arkadaş edinebileceğimi tahmin ediyordum ama böyle bir arkadaş grubumun olacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi. Bugün dersler dışında Elifin grubuyla tanışmış ve onlarla yeni okulum ve seçeceğim dersler hakkında konuşmuştuk. Daha ilk günden bu kadar onlara karşı güvenmemin ve ısınmamın doğru olmadığını bilsemde şimdilik herşeyi oluruna bırakıyordum. Zaten ben arkadaşlara güvenle ilgili olan zaman kavramını Besteyle kaybetmiştim.
Sahi ya Beste olayını ne çabuk unuttum ben? Besteyle yüzleşmem gerektiğini biliyordum. Artık ne yaptılar? nasıl yakınlaştılar?sevgililermi? öğrenmem gerkiyordu. Ama benim asıl aklıma takılan şey Beste'nin o günden sonra benimle hiç konuşmamasıydı. Yani tamam ilk gün evime gelip konuşmak istemişti fakat sonradan geçen gün ki araması dışında tık yoktu. Gerçi aramasıylada olacak iş değildi zaten yüzyüze konuşulacak şeylerdi bunlar.
Buğrayla derslerde yanyana oturuyorduk ama ona, o gün Araslarla arasında geçen kavga hakkında soru sormak istediğimde ya öğretmenler kendimi tanıtmamı istiyor, ya kızlar bir soru soruyor ya da Buğra konuyu değiştiriyordu. Her ne kadar merak etsemde şimdilik sabrediyordum.
Evimin olduğu durağa yaklaştığımı görünce Kulaklığımı çıkararak, düğmeye bastım ve ayağa kalktım. Otobüsten iner inmez içime temiz bir hava çektim. Böyle ortamlarda boğulduğumu hissediyordum. Otobüste o kadar derin düşüncelere dalmıştım ki neredeyse ineceğim durağı kaçıracaktım.
Eve geldiğimde anahtarımı çıkararak kapıyı açıp içeri girdim. Annem ve babam işteydi. Bu yüzden rahatlıkla son ses müzik açarak kum torbası dövebilirdim. Bunu düşünmemle gülümsediğimi hissettim. Bunu yapmak her zaman stresimi atmama yardımcı oluyordu.
Hızlı adımlarla odama çıkıp çantamı yatağımın üstüne fırlattığım gibi önüme dönerek tam soyunmaya başlamıştım ki bir anda durdum. Tşörtümü yeniden aşağı indirirken arkamı dönerek "Ne işin var senin burda" diye bağırdım. Gerçektende Beste'nin burda, benim odamda, tek başına, evde kimsen yokken ve daha yeni onu düşünürken şimdi karşıma çıkması oldukça tuhaftı. Büyük ihtimalle anahtarı annemden almıştı.
Bu kadar uzun zaman geçtikten sonra karşılaşmamız özlemle yüzüne bakmama sebep oldu. Ama hemen kendimi toparlayarak boş boş bakmaya başladım. Gözlerinin dolduğunu ve bir damla yaşın gözlerinden düştüğünü görürken her ne kadara içim acısada dışarıdan sesimi oldukça sert çıkartarak "sana soruyorum cevap versene" diye bir daha bağırdım.
Kekeleyerek "b..bu s..sen değilsin, Büşra bana böyle bağırmaz, boş gözlerle bakmaz" dediğinde sinirlerimin tepeme çıktığını hissettim. " Yanılıyorsun Besteciğim ben hala aynı benim asıl sen bu değilsin. Benim bildiğim Beste 'de böyle bir şey yapmaz. Kardeşim dediği kişiyi sırtından vurmaz. En yakın arkadaşının arkasından iş çevirmez. " dediğimde başını önüne eğdi. Haklıydım bir de bana gelipte böyle bu sen değilsin triplerine girmesi beni iyice zıvanadan çıkartıyordu.
"Şimdi neden geldin son kez soruyorum" diye bir daha bağırdımda, yerinden sıçrayarak "ben...şey...Büşra ben...seni çok özledim" diyerek koşar adımlarla gelip bana sarılmak istediğinde ellerimi önüme uzatarak onu durdurdum. "Bu kadar olandan sonra sana sarılmamımı bekliyorsun? gerçi hala senden bir açıklama alamadım" dediğimde Beste 'tamam' gibisinden kafasını salladı. "Tamam anlatacağım içim içimi yemektense." diyerek koltuğa oturduğunda ben de yatağıma oturarak anlatmaya başlamasını bekledim. Yüzüne öyle boş boş bakarken kaç dakika geçmesine rağmen anlatmadığı görünce "Sabaha kadar seni dinlemiycem çabuk ol." dedim baygın bakışlarla.