Jisung:
Dün akşamı tekrarlamak
ister misin Lee?
Heeseung:
Yanlış Lee Hyung-
Jisung:
ANANI SİKEYİM
OLMAMIŞ SAYALIM
OLUR MU HEESEUNG
Heeseung:
Jake'e söyledim
bile hani bana elti
olucaktı ne oldu da
backstabber oldu
diyo.
Jisung:
İki saniye yani iki
saniye söylemesen
olmaz mıydı?
Heeseung:
Hyung'uma da
söyledim.
Jisung:
Ya senin ağzına sıçıyım
vermiyorum lan Jake'i
git ağla şimdi.
Heeseung:
Ayıp ediyosun
hyung sanki gelip
bana sikis teklif
eden sen degilmissin
gibi
Jisung:
YA NE SİKİSİ
NE DİYOSUN
SUSAR MİSİN
Heeseung:
Yooo
(Jisung-Minho)
Jisung:
YA LEE GERÇEKTEN
YANLIŞLIKLA YAZDIM
FARKETMEMİŞİM
Minho:
İsterim
Jisung:
Neyi istersin?
Minho:
Dün geceyi tekrar
etmek.
Jisung:
Hoh tamam.
*Jungwon'un ağzından*
"Beğendin mi?"
"Çok beğendim sevgilim hem sen yaparsın da beğenmez miyim?"
"Bilmem belki beğenmezsin."
"Beğenirim beğeniri-" zil çaldı. İkimiz kapıya bakmaya gittik. Kapıyı açtığımızda Heeseung şampanya patlattı. Sunoo'nun elinde pasta vardı diğerleri de arkada Jay'in doğum gününü kutluyorlardı. Jay'e bakıp "Jay doğum günün bir sonraki ay değil miydi?" diye sordum.
"Evet öyleydi." dedi ve diğerlerine baktı. Hepsi Niki'ye gerçekten mi der gibi bakışlar atıyorlardı. Niki kafasını kaşıyıp "Aa şey ben bu ay diye hatırlıyordum kusura bakmayın." dedi. "Dedim ben bir ay sonra diye." dedi Hee.
"Hayır demedin sevgilim."
"İnsan sevgilisinin yanında durur."
"Haklının yanındayımdır her zaman."
"Enişte gibi enişte." dedi Niki ve Jake'in çakması için elini kaldırdı. Jake'te Niki'nin eline çaktı.
"Hadi kapıda mı bekleyeceksiniz bari pastayı yiyelim." dedi Won. İçeri girdiler.
Won bıçak getirdi. Pastayı kestik ve herkese verdikten sonra oturup sohbet ettik. Yine kapı çaldı. Bu sefer ben gittim. Açtığımda Hyung'umu gördüm. Yanında bir çocuk vardı.
