2. Bölüm

47 1 0
                                    

Ben farklı bakmayı da denedim,fakat gördüklerim hep aynıydı.

Türkiye'ye dönmeden önce Elifle bi plan yapmıştık. Artık eskisi gibi olmayacağımı biliyordum bu yüzden bi yerden başlamam gerekiyordu.

Melih sevgilim felan değildi. Sadece oynadığım oyunda bana yardım eden taraftı. Bir şeylerden emin olmak için bu oyunu oynamam gerekiyordu.

Miran oldum olası bana karşı ne kadar soğuk davranmaya çalışsa da bazı zamanlar abimden daha çok hayatıma müdahale ederdi. Onun deyimiyle abilik yapıyormuş. Gerçekten abilik mi yapıyor yoksa oda bir şeyler mi hissediyor bunu öğrenmem gerekti. Bu yüzden böyle küçük bi oyuna kalkıştık.

Kerem ne kadar böyle bir şeyi onaylamasa sonunda ikna olmuştu,oda biliyordu Mirana olan aşkımı. Kaç kere onun omuzunda ağladım onun için. Her gün yanında farklı bi kız gördükçe içim parçalanıyordu,dayanamayacak hale geldiğimde Kerem yanımda oluyordu. Bu acıyı bir kere de o yaşasın istedim görsün benim canımın nasıl acıdığını.

Biliyorum bu yaptığım çok çocukça başkası yapsa dalga geçeceğim bir şey ama yaşadığım acının bir kısmını oda yaşasın istiyorum.

"Pardon? Erkek arkadaşı derken?" Abim öfkeden volkan gibi patlamak üzereydi. Melihin elini hala bırakmamıştı.

"Bunu evde konuşuruz abicim şimdi hiç sırası değil." Ateş eden gözleri bana döndü. Ufaktan korkmadım değil.

"Dua et şu an burda senin için toplandık. Ama bu konu burda kapanmadı evde görüşeceğiz seninle." Dedikten sonra sertçe Melihin elini bıraktı. Biraz fazla abartmadı mı sanki?

Onlar kendi arkadaş grubuyla sohbet içindeydiler bizde kendi aramızda konuşuyorduk. Tabi bu sesli ortamda ne kadar konuşulabilinirse. Melihi bazen duymadığımda kulağıma yaklaşıyordu,bunu gören abim beni çekiştiriyordu.

"Elif söylesene bakıyor mu? Nasıl şu an surat ifadesi?" Beynini açıp aklından geçenleri görmeyi o kadar çok istiyordum ki.

"Bakmak ne kelime her an saldırabilir." İşte bu yüzümü güldürmüştü. Bende onun gibi olmuştum zamanında.

"Ben lavaboya gidiyorum geliyor musun?"

"Hiç geçemem şimdi insanların içinden. Git sen." Arkadaş değil bu kız. Yanımdaki çantamı avuçlarım arasına alıp abime lavaboya gideceğimi söyledikten sonra ayaklandım. Ona kalsa benimle oraya da gelecekti.

Bu aksiyon fazla gelmişti,yüzüme soğuk su çarpıp kendime gelmem gerekiyordu. Elimdeki çantayı bırakıp yüzüme su serptim. Aynadaki yansımama bakınca düşüncelere daldım.

Bu oyunu ne kadar sürdüreceğime dair en ufak bi fikrim yoktu. Doğru mu yapıyordum onu da bilmiyorum da. Bir yandan da gerçeklerle yüzleşmeye cesaretim var mı diye düşündüm.

Ya düşündüğüm gibi değilse? Bana aşık değilse. Gerçekten beni kardeşi gibi görüyorsa. Bunları duymaya hazır mıydım?

Kapının hayvan gibi açılmasıyla olduğum yerde sıçardım.

"Yuh!" Kapıyı açana baktığımda bi şok daha yaşadım.

Miran....

"Napıyorsun kızım kaç saattir içerde!" Açtığı kapıyı sertçe geri kapatıp yanıma adımladı.

"Lavaboda ne yapılıyorsa bende onu yapıyordum." Biraz diklenmiştim sanırım ve bu hoşuna gitmemişti. Üstelik yüzüne bakmadan konuşmuştum şu hayata en nefret ettiği şey.

Onun hakkında onun bile bilmediği ne kadar çok şey biliyordum....

"Benimle konuşurken yüzüme bak!" Peçeteyle elimi kuruladıktan sonra kovaya atıp onun dediğini yaptım ve yüzüne baktım.

Karanlığım Where stories live. Discover now