1. bölüm

226 21 35
                                    

Yine her zaman ki gibi yalnızım. Evin içinde izlemediğim ama yalnızlığımı bastırması için açık bıraktığım televizyon sesi yankılanıyor. 48 saattir uykusuzum. Gözlerim bana isyan edecek kadar yorgun. Ama elimde değil. Uyuyamıyorum. Tekrar aynı seyleri görmekten korkuyorum. Gerçekle hayali ayırt edememekten korkuyorum.

Yoongi... en yakın arkadaşım... Her gün yaptığı gibi mutfak masasının üzerine yemem için hamburger bırakmış. Ama benim en ufak iştahım bile yok. Gerçi benim ne zaman iştahım oldu ki... Yoongi de olmasa burda ölüp kalsam kimsenin ruhu bile duymaz. Bazen yalnız olduğumu düşündükce o gelir aklıma. Kendime kızarım. Bencillik yapıyorsun derim. Ama ne fayda? Bozuk plak gibi aynı şeyler tekrar eder. 

O hamburgeri yemesem Yoongi'nin kızacağını biliyorum. Zorla da olsa yemem gerekiyor her defasında. Ama biliyor musunuz? Bana kızması daha çok hoşuma gidiyor. Biraz olsun değerli hissediyorum. Ama onun üzülmesini de istemiyorum. Bu yüzden o ne derse yapmaya çalışıyorum. Sanrılarım olduğu ve nöbet geçirdiğim zaman ondan başka yanımda duracak kimsem yok. Bir defasında atak geçirirken yanımda değildi. Az daha kendimi camdan atıyordum. Şimdi hatırlayınca gülesim geliyor. Resmen evimde yangın çıktığını sanıp tek care camdan atlamak sanmıştım. Alttan geçenler görüp yardıma gelmişler. Kendime geldiğimde ne bi yangın ne bir başka bir şey...

Beynim bana oyun oynuyor. Bundan kurtulamıyorum. Yoongi her defasında beni psikiyatriste götürmek istiyor ama ben hep bir bahene bulup erteliyorum.

Her neyse, bugün Yoongi'nin evine gidip bir kaç gün orda kalacağım. Kendisi istedi. Bana bir şey olmasından korkuyormuş. Bu iyi hissettiriyor.

Masamda ki hamburgeri yedikten sonra esyalarımı hazırlamak için odama geçtim. Çantama bir kaç t-shirt, pantolon ve  iç çamaşırı attıktan sonra evden cıktım. Yoongi'nin evi benden fazla uzak olmasa da yürümek istemiyordum. Cebimde yine önceki günlük işten kazandığım artak kalan paramla hemen bir taksi çağırıp bindim. Yolda giderken arabada "butterfly" şarkısı çalıyor. Bu şarkıyı her duyduğumda anlam vermediğim burukluk kaplıyor içimi.

Parayı taksiciye uzatıp arabadan indim. Yoongi balkondan bana bakıyor. Acaba ne zamandan beri orda beni bekliyor...

Eliyle bana gel diye işaret etti. Ben de yerden çantamı alıp yanında gitmek için adım attım ki o anda başım şiddetli bir şekilde zonklmaya başladı. Yine aynısı oluyordu...
O an çantam elimden düştü. Ben de dizlerimin üzerine çöktüm. Yoongi'nin beni balkondan görüp telaşlı bir şekilde yanıma geldiğini tahmin edebiliyordum. Daha fazla dayanamadım oracıkta bütün bedenimle yere düştüm. Bilincim hala yerinde ama olanlara anlam veremiyorum gibiyim. Gözlerim yarı açık yarı kapalı. Etrafta ses uğultuları var. Yoongi'nin telaşlı nefesini hissedebiliyodum.

Yoongi: (telaşlı bir sesle)
Merak etme iyi olacaksın ben seni hiç bırakmayacağım. Ambulansı arayın!! Jungkook! Jungkook! Lütfen ses ver.! Sana bir şey olmasın...

Akşam karanlığında ıssız bir yolda yürüyordum. Sanki dünyada tek ben kalmışım gibi bir his içimi kapladı ve bu his vücudumun aniden ürpermesine yol açtı. Ben burda ne yapıyordum, nereye gidiyordum, neden yalnızdım? Birden etrafta "Jungkook kurtar beni" diye bir ses yankılandı. Korkudan kafamı bir o yana bir bu yana çevirerek sese doğru koşmaya başladım. Yol hiç bitmeyecek gibi sonsuz gözüküyordu. Koşarken ayağım takılarak düştüm. Acıyla kalkmaya çalışırken bu sefer "yine kurtaramadın Jungkook" diye bir ses duydum. O endişeyle uyandığımda ağzımdan çıkan şey "Taehyung" olmuştu. Etrafıma bakınca hastanede olduğumu anladım.  Hep aynı şeyi görüyordum fakat uykumdan ilk defa böyle uyanmıştım. Yoksa gördüğüm kişinin adı Taehyung muydu?

[Yoongi'nin sesini duydum.]

Yoongi
Bir seyin var mı, nasıl hissediyorsun? Orda balkondan seni o halde görünce çok korktum. İyisin degil mi? Terlemişsin. Ateşin mi var? Ben hemen doktorlara haber vereceğim. Bekle beni.

ASWİUM - [𝗧𝗔𝗘𝗞𝗢𝗢𝗞]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin