Komutan Bozuntusu,
Yıllardır dönüp dolaşıp senin bana yazdığın mektupları ve tuttuğun günlüğü okuyorum. Öyle ki artık bazı satırlarını ezberledim sevgilim. Evet, sevgilim diyorum, çünkü son mektubunda sandığının aksine hayatımda biri yok ve asla olmayacak da. Kalbime koca bir aşk gömmüşken ve bir de aklım tamamen Binbaşı'mdayken nasıl olur da başkasını sevebilirim?
Aksine, kimseyi sevemediğim gibi sevdiklerim de anlamsız gelmeye başladı. Bu şehri sevmiyorum artık, bebeğim. Çünkü sen yokken bu şehir aynı hissettirmiyor. Şehrin havası bozuk artık... Seninle keyifli vakit geçirdiğim o büyük evin artık gözüme boş bir apartman dairesi gibi geliyor. Çünkü tek yaptığım yatak odasına gidip parfümünü yastığına sıkmak ve ona sarılarak uyumaya çalışmak.
Uyumaya çalışmak.
Ama bunu başaramamak.Chanyeol'üm... Kokun artık yok buralarda. Duyabilmemin bir yolu var da, utanıyorum çok... Gelemiyorum sana...
Bu hayatı sen verdin bana, bu yüzden kıyamıyorum almaya...Yanımda değilsin diye kahroluyorum. Her ne kadar senden sonra çok güçlenmiş olsam da senin için her zaman zayıfım sevgilim.
Öyle ki,
seni sadece düşünürken bile ağlayabilirim.
Öyle ki,
herhangi bir şey yazarken bile yazdığım her satır senin hakkında.
Öyle ki,
baktığım herkes sana benziyor, evet, lanet olsun.
Gördüğüm her sanat eseri bana seni hatırlatıyor.
Okuduğum her kitap seni bana gösteriyor.Chanyeol, ben seni öyle özledim ki sayfalarını kıvırmaya bile kıyamadığım manga ve kitaplardaki mutlu ana karakterlerin isimlerini karalayıp bu çirkin yazımla Baek ve Chan yazıyorum oralara.
Seni öyle özledim ki fotoğraflarımıza bakıp senin olduğun kısma öpücük kondurduğumda sanki gamzeli yanaklarını hissediyor gibi oluyorum.
Koca bebeğim... Ben artık 25 yaşındayım, binbaşı rütbemi de aldım. Deniz kuvvetlerinde birçok başarım ve derecem oldu. Evet, büyüdüm ve sana yakışacak olgunluğa da ulaştım. Ama bu yaşımda ve bu halimde bile bir kitapta cehennem sözcüğünü görsem; hâlâ kalbime derin yaralar açan, durmadan ağlamama sebep olan ve beni sudan çıkmış bir balık gibi çaresiz bırakan o anı, yani ellerim arasındaki kanlı kaplı yüzünün bir anda beyazlaşmasını ve nefes almayışını hatırlıyorum.
Hayat böyleymiş meğer, sevgilim. Ne kadar güçlü olursan ol sevdiğin için her zaman yetersiz kalırmışsın. Artık seni çok daha iyi anlıyorum Chanyeol'üm. Değer verdiğin insanları her kaybedişinde kendini suçlamanı ve ne kadar güçlü görünmeye çalışsan da içten içe neden bittiğini çok iyi anlıyorum.
Birinci ay mektubunda belirttiğin gibi büyüdükçe seni haklı bulmaya başladım. Sana hiç kızgın değilim sevgilim. Çünkü sen bir şeyin doğru olduğunu düşündüysen, mutlaka benim için iyi olanı da hesaba katmışsındır. Seni biliyorum bebeğim, beni üzmek istemezsin.
Ve Chanyeol, her bir mektubunda seni affetmem hakkında saçmalayıp durduğun için suratına koca bir yumruk atmak istiyorum. Affedilmeni gerektirecek ne yaptın ki? Salak herif.
Bilmiyor musun, bana zarar verecek olsan bile boynuna atlayacak kadar çok seviyorum seni.
Seni seviyorum, seni seviyorum...
Bu arada, çok merakla sorduğun o soruya cevap vermeden sonlandırmak istemiyorum mektubumu.
Evet, Chanyeol. Ölmeden önce bana çok güzel sözler söyledin ve evlenme teklifi de ettin. Hem de önümde diz çöktün. Bana bir yüzük bile uzattın. O yüzük künyemin ucunda takılı, her zaman benimle birlikte.
Tıpkı benim de her zaman seninle olacağım gibi.
Binbaşı rütbesine kavuşan ama senin için her zaman "Minik Asteğmen" olarak kalacak askerin,
Byun Baekhyun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cevapsız Mektuplar •chanbaek•
FanfictionBinbaşı Park Chanyeol'ün, Asteğmen Byun Baekhyun'a yazdığı mektuplar... DİKKAT: Kod Adı: Bela ficinden büyük spoilerlar içerir. İkili arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için Kod Adı: Bela isimli hikayemi okumanız önerilir.