1

95 6 9
                                    

Başlıyorumm...


Yine boş geçirdiğim bir günün akşamında yatağımda uzanıyorum. Tam bir hafta oldu ben işe gitmeyeli ve dışarıda yapıcak pek bir şeyim de yok çünkü yapmak istemeyeceğim kadar bitik ve yorgun hissediyorum. Bir kulağım hala telefonumda patronumdan gelecek mesajı bekliyorum. Bana asla izin vermeyen patronum bir haftadır beni işe çağırmıyor.

Patronum aynı zamanda başlarsa hayalini kurduğum ve filmlerde gördüğüm sevgilimdi. Gelecek planlarımı bile ona göre yönetiyordum ta ki ayrıldığımız güne kadar. Tüm dünyamı alt üst etti, herkese karşı geldiğim şeyleri teker teker yakıp çöpe attı. Alsında ayrıldığımız güne kadar her şey mükemmeldi. Her hafta beraber gezilere çıkıp bir sürü anı biriktirirdik. Modum düşükse kendi çabalarıyla beni mutlu etmeye çalışırdı. Ama bilmediğim şey benden bazı şeyleri saklamak içinmiş. Sekreteri ile olan o ilahi aşkını.

Düşüncelerim yine ve yine chani bulduğunda iç çekip ayaklandım. Onu sekreteriyle yakaladığım günün üzerinden 1 aydan uzun bir süre geçmişti. Gözlerim tekrar dolmaya başladığında kendimi banyoya attım iyi bir duş iyi gelebilirdi. Üzerimdeki fazlalıklardan kurtulup duşa kabine girdim. Sıcak suyu ayarlayıp bedenimin ıslanmasına izin verirken suyla beraber gözyaşlarımda özgürlüğünü ilan etmişti. Onun için ağlamaktan nefret ediyorum. Hala onun için deli olan kalbimden de nefret ediyorum. Onunla ilgili her şeyden nefret ediyorum ama onu hala deli gibi seviyorum. Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimden kurtulduktan sonra durumu hızlıca tamamlayıp çıktım.

Aşağıdan gelen seslere bakılırsa mutfakta yine kaos vardı. Üzerime pijamalarımı geçirip saçlarımı hafif kuruladıktan sonra odadan çıkarken mesaj sesi gelen telefonumla yatağa ilerleyip elime aldım. Mesaj chanden gelirken üzerine tıkladım.

Bay bang
Minho yarın işine dönüyorsun

Minho♡
Peki Bay bang

H

ızlıca cevap verip mutfağa indim. Gördüğüm manzara pek iç açıcı değildi. Hyunjin unlarla kaplı felix ise ona kızmakla meşguldü.
"Hyunjin bak inat etme defol şu mutfaktan. Yemek yapmak hakkında bir bok bilmiyorsun kalkıp pasta yapmaya çalışıyorsun bir de şu hale bak"

"Lix kızma lütfen~, minik bebeğim için yapmaya çalışıyorum"

İkisine de göz devirip yanlarına ilerledim. Mutfağımı mahvetmişler.
"Çıkın ikinizde. Hyunjin mutfağa girmiyorsun. Lix sende hyunjine kızıyorsun ama sende bir şey bilmeyip her seferinde mahvediyorsun istemiyorum ikinizi de çıkın hadi"
Sinirle söylediğim cümlelerde ikisi de bana dönmüş mahçup bir şekilde bana bakıyorlardı.

"Özür dilerim hyung"
İkisi de aynı cümleyi sıralayıp çıkmıştı. Chanle ayrıldığımızdan beri beni ikiletmeden her dediğimi yapıyorlardı. Ve bu durum canımı sıkmaya başlamıştı. Kırılacak eşya gibi davranıyorlardı bana. Sinirle soluyup dağılan mutfağı toplayıp hyunjinin istediği pastayı tamamlamıştım. Dolaba yerleştirip salona geçtim. İkilinin arasına oturdum. İkisi de kıpırdanırken bana söyleyecekleri vardı belliki.

"Dökülün" İkisi de kıkırdayıp önce hyunjin başlamıştı. "Hyung işe ne zaman dönüyorsun. Sıkılmaya başladım orda kimseyle konuşmuyorum." İsterik bir şekilde güldüm yalan söylüyordu hyunjin her boşlukla biriyle konuşurdu. "Yalan söyleme bana sanki bilmiyorum seni. Ayrıca yarın başlıyorum patron mesaj atmış"

EX// BANGİNGO-MİNCHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin