SİLENCE

Two

Bir anda dudaklarımda hissettiğim dudaklar nefesimi kesmeme neden olmuştu. Beni öperken bir eliyle belimi okşarken bir eli ise yanağımı okşuyordu. Beni öperken belimdeki eli kalçama doğru inmeye başladığında geri çekildi.

"gidelim"

Elimden tutup bardan çıkarmış ve arabasına bindirmişti ne olduğunu anlamasamda sadece ona ayak uyduruyorum. Araba bir evin önüne geldiğimizde durmuştu, jimin arabayı park edip arabadan inerek beni evin önüne getirmişti. Eve bakarken jimin cebindeki anahtarla kapıyı açtı ve beni içeri aldı. Burası jiminin evimiydi? Çok tuhaf bir evdi her yer çok dağınıktı ve sadece sigara kokuyordu sadece 2 odalı bir evdi, tamamen serserilerin yaşadığı bir sokaktaydı. Jimin beni odasına sürüklemişti ve göz teması kurarak konuşmuştu.

"Devam etmek istemiyor musun?"

Beni yatağına itmiş ve üzerime çıkmıştı. Nefesim kesilmiş gibi ses çıkarmadan sadece onu izliyordum, üzerindeki gömleği çıkarıp boynuma yöneldi, boynumu emerken üzerimdekileri çıkartmaya çalışıyordu. Ellerimi çıplak sırtına geçirdim ve kulağına doğru hafif inlemeler bıraktım, jimin ise o sırada ikimizide soymuştu. Bir eliyle deliğimi okşarken dudaklarını dudaklarıma bastırdı, dudaklarımdan ayrıldığı zaman koca bir sessizlik kaplıyordu iç dünyamı.

Jimin çekmecesinden bir kayganlaştırıcı çıkarmıştı anlamadan ona bakarken konuşmuştu.

J'kendimi tatmin ederken kullanıyorum, merak etme her gün birini becerdiğimden değil.

Bir şey demeden sessizce yanağını okşamıştım jimin sırıtarak kayganlaştırıcıyı parmağına dökmüştü, döktüğü parmağını deliğinden gezdirirken yüzümü izliyordu. Herhalde bu halim hoşuna gidiyordu. Bir süre sonra kayganlaştırıcıyı yerini koyarak beni kendisine çekmiş ve bir anda içime girmişti. Onu içimde hissetmemle derince inlemiş ve tırnaklarımı sırtına geçirmiştim. Her inlememde daha çok hızlanıyordu, neredeyse kendimden geçmiştim.

Uzun bir süre sonra içime rahatlamış ve kendisini yana atmıştı nefes nefese kaldığım için bir süre kendime gelmek için bekleyip ona dönmüştüm. O ise umursamadan telefonu ile ilgileniyordu, benimle ilgilenmesi için ona biraz daha yaklastım ve başımı goğsune yasladım. Bana bakmamıştı bile.

///////////////////////////////////////////////

"ya nerde olduğunu söylesene"

Nerdeyse 2 derstir bana aynı şeyi söyleyen jine bakarak oflamıştım. Dün akşam ne yaptığımı sorup duruyordu, jiminle yattım jin.

"Ya hoseok kendi kendine konuşma anlamıyorum benimle konuş"

Jin'in sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi davranması çok fazla hoşuma gidiyordu böylelikle yabancılık çekmiyordum. Aslında bugün güzel bir gündü yani jiminin benle yattıktan sonra beni yoksa sayması ve sabah beni orda bırakarak gitmesi dışında. Bir süre sonra yanımıza bir çocuk gelmişti, Jin ona bakarak göz devirmiş ve sahte bir gülümsemeyle selam vermişti, çocuk ona yaklaşıp konuşmaya başlamıştı.

"hey jimini gördün mü?"

Jin tekrar göz devirip hayır anlamında kafasını sallamıştı, karşısında ki çocuk ise kendi kendisine gülüp oradan gitmişti, neden jimini sorduğunu merak ettiğim için Seokjin'e dönüp konuşmaya başlamıştım.

H'Bu kim neden jimini sorduki"

S'jiminin sevgilisi bu on defa dedim ya sevgilisi bu sınıfta diye buraya geliyor"

H'Sevgilisi erkekmi?"

S'sakın bana homofobik olduğunu söyleme kaslı sevgilimin kaslarıyla yok ederim seni"

Gülerek jine bakıp hayır anlamında başımı salladım.

H'sadece etrafında o kadar kız vardı ki bir kızla çıktığını düşünmüştüm ama sevgilisi çok güzelmiş"

S'ay jimin herkesle takılıyor, nerdeyse herkesle flort ediyor hatta çoğu zaman sevgilisiyle kavga ediyor 1 hafta ayrılar bir hafta barışık"

H'sevgilisinin adı ne"

S'Jungkook"

Bir anda duraksadım ve o gece jiminin goğsunde uzanırken mesajlaştığı kişi aklıma geldi. Jungkook yazıyordu, benle yattığı gecenin devamında sevgilisiyle yazışıyordu. Neden jiminle yattım, neden ona izin verdim, hiç bir şey bilmiyorum beni kullanıp öylece kenara attı, artık yüzüme bile bakmıyordu, nasıl ilk günden tanıştığım birisiyle bunu yaptım? Gözümü bu kadar boyayan neydi benim, neden ona karşı koyamıyordum...

Jinle sohbet ederken sınıfa giren jiminle dikkatim bozulmuştu artık tamamen ona odaklanmıştım. Kapının yanındaki en ön sırada oturan sevgilisine bakıp ona doğru eğilmiş ve ellerini sıraya koymuştu. Nasıl bu kadar havalıydı? Kendimi sevgilisinin yerine koyamadan duramadım, sürekli sanki şuan onunla çıkıyormuşum da ben triplendiğimde bu şekilde karşımda durarak gönlümü alıyordu.. Jungkook'un jimine küstüğü belliydi ellerini önünde birleştirerek hiç ona bakmadan bir şeyler söyluyordu, jimin ise bazen sırıtıp, bazende elini onun saç tutamlarında gezdiriyordu. Ben ve diğerleri onun için gelip geçiciyken, jungkook onun için kalıcıydı, o kadar kıskanmıştım ki neredeyse ağlayacaktım, neler olduğunu ben bile bilmiyordum, dayanamayıp ayağa kalktım ve jiminin arkasından geçerek sınıftan çıktım. Lavaboya gidip yüzümü yıkarken bir anda arkamda birisini hissettim.