Gece yarısı ormanda süratle koşan bir kurt sürüsü vardı. Ormanın derinliklerinde ise üç arkadaş Yusuf, Resul ve Kerim, kamp yapmak için geldikleri bu yerde yanlarında taşıdıkları silahlarla tetikte bekliyorlardı. Son günlerde ormanın huzursuz olduğunu, geceleri garip sesler duyduklarını fark etmişlerdi. Bu yüzden kendilerini savunmak için silah almışlardı.
Aniden, ormanın derinliklerinde garip bir hareketlilik hissettiler. Korku içinde silahlarını hazırlayan üç arkadaş, birbirlerine bakarken birdenbire karanlıkta bir şeyin hareket ettiğini fark ettiler. Yaklaşan tehlikeyi hisseden Yusuf, "Hazır olun!" diye bağırdı.
Gölgeler arasında bir figür belirdi. Resul, "Bu ne?" diye sordu. "Bilmiyorum, ama hareket etmemiz gerekiyor" diye cevap verdi Kerim. Yusuf, "Ben bu adama ateş edeceğim!" diye bağırdı ve ateş etmeye hazırlandı.
Birdenbire figür, hızla hareket ederek ormanın derinliklerine doğru kaçtı. Arkadaşlar, silahları hazır bir şekilde figürü takip ettiler. Ancak kısa süre sonra, Resul figürün aslında bir vampir olduğunu fark etti. "Bu bir vampir!" diye bağırdı. Kerim, "Bir vampir mi? O zaman sadece gümüş mermi işe yarar" dedi.
Üç arkadaş, silahlarını hazırlayarak vampiri takip etmeye devam ettiler. Ancak, kısa süre sonra, kurtların ürkütücü ulumaları arasında bir kurt sürüsü ortaya çıktı. "Bu kurtlar bize saldırıyor!" diye bağırdı Yusuf. "Silahlarınızı kullanın!" Kerim, silahını kurtlara doğrultarak ateş etti. Ancak, kurtlar saldırılarına devam ediyordu.
Resul, "Bir çıkış yolu bulmamız lazım!" diye bağırdı. Yusuf, "Doğru, bir yere sığınmalıyız" dedi. Üç arkadaş, kurtların saldırısından kaçarak ormanın derinliklerinde bir kulübe buldular. Kulübe kapısını hızla kapattılar ve nefes nefese kaldılar. Ancak, kulübenin içinde kendilerini bekleyen bir sürpriz vardı.