Zemherinin İntihar Mektubu

O karanlık ve kasvetli evin içerisinde Zemherinin çığlıkları vs daha 4 aylık olan kardeşinin ağlamaları yankılanıyor. Zemheri çığlık atıyor, ağlıyor, bağırıyor ama yardım istemiyor. Zemheri asla yardım istemiyor. Yardım istemiyor çünkü artık ölüme gidiyor ve ölüme giden bir yolda kimse size yardım edemez ve sizde ölüme giden yolda kimseden yardım isteyemezsiniz. Annesi gözünün önünde intihar etti. Babası öldürmeye çalıştı annesini ama annesi babasından önce davrandı ve kendisini öldürdü. Ama babası inat etmişti, annesini o öldürecekti. Annesi zaten ölmüştü ama babası anlamadı bir kere kafaya takmıştı onu öldürmeyi. Zaten babasının akıl sağlığı pek sağlıklı değildi. Annesinin ölü bedenine benzin döküp çakmakla alevlendirdi. Ölü bir bedeni öldürmeye çalışmıştı. Sonra çekmeceden çıkardığı tabancayı Zemheriye tuttu.
-"H-hayır, hayır, hayır, hayır, hayır. Bunu bana yapamazsın."
-"Zaten sana yapmayacağım." Dedi babası. Tabancayı Zemheriden çekip tam kalbinin ortasına doğru sıkıca tuttu. Ve tetiğe bastı. Hiçbir şey demeden. Öylece...Tetiğe bastı.

Annesinin ölü bedeni kanlar içinde alev alırken zemheri çığlık çığlığa bir kova soğuk su getirip annesinin cesedinin üzerine döktü. Kim annesinin alev alan bedenine su dökmek isterdi ki? Kimse istemezdi ama malesef kiminin başına gelirdi. Zemheri daha hayatının baharındayken hayatı mahvolmuştu. Zemheri bitmişti. Nasıl yapacaktı, kardeşini nasıl idare edecek, artık olmayan hayatını nasıl sürdürecekti? Gözlerinin önünde iki tane ceset.... Biri annesinin, diğeri babasının. Diğer yandan bakıma muhtaç bir bebek... Zemheri artık bebeğin çığlıklarına daha fazla kayıtsız kalamayıp annesinin ölü bedenine yaklaştı ve cesede bakıp konuşmaya çalıştı.
A-anne, bizim seninle hayallerimiz vardı hani anne. Anne bizim hayallerimiz vardı anne. Ama sen öldün anne. Sen kendini öldürdün anne, sen intihar ettin anne. Anne neden yaptın bunu bize anne?...  Sana hakkımı helal edemiyorum anne. Seni gerçekten çok seviyorum ama bunu bize yaptığın bizi iki kardeş ortada bıraktığın için hakkımı helal edemiyorum.
Küçük kardeşimi merak etme anne ona yepyeni bir hayat sunacağım ama bu psikolojiyle değil. Benide merak etme ya yanına gelirim ya da-...
Cümlesini devam ettiremedi, sonra tekrar konuşmaya çalıştı.
Keşke yapmasaydın anne keşke ölmeseydin. Sen o an öyle bir hamle yapmamış olsaydın ben babamın önüne atlar seni korurdum. En azından ben ölürdüm anne sen değil. Sen kalsaydın eğer bakardın kardeşime, ona annelikde yapardın babalık da. Ama ben yapamam anne ben yapamam. Ben daha ben olamıyorken aynı anda hem anne, hem baba olamam. Annem... Seni hep çok sevdim ve sevmeye devam edeceğim. Birazdan buraya polis çağıracağım ama ben kardeşimi alıp gitmem gerek. Benim kardeşimi kurtarmam gerek. Seni çok seviyorum annem.

Annesinin yanmaktan tanınmayan yüzüne yaklaşıp yanaklarını sıkıca öptü ve ona son kez sıkıca sarıldı. Ve babasının ölüsünün yanına yaklaştı.

Senden nefret ediyorum. Dedi babasının cesedine doğru eğilip. Annem senin yüzünden öldü. Sen benim, annemin ve kardeşimin tüm hayatını, tüm geleceğini izinsizce çaldın.  Senden nefret ediyorum kağıt üstünde; 20 harf 3 kelime kadar küçük küçük ama anlamı çok büyükÇok derin. Tekrar ve son kez; senden nefret ediyorum. Sana'da hakkım helal değil.
Dedi ve ağlayan kardeşini kucağına alıp 
Sakinleştirmeye çalıştı. Telefonu alıp polisi aradımve polisler gelmeden hızlı hızlı hazırlanmaya başladı. Kardeşinin bebek çantasına bebek bezi, ıslak mendil, peçete, ve bebek için bolca kıyafet aldı. Bebeği dikkatlice ve kalın bir şekilde giydirdi. Kendisi de en kalın montunu giyip yanına telefonunu ve şarj aletini aldı. Kardeşini evin en kalın battaniyesine sardı ve bebeğin başı üşümesin diye bebeğin kalın beresini taktı.