I.N Holmes

6 1 0
                                    

Gerçekler acıdır. Eğer dayanıklıysan seni güçlendirirler. Ama güçsüzsen seni en derinden yaralarlar. Ben ise gerçekleri örtmek için yalan söyledim, hayatımın her köşesinde yalan söyledim. Her bir cümlemde en az bir kelimem yalan oldu. Hayatım gibi.

Ben Yang Jeongin. "Ailem" genelde I.N der. Eğer yalan bir meslek olsaydı, master yapmıştım.

Aile baskısı ile büyüdüm. Ailelerde üç kardeşseniz: en küçüğü her zaman en sevilen, en sevecen, şımarık bir aptal bile olsa "O daha küçük, ergenliğini yaşıyor." denilen çocuktur. En büyüğü ise en saygı duyulan, kardeş ilişkilerinde her zaman onun sözü geçen, geceleri eve gelmeyip sokaklarda içip içip dolaşsa bile her zaman arkası toplanan, " O ne yaptığını biliyordur, gençliğini yaşıyor zamanla anlar." denilen çocuktur. Ortanca ise en değer görmeyen, aile sevgisi nedir bilmeyen, başarıları, doğruları değil de sürekli yanlışları, hataları görülen, eğer kardeşine bakmayı beceremiyorsa "Biraz büyü ailene yardımın dokunsun, bir çocuğa bakamıyorsun." denilen fakat kendinden birkaç yaş büyük biriyle tartışırken onun haklı olmasına rağmen "Biraz yaşına göre davran, büyümüş de küçülmüş, ne bu ergen ergen hareketler?" denilen o çocuktur.

Annem ben on yaşındayken vefat etti. Çocukken her şeyin farkındayken "Neden öldü?" diye sorduğumda asla net bir cevap alamadım. "Vakti gelmişti, kaderi böyleymiş, tanrı böyle istedi..." ve daha pek çok yalan. Yalanla doğruyu ayırt edebiliyorum ve bunlar bana hiç inandırıcı gelmiyor. "He de geç. " sözü sanki benim için yazılmış.

Babam annemin vefatından dört ay sonra yeni bir kadınla evlendi. Annemin ölümüne üzüldüğünü pek sanmıyorum. Cenazesinde dahi gerçekten ağladı mı emin değilim. Hepsi timsah gözyaşları.

Üvey annemin iki çocuğu var. Avustralyalı kardeşlerin adı Felix ve Christopher. Küçük olan Felix, sevimli bir yüzü ve çilleri var. Yalan söyleyemem, ona yakışıyor ve birçok kızdan güzel görünüyor. Gerçi benim hayatım yalandı, değil mi? Chris ondan dört yaş büyük. Yirmi dört yaşında. Sözü geçen kardeş tiplemesi yani. Yakışıklı ve yakışıklı. Tüm kızlar onun peşinde koşuyor ve her ne kadar "ilgilenmiyorum" havalarına girse de içten içe bu ilgi hoşuna gidiyor.

Sebepsiz yere benden nefret ediyorlar. Anneleri bile. Neden olduğunu çözemedim ama bunun sebebini de bulacağım. Açılın! Jeongin Holmes geliyor!

Babam annem ölmeden iki ay önce çok garip davranıyordu. Vefatından sonra bu daha fark edilebilir bir hal aldı.

Neredeyse her gece yarısından sonra evden çıkar ve gün doğmadan sanki hiç evden ayrılmamış gibi odasına geri dönerdi. Bunu annemden, hizmetlilerden ve benden gizli yapardı. Tabii I.N Holmes bunu fark etti. On yaşında olmama rağmen ters bir şeyler olduğunu hissedebiliyordum ve şimdi olduğumdan daha cesurdum. Yürek yiyip takip edecektim ki az daha yakalanıyordum. Bu fikri sonraya ertelemiştim. O korkuyu daha dün gibi hatırlıyorum. Ah çocukluk!

Evimiz çok büyük, çokça hizmetlimiz var ve her birine ait orta büyüklükte - tabii zenginlere göre orta, yoksullar için adeta bir ev- odaları var. Küçüklüğümden beri çok dışarı çıkmam ve babamın evde olmamasından faydalanarak evi karıştırırım ama hâlâ keşfetmediğim yerler olduğunu hissediyorum.

Bu evimizi seviyorum çünkü bilinmeyen şeyler var ve bunları çözmek eğlenceli geliyor. Dedektif gibi hissediyorum.

"Abimin" odası benim odamın karşısında. "Küçük kardeşimin" ise onun yanında. Tanrıya şükrediyorum yanımda olmadığı için. Çünkü daha geçen gün odasının önünden geçerken (mecbur) arkadaşlarıyla yüksek sesli samimiyetsiz dedikodularına şahit oldum. Chris'e sabır falan dilemiyorum. Sevmiyorum onu çeksin çilesini, hah!

Colorful World Of LieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin