1. Lycan'a Hoşgeldiniz

1K 98 100
                                    

Merhabaa!! O kadar uzun süredir wattpade bir şey yazmıyorum ki hikaye öncesi nereye not yazacağımı bilemedim. Sanırım böyle yapıyorduk?

Evet bu benim sodakookmintr olarak ilk wattpad kurgum ama koskoca sodakookmin'in bir wattpad geçmişinin olmadığını düşünmediniz herhalde? Şaka bi yana bu kurguyu fic olarak yazsam daha iyi olur diye düşündüğüm için burdayım.

Twitterdan gelen takipçilerim hoşgeldiniz umarım bu karar sizi hayal kırıklığına uğratmamıştır, burda da ordaki gibi eğleniriz. Beni twitterdan tanımayan ve belki burada ilk defa tanıyacak olanlar varsa sizler de hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz. Hadi başlayalım bakalım!!

Kurtadamların efsane olmaktan çıkması, bir yüz yıl önceye kadar insanlık için en şaşırtıcı ve büyük olarak kabul edilebilecek devrim niteliğinde gelişmelerdendi. Fakat bahsi geçen yarı kurtlar sadece gerçekliklerini kanıtlamakla kalmamış, aynı zamanda insanların içinde kendilerine yer bulmuşlardı.

Bunu başaran önder sürüler, hala ormanlığın derinlerinde yaşayan kurt halkı tarafından soylu olarak ilan edilmiş, güçlerine bir de zenginliklerini katmışlardı.

Jimin böyle bir aileden geliyordu. Park sürüsü yüz yıllar önce Busan'a ayak bastığında, Jimin'in dedelerinin anlatmasıyla insanoğlu ilk başta kurtlara fırsat tanımamış, kurtlar da en kirli ve güç gerektiren endüstrilerde kendilerine yer bulmuşlardı. Çok geçmeden de zekalarının üzerine eklenen insan üstü güçleri ile o endüstrilerde bile öne çıkmış, şimdi ise yeraltının korkulan isimleri haline gelmişlerdi.

Onları küçümseyip insan yanlarını yok sayan kişiler, şimdi onlardan korkar olmuşlardı.

Park Jimin işte böyle bir ailede doğmuştu. Park sürüsü Kore'nin en zengin Lycan kumarhanelerinin sahibiydi. Kumarhaneye bi gecede giren paranın da, kumarhaneye giren kişilerin de haddi hesabı yoktu.

Jimin gözlerini geniş yatağında odasını kaplayan camlardaki on üçüncü katın manzarası ile açtı. İki sene önceye kadar babasının yönetiminde olan bu on üç katlı koca kumarhanenin en üst katı onun evi olmuştu. Üzerine saten beyaz sabahlığını geçirip o doyamadığı manzarayı izlemek için yatağından kalkıp camın önüne ilerledi.

Park sürüsünün başına erişmek Jimin için kolay olmamıştı. Bu manzaraya gözlerini açmak ona başarısını hatırlatan en somut kanıtlardan biriydi.

Jimin senelerce alfalar tarafından yönetilen bu sürüde kara koyun olarak doğmuştu.

Jimin bir omegaydı. Geleneklere göre alfalardan daha zayıf kabul edilen, uysal olmakla bilinen alt cinsiyettendi. Soylu bir aileden gelen Jimin'in omega olması bile beklenmezken, sürünün başına gelmesi de bi o kadar şaşırtıcıydı.

Etrafındaki insanlar ona omega olduğunu, omegaların alfalar tarafından yönetildiğini söylüyordu ama Jimin farklıydı.

Park Jimin omega olarak ilk kez kabuğundan çıktığında onu diğer omegalardan ayıran özel güçlerinin olduğunu farketmesi uzun sürmemişti.

Çünkü insanların söylediği gibi alfalar onu yönetemiyor, aksine Jimin sanki parlıyormuşçasına ona bakıyor, nerede olursa olsun onların hayran dolu bakışlarına, omegaların ise kıskançlığına maruz kalıyordu.

Alfalar basit yaratıklardı, ne kadar omegaları yönetebildiklerini idda etseler de Jimin'in kokusundan bir nefes aldıklarında deliriyor, en ufak bir gülüşüne kanıyorlardı. Bu durumu farkeden Jimin ise kendi aleyhine kullanmakta çekinmiyordu.

Kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek varsa o da Jimin'in güzelliğiydi. Özel gücünün işe yaramağı bir alfa bugüne kadar ona hiç denk gelmemişti.

Unfaithful Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin