"k-kötüsün sen gerçekten çok kötü birisin"
gözlerimi hızlıca açıp karşımdaki ağzı yüzü dağılmış adama baktım benim bakmamla birlikte gözlerini sanki korkmuyormuş gibi bana dikti, öyleki eğer eli ayağı titremeseydi korkmadığına inanırdım.
"Gerçekten'mi benmi kötüyüm" dedim anlamaya çalışır gibi çünkü gerçektende anlamıyordum.
"Evet sen gerçekten kötüsün kendini iyi zannediyorsun değilmi"
karşımdaki adamın yüzünü uzun uzun inceledim ben kötümüydüm evet ama bu adamlar kadar kötümüydüm hayır, bu adamlar kadar kötü olamazdım, ben hiç bir zaman küçücük çocuklara zehir satmam, dövmem ve ölmeyi dilemelerin neden olmam.
Herşeyden önemlisiyse ben hiç bir çocuğun çığlıklarını ara sokaklarda acıdan yankılanmasına neden olmam.
Konuşmaya başladı yüzüme bazı gerçekleri vurduğunu zannederek konuştu "sen bir katilsin sen insanları öldürüyorsun, benim abiminde katilisin ve katil olan biri iyi olamaz"
Dedi sonra sanki hatırlamak istemediği bireyleri hatırlamışçasına kaşlarını çattı ve olduğu yerde korkmuş bir çocuk gibi büzüldü, biran sadece küçük biran ona gerçekten acıdım ama dediğim gibi küçük biran sonrasında yaptığı şeyleri hatırladım ve onun bu korkusundan zevk aldım.
"ben iyi birisi değilimki zaten asla iyi biri olduğumu iddia etmedim ama ben kötüysem sizler daha kötüsünüz o yüzden asla beni yargılayamazsın."
bir süre yüzüme baktıktan sonra olduğu yerde daha fazla büzüle bilirmiş gibi daha fazla büzüldü sonra birden olduğu yerde dikleşti ve konuşmaya başladı.
" Evet ben de birşeyler yapıyorum ama benim yaptığım şeyden zevk alıyorlar ama sen insanları öldürüyorsun onlara acı veriyorsun."
karnına attığım tekmeyle birlikte çığlık attı ve olduğu yerde büzüldü, zevk aldım biran gerçekten onun çektiği acıdan zevk aldım. İma ettiği şey nefesimi kesmişti aynı zamanda gözümün dönmesine neden oldu, ardı ardına attığım tekmeler yüzünden kan kusmaya başladı ama ona bile izin vermedim yüzünü kaplicak bir poşetle sıkmaya başladım. Kendi kanı onu boğsun istedim kendi kanı yüzünden nefes alamasın, kendi kanı onu öldürsün. hala çığlık atmaya çalışıyor etrafa tekmeler savuruyordu.
Haraketleri durdu çabalamayın bıraktı pes etti onu öldüreceğimden o kadar emindiki kurtulmak için çabalamıyordu.
Tamamen kendini bırakmıştı ona acımamı bekliyordu ama ben acıma duygumu yılar öncesinde bırakmıştım, gözleri kapandı tekrar açmamak üzere gerçekten acımadım acımak isterdim ama yapamadım.
Üzerinden çektim ellerimi, yüzündeki poşeti çıkardım ve kanlar içinde kalmış yüzüne baktım.
"hiç bir genç kız yada çocuk yaptığın şeylerden zevk almıyordu sen hastalıklı zihniyetine zevk aldıklarını düşündün ama onlar her an ölmeyi diledi, daha ne olduğunu anlamayan küçük çocukları öldürdünüz bazılarına cinsel istismarda bulundunuz çoğunluğu büyüdüklerinde anladı başlarına geleni bazılarıysa dayanamayıp öldürdü kendini."
Yüzünü inceleyerek konuştum, ölü olduğunun farkındayım delirmedim, yada psikolojim bozulmamıştı sadece hırsımı alamamıştım ne yaparsam yapayım öfkemi, sinirimi, nefretimi ve hırsımı asla attamayacaktım zaten.
Etrafta polis sirenin sesini duymamla kafamı hızla kaldırdım ve etrafıma bakmaya başladım.
Ben etrafıma bakarken kapı hızla açıldı ve karşıma baktığımda karşımda...
Uzun zaman sonra ilkez güzel olduğunu düşündüğüm bir kurguya merhabalar.
Ben çok sık bölüm yazan bir insan değilimdir o yüzden bazen aylar bazen haftalar sonra bölüm yayınlaya biliyorum o yüzden kusura bakmayın.
Sizce gelen kişi yada kişiler polismiydi yoksa başka birimi?Peki karakterimiz size göre gerçekten kötümü ve insanlara kötülük mü yapıyor?
Altaki o küçük minik yıldızcığa basmayı ve yorum yapıp yanlışlarımı düzeltmeyi unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi
Actiondaha küçük bir çocukken insanların saf kötü yada saf iyi olamayacağını savunurdum sonra savunmayı bıraktım çünkü gerçekten saf kötü diye birşey varmış...