Jisung son kez aynadan kendine baktı 'yine muhteşemim' diyip kendine göz kırptı yatakta oturan arkadaşları ona göz devirdi dışarıdan korna sesi gelesiye kadar tartışmışlardı sonunda tartışmayı kesip aşağıya indiler
"sen benle geliyorsun fıstık" jisung omzundaki ele baktı jisung zaten minhoyla gidiyor benim motarada sen gel sarışın" felix ona mı diyor diye emin olmadığı için çevresine ve arkasına bakındı en son seungmine döndü "bana mı diyor o" herkes felixe gülmüştü "evet sana diyorum"
Sonunda herkes yerleşmisti jisung minhoyla arabada gidiyordu chan, seungmin, felix ve hyunjin motorla gidiyordu-yanlış anlaşılma olmasın chanin ayrı motoru Var-
Ara sıra tartışmanın olduğu kavga ve gürültüyle geçen yolculuktan sonra varmışlardi
Böyle biyer göle girebiliyolar
"yuh çok güzel burası" herkesten onaylayıcı mırıltılar çıktı jisung minho yu dürttü
"madem böyle şeylerin vardı niye söylemiyorsun lan köpek"
"sana tik tok yasaklanmalı jisung buraya kafa dinlemeye geliyorum niye kafa açan insanları getiriyim" jisung kafa sallayıp önüne döndü bir kaç saniye sonra kulağında sıcak nefes hissetti "ilk getirdiğim kişiler sizsiniz aslında tek seni getiricektim ama" önünde yürüyen 4'lüye baktı "plana onlarda dahil oldu" jisung kıkırdayıp uzaklaştı kalbine iyi gelmemişti bu yakınlık "bizim hakkımızda dedikodu yapıyorsunuz duyuyorum" hyunjin elini tehdit eder gibi salladı fakat kısa sürmüştü takıldığı kedi yüzünden yeri boylamıştı "hyung iyi misin" "sen bana hyung demeden önce iyiydim felix" anlamsız bakışlar atarken elini uzattı felix "ama sen benden büyüksün" ayağa kalkıp üstünü silkeledi "deme bana hyung falan" "peki.." o sırada arkada kediyle aşk yaşıyan chanmin ikilisi hakkında derin bir konuşmaya gitmişlerdi "abi saçmalamayın chan seme tabiki" "ya hayır chan uke şu tatlı surata bak" han isyan etmeye devam ederken minho araya girdi "surata aldanma chan kesinlikle seme" seungmin sabrı taşmış olucakki önündekilere geçirdi "ananıza sorun o bilir kim uke kim seme"
"hrr haşin erkek" felix hyunjinin dediği şeye kahka atmaya başlamıştı "tanımıyorum bu arkadaşı ailesini falan arayalım kaybolur burda" felix jisungun omzuna geçirip ilerlemeye başladı "alındın mı aşkım özür dilerim"
"ya ona bile aşkım diyorsun ama bana demiyorsun adalet!!??" chan arkadaşının omzunu ovup "geçecek bunlarda" ağlamaklı bakış attıp ilerledi oda
Gölün kenarına yerleştiler "ya o benim diyorum"
"çıkar göster"
"neyi çıkarim felix çok ayıp imanlı ol biraz" felix sandviçi aniden bırakmasıyla jisung geriledi "anskm düşüyorum" göle düşmeyi beklerken düşmemişti "ah belim minho çek geri" geri minhonun yanına oturdu "ay han iyi misin" jisung yapmacık bir şekilde kendine söylenenen söze gülümsedi "iyiyim felix sen nasılsın"
Yemek faslı bittikten sonra hepsi göle girmek için hazırlandılar-giyinmekten bahsediyorum nası yazacağımı bilemedim- "chan gir ve bize boy ver"
"ben sizden uzunum sıkıntı olur minho girsin" eliyle minho yu hafif ittirdi minho göle girip ilerledi su göğsüne geldiğinde durdu "gelin hadi" hepsi göle girerken jisung yerinde rahatsızca kıpırdadı "gelsene han" minho kenara yaklaşıp elini uzattı "istemiyorum"
"neden bir sorun mu var travma gibi bir şey mi?" onu onaylayan küçüğüne bakıp ıslak saçlarını taradı tekrar elini uzattı minho "sen alışasıya kadar yanında dururum gel" jisung ufak tereddüt etsede ona uzatılan eli kavradı yavaşça göle girerken kavradıgı eli sıkıyordu minho elini jisungun beline atıp kendine çekti "korkudan öldürücek misin beni öyle çekilir mi" isyan etsede bacaklarını ve kollarını minhoyla doladı "koru beni boğulmak istemiyorum" minho gülüp ince beli dahada sıkı sardı "korurum seni"
.........................................................................
Burda kesiyorum sizce han neden sudan korkuyordu??