Yatağına uzanmış twitterda Icardi ve Wanda Nara hakkında yazılanları okuyordun.
Sevgilinin eski karısını kıskanman çok da garip değildi. Uzun süren karmaşık bir ilişkileri olmuştu. Siz de birbirinizi o karmaşanın içindeyken bulmuştunuz zaten. Başta onun arkadaşı olmayı denemiştin. Çünkü evliydi. Ancak ona aşık olmamak bir mucizeydi. Zaten o da senin için aynı duyguları hissediyordu. Toksik ilişkisinden çıkmasının ilk adımı olmuştu bu.
Yine de eski karısıyla görüşmek zorundaydı. Çünkü zamanında yalnızca eşi değil çocuklarının da annesi olmuştu. Buna karşı yapabileceğin hiçbir şey yoktu. Şu anda evde tek başına oturuyor olmanın sebebi de buydu.
Mauro çocukları ve eski eşiyle beraber bir yemekteydi. Bu durumda Wanda birkaç fotoğraf paylaşmaktan çekinmemişti. Konuşulacağını biliyordu. Amacı da buydu zaten.
Fotoğrafa bir kez daha bakıp telefonu kapattın. Üzülmene değmezdi. Zaten Mauro'ya güveniyordun.
O zaman neden bu kadar mutsuz hissediyordun?
Aslında cevabı çok basitti. Sevilmek istiyordun. Sevgilinin çocukları tarafından. Mauro kızlarına çok değer veriyordu. Bu yüzden onlarla iyi anlaşmak istiyordun. Ancak anneleri yüzünden aranızda bir soğukluk olduğunu hissedebiliyordun. Çok tatlı çocuklardı. Neşeli ve eğlenceliydiler. Ama ne zaman babalarıyla beraber yanına gelmek zorunda kalsalar onların sıkılmış olduğunu fark ederdin. Oyun arkadaşları olmaya da çalışmıştın fakat işe yaramamıştı.
Onları da anlayabiliyordun. Henüz küçüklerdi ve kafaları çabuk karışabilirdi. Anne ve babasının senin yüzünden ayrı olduklarını düşünüyor olmaları normaldi.
Yatağından kalktın ve salona ilerledin. Anlaşılan tüm gece yalnız olacaktın. Sevdiğin filmlerden birini açtın. Sen koltuğa uzanırken kapı çaldı.
Mauro'nun gelmiş olmasını umdun. Kapıyı açtığında elinde çiçeklerle seni bekleyen sevgilini gördün.
Çiçekleri ondan alıp dudaklarına uzandın. Mauro hemen belini sardı. Biraz öpüştükten sonra geri çekildin.
"Çiçekleri suya koyayım." dedin gülümseyerek.
Sen çiçeklerle uğraşırken Mauro da üstünü değiştirip yanına geldi.
Üstünün çıplak olması seni her seferinde heyecanlandırıyordu.
İkiniz beraber içeri geçtiniz ve izlediğin filme devam ettiniz. Rahat duruyor değildiniz. Sevgilinin eli bacaklarının üstünde geziniyordu. Sen ise onu görmezden geliyordun. İşin sonu elbette belliydi ancak onu çıldırtmayı seviyordun.
Ani bir şekilde bacak arana dokunmasıyla odağını ona çevirdin.
"Bırak şu aptal filmi. Seni özledim." "Oh sen mi ben mi? Tüm gün kıskançlıktan delirmek üzereydim!" "Bebeğim kıskanman gereken bir durum olmadığını biliyorsun değil mi?" "Evet ama yine de engel olamıyorum. Ayrıca..." cümleni yarım bırakıp sustun. "Ayrıca ne?" "Boş ver. Öp beni." "Hayır canım önce cümleni bitirmek zorundasın. Bana sorunu söyleyene kadar seni öpemem." Gözlerini devirdin.
"Ben sadece kızların beni sevsin istiyorum." "Zaten seviyorlar." "Hayır sevmiyorlar ve bunu ikimiz de gayet iyi biliyoruz. Beni sevmeleri için elimden geleni yapmak istiyorum." "Tamam sevgilim. Sizin için bir yol bulacağım." "Şimdi lütfen öp beni."
Gülümsedi. Beklemeden seni öpmeye başladı. Seni özlediğini öpüşünden bile anlayabiliyordun. Tavırları sertti.
Çıplak göğsüne dokundun ve onu koltuğa yatırdın. Kucağına oturup onun senin için üstündekileri çıkarmasını bekledin. Zaten tişörtünü çıkarması yeterli olacaktı.
"Sütyen giymemişsin?" "Her ihtimali düşündüm. Belki de senin gelip benimle sevişmeni beklemişimdir?" "Çok edepsizsin. Neyse ki bundan hoşlanıyorum."
Daha fazla konuşmadan dilini göğüs ucunda gezdirdi. Onun teması ve çıplak olmanın verdiği etkiyle göğüs uçların sertleşmişti. O, seninle ilgilenirken kafasını kendine daha çok bastırdın. Dudaklarından bir inleme kaçtı.
Mauro kafasını kaldırıp sana baktı.
"Henüz başlamadım bile bebeğim." "Ah bana diyorsun ama senin de benden bir farkın yok." kalçalarını aletine bastırırken söyledin.
Ancak senin aksine o inlememek için kendini tuttu. Seni koltuğun diğer tarafına yatırdı ve pijamanla külotunu birlikte sıyırdı. Beklemeden bacak arana yöneldi.
Hareketleri o kadar iyiydi ki her bir darbede daha çok ıslandığını hissedebiliyordun. O da bunun farkındaydı zaten. Bu yüzden hızlandı.
"Ah Mauro. Lütfen- Ah!" "Güzel bebeğim benden ne istiyor?" "Lütfen beni doldur." "Eğer bu kadar istiyorsan tabi."
Kalkıp kendi pantolonunu ve boxerını çıkardı. Ne kadar kez görmüş olursan ol her seferinde karşındaki manzara sana daha da çekici geliyordu.
Önce hazır alışmanı bekledi. Daha sonra birden içine girdi. Varlığına alışman uzun sürmedi.
"Hızlan!" "Doğru kelimeleri kullan." Mauro çekinmeden kalçana tokat attı. "Hızlan sevgilim lütfen!" dedin birkaç inlemenin arasında. Sevgilin seni dinledi ve hızlandı. Sınırda olduğunu hissediyordun.
"Sanırım geleceğim." "Benim için gel bebeğim."
Çok geçmeden sevgilinin adını inleyerek geldin. Ancak Mauro henüz tatmin olmamıştı. İçine darbe vurmaya devam ediyordu. Gittikçe hızlanırken bir eli boğazını kavradı ve hafifçe sıkmaya başladı.
"Acıyor mu? İyi misin?" Başını salladın. Senin için bir sorun yoktu. "Geleceğim." "Lütfen içimde kal." dedin aciz bir tonda. "Ah güzel sevgilim. Yoksa kızlarıma bir kardeş mi vereceksin?" dedi gülümseyerek. Gülümsemesinin ardından kendini bıraktı. Biraz bekledi ve senden ayrıldı.
Üstüne uzandı. İkiniz de nefes nefeseydiniz. Sana bakıp dudaklarını tekrar öptü.
"Duş almalıyız." "Çok yorgunum. Biraz daha kalalım." "Sen nasıl istersen prenses."
Bu sefer uzanıp başının tepesini öptü.
"Ayrıca canını sıkma tamam mı? Kızlarla olan durumu halledeceğim." "Tamam sana güveniyorum."
Kısa konuşmanızdan sonra ikiniz de uyuyakaldınız. Sanırım duşu sabah almanız gerekecekti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
