Jack Grealish

2.8K 53 10
                                    

Jack seni ilk gördüğünde okulun kütüphanesinde dikkatle ders çalışıyordun. Jack kütüphaneye gelen biri değildi ancak seni görecekse her gün gelmeye razıydı çünkü yüzün onu büyülemişti.

Jack aşka da inanmazdı. Özellikle ilk görüşte aşka. Ama buradaydın. Jack'in kütüphanede sabahlamasına sebep olmuştun. Adını da kütüphane görevlisine sorup öğrenmişti.

Y/N Y/L/N.

Jack bu ismi hafızasına kazıdı. Daha sonra seni kampüsteki birkaç kişiye daha sordu. Senin hukuk fakültesinde olduğunu öğrendi. Şimdiye kadar adını nasıl duymamış olabilirdi ki? Üstelik kendisi okuldaki popüler isimlerdendi ve okuldaki insanları genelde bilirdi.

Ama söylediğim gibi sen hukuk fakültesindeydin ve Jack'in o taraflara işi hiç düşmemişti. Üstelik sen çoğu zamanını kütüphanede geçirirdin.

Bu ay finaller vardı. Bu yüzden kütüphane tıklım tıklım doluydu. Sen ise arkadaşın için yer ayırmıştın fakat bir işi çıktığı için gelmeyecekti. Jack de bu fırsatı seve seve kullandı ve oturmak için izin istedi. Sen de verdin. Sonuçta sandalye senin değildi.

Sen ders çalışmaya çalışsan da Jack bir şekilde fazla gürültücüydü. Hızlı hızlı sayfaları çeviriyor, kaleminin ucunu kırıyor ve kendi kendine söyleniyordu. Etraftaki öğrenciler de bu durumdan şikayetçiydi.

"Bakın biraz sessiz olmanız lazım herkes bize bakıyor." dedin sessizce. Senin aksine Jack ses tonunu ayarlamadı.
"Anlayamadım ne diyorsunuz?"
"Sessiz olsana be adam!"
Bu sefer sen de istemeden de olsa sesini yükseltmiştin ve ikinizin de kütüphaneden kovulmasına sebep olmuştun.

Sıkıntıyla dışarı çıktın. Bu sırada yanındaki adamı azarlamayı ihmal etmiyordun tabi.
"Ne uyuz bir adamsın sen. Baei özür dile."
"Ben mi özür dileyecekmişim? Asıl sen kendini şanslı saymalısın çünkü benim gibi bir adamla görünüyorsun."
"Kim olduğun gram umurumda değil. Eğer düşük not alırsam bu senin suçun!"
"Cidden kütüphaneden hiç çıkmaz mısın sen? Ya da kitaplardan kafanı kaldırmaz mısın?"
"Bunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum."
"Hah o kadar asosyalsin ki beni tanımıyorsun bile! İki yıldır futbol takımının kaptanlığını yapıyorum."
"Ve bunu neden bileyim? Futbolla ilgilenmiyorum."

Jack sıkıntıyla nefes verdi. Bu iş böyle olmayacaktı. Senden hoşlanıyorken seninle böyle zıtlaşmak onu bir yere götürmezdi.

"Bak ne diyeceğim. Bildiğim bir kafe var. Çok da nezih sakin bir yer. Ben sana kahve ısmarlayayım ve suçumu bu şekilde telafi etmiş olayım. Sen de yüksek notlar almaya devam et. Ne dersin?"
Biraz düşündün. Açıkçası belli etmesen de onu beğenmiştin.
"Bir şartla."
"Ne istersen." dedi ellerini iki yana açarak.
"Hâlâ bana adını söylemedin?"
"Jack. Jack Grealish."
"Y/N. Y/N Y/L/N. Memnun oldum Jack." elini uzattın.
"Ben de memnun oldum Y/N." uzattığın elini nazikçe sıkarken söyledi.

Sizin hikayeniz de böyle başlamıştı işte. O gün kafe kapanana kadar beraber takılmıştınız. Tabi sen çoğunlukla ders çalışmıştın. Neyse ki yüksek bir not almayı başarmıştın yoksa Jack'in senden çekeceği vardı.

-----------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


-----------

Sonraki bolum final.

footballers imagineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin