(1) Flaşlar.

11 0 0
                                    

Jungkook-

Gözlerimi yoğun bir gün olacağını bilerek açtım, ayaklarım da bunu biliyordu, sanki adımlarım beni yatağa geri çekmeye çalışıyordu. İşin içinde iyi para olduğunu hatırlayınca ayaklarım geri normalleşti iyi ki. Sonuçta bu parayla ayak masajı yaptırabilirdim, değil mi? Sabah rutinimi uyguladıktan sonra, markanın tanıtımının yapılması için dergiye verilecek fotoğrafların çekimlerinden dolayı, seçilen kıyafetleri hemen ütüleyip giyindim, üzerimde hoş durduğundan emin oldum, sonuçta bu dergiler kimler tarafından okunuyordu, öyle değil mi?

İşlerimi halledince evden çıktım, yeni yıkanmış bembeyaz arabama atladım. Eski olduğundan pek iyi bir araba olduğu söylenemezdi. Kaset çalarına bit pazarından aldığım, 2. el bir kaset taktım, şarkıya eşlik ederek stüdyoya ulaştım.

Oldukça kalabalıktı, herhalde fotoğrafların en iyi şekilde olması gerekiyordu. Oraya girdiğim anda beni selamlayan herkese aynı anda el salladım, bir gülümseme bıraktım.

Çalışanlardan birine kameramanın burda, hazır olup olmadığını sordum. Evet cevabını alınca kamera karşısına geçtim. Kameraman yanıma geldi, beni selamladı.

"Merhaba, ben kameramanınız Taehyung, siz de Jungkook olmalısın. Tanıştığımıza memnun oldum!"

Onu tanıdıktan sonra "Ben de." diye yanıt vererek ışığın arkasına geçtim. Kameramanım ise kamera arkasına. Gözlerimin yanmasına alışık olduğumdan poz verdim, flaşın patlamasını bekledim. Patlamadı, bu durumu garipsesem de pozuna devam ettim. Flaş patlamamaya devam ediyordu. Bir arıza olduğunu düşünüp kameramanın yanına geldim.

Jungkook: Bir sorun mu var, sabaha kadar böyle bekleyemem!

Taehyung: Evet var bay Jungkook, pozlarınızı beğenmedim. Bu dergi için fazla klişeler, hm?

Jungkook: Sana mı kaldı, çek şu fotoğrafları da ikimiz de kurtulalım, ayrıca sen nasıl bir poz istiyorsun da?

Taehyung: Sakin olun isterseniz Bayım, sadece yerinizde bekleyin. Ben halledeceğim.

Ağzımdan hiçbir kelime çıkartmadan geri perdenin önüne geçtim, kameramanın yanıma gelmesini bekledim.

Yanıma gelmesiyle beraber, önce istemeden göz göze geldik. Utancımdan gözlerimi farklı bir yere çevirdim ve vücudumu serbest bıraktım. Bana yaklaştığında, onun parfümünün kokusunu alabiliyordum, hoştu. Kollarımla oynayıp, ellerim ve parmaklarımı ayarlıyordu. Bana yaklaştığı her an, nefesinin ılılklığının tenime değişiyle geriliyordum. Gözüme tatlı gelmişti o, diğer kameramanlar gibi değildi. O kamera karşısına geçtiğinde pozumu hiç değiştirmeden bekledim, birkaç kere flaş patladı, ve bitmişti. İşim bittiğinden stüdyodan çıkmak üzereyken, yolumu kameraman durdurdu.

Taehyung: Hey, sapık gibi davranmak istemiyorum ama, numaranızı alabilir miyim acaba?

Ani olmuştu bu, şaşırsam bile belli etmedim. Aynı zamanda biraz mutlu da etmişti bu beni, ondan biraz da olsa hoşlanmıştım, o yüzden onayladım.

Jungkook: Tabii, neden olmasın?

Onun telefonuna numaramı kaydettikten sonra, stüdyodan çıkıp otoparktaki arabama bindim ve rotamı evim olarak ayarladım...

❤️‍🔥 - Bölüm Sonu

Yazar: Tatlı bi' bölüm oldu yaa, sizce? Bu arada yorumlarınızı belirtip oylarsanız gerçekten çok mutlu oluruum.

Take It! 📸 [TaeKook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin