Yine bitmişti tatil.3 ay boyunca o kadar eylenmiştim ki... neler neler yapmıştım: yüzme, tenis, arkadaşlarla geceleri saatlerce oynama... nereden bileyim o günlerin kıymetini. Su gibi akıverdi ellerimden zaman.
Okulun ilk günki düşüncelerim ve kurduğum hayaller biraz fazlaydı bir otaokul öğrencisi için. Mezuniyet ve kep atma hayalleri erkenden kaplamıştı beynimi.
Bir sesle irkildim birden:"ne yapıyorsun bahçede zil çaldı Eylül. " bu arkadaşım Denizdi. Çok severim kendisini. En iyi sırdaşımdır kendisi.:"tamam geliyorum. Duymamışım zili ."
İlk dersimiz Türkçeciyleydi. Bize çok buyuk uyarılarda bulunmuştu:"Bakın çocullar. Bu seneniz sizin için çok önemli bir sınava gireceksiniz. İyi bir liseye gitmek için çok ama çok çalışacaksınız. Sonradan pismanlık fayda etmezmiş. Pişman olmamak için bu sene dikkatinizi dağıtacak her şeyden uzak durun."dedi. Haklıydı. Onu dinleyen başarmıştı. Çok tecrübeli biriydi ve bunu her zaman belli ederdi.
Teneffüs zili çldığinda elimde kağıt ve kalem dışarı çıktım. Çok iyi resim çizerim normalde. Onu dışarda gördüm. Ne olduğunu hatırlamıyorum ama ilk görduğüm zaman kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu. Oysa o da bi insandı. Ama o andan itibaren Doruk benim için başka birisi olmustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVEDA ORTAOKUL
ChickLitEylül ve Doruk'un ortaokul sonda yaşadıkları aşkları ve başlarına gelen gelecekleri