5

1.4K 159 464
                                    

İyi okumalarr💌

Ertesi günü hafta sonuydu. Jisung'un elektronik gitar kursu vardı.

O sıralar Jisung biraz mutlu hissediyordu, iki tane yeni arkadaş edinmişti. Dersleri de güzel gidiyordu. Yeni bir oyuncağı olmuştu.

Sabah yatağın yanındaki açık kahve tonlarında ahşap komidinin üstündeki çilek saat 08.00'ı gösterdiğinde, ninni benzeri ayrıca bir hayli çocuksu sakin bir alarm çaldı.

Jisung son günlerde olduğu gibi yataktan kolayca kalktı, odasını toparlayıp elini yüzünü yıkadıktan sonra ailesinin yanına, mutfağa kahvaltıya gitti.

Masa sessizdi, ne Jisung'un annesi ne de babası konuşmuyordu.

Arada aralarında market alışverişinden, işten güçten bahsediyorlardı.

"Oğlum biraz sesin çıksın ne bu sessizlik?"

"Yok o illa oturup suratını asacak, moralimizi bozup günümüzü mahvetmeyi başaracak babası."

"Anne ne yaptım ki öyle diyorsun? Uykum açılmadı daha ondan böyleyim. Hem siz iş güç konuşuyorsunuz, ben sizin bu konuşmalarınıza ne kadar katılabilirim?"

"Çok bilmişe bak, kendisini savunmaya gelince nasıl da konuşuyor."

"Jayeon, üstüne gitme çocuğun artık."

"Ben doydum, size afiyet olsun. Kursa gideceğim."

"Üstüne kalın giyin, üşütüyorsun sonra."

"Anne hava çok soğuk değil bugün."

"Hasta olunca 'inni kirnim iğriyi' diye gelme yanıma."

Jisung'un en nefret ettiği şeylerden birisi, annesinin onu taklit etmesiydi. Tıpkı az önce yaptığı gibi ağzını yayıp abartılı mimiklerle sesini incelterek tekrarladığı cümleler kurduğunda, gidip bir yerleri yumruklamak, yakıp yıkmak istiyordu.

Adımlarını hızlandırarak odasına gitti, masanın üstündeki bir kaç ayıcığı fırlattı ve sakinleştiğinden emin olduktan sonra üstünü değiştirdi.

Gardirobu yoktu, kıyafetleri askılıkta duruyordu. Askılığın arkasında elektronik gitarı duruyordu.

Eğilip gitarı aldıktan sonra sırtına taktı kulplarından.

Telefonunu ve cüzdanını cebine koyup evden çıktı. Annesine görüşürüz demeye gerek duymadı, sinirliydi ona.

Otobüs ile gidiyordu kursa, durakta yaklaşık beş dakika kadar bekledikten sonra otobüse bindi.

Kahvaltıda pek bir şey yemediğinden hala aç hissediyordu, otobüsten bir önceki durakta inip marketten yiyecek bir şeyler almaya karar verdi.

Markete gimeden kasanın önünde beklemediği bir manzarayla karşılaştı Jisung. Korkmuştu, kötü hissetmişti, aklına binbir türlü kötü düşünce gelmişti.

Minho, kasanın önünde orta yaşlı bir adamın yakasından tutmuş ve dibine girmiş bir biçimde, Jisung'un daha önce hiç görmediği, asla tahmin edemeyeceği bir nefret akıyordu gözlerinden.

Korkmuştu Jisung. Beklemiyordu, Minho hep onun gördüğü gibi kalacaktı gözünde. İyi niyetli, tatlı, cömert Minho.

Sonra vazgeçti tüm bu düşüncelerden, yakıştıramadı işte. Yanlış görmüşümdür dedi, oysa o kadar net görmüştü ki o bakışları. Fark etmemek mümkün değildi.

Ama bilirsiniz, insan bazen görür ama görmez.

Gitar kursuna doğru yürürken arkasından gelen koşan adım ve nefes seslerine eklenen "Jisung." kelimesiyle durdu.

Teddy Bear |MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin