Dün. Dün yaptıklarım aklıma geldikçe kendimi şuan başımı bütünleşircesine gömdüğüm yastığımla boğmak istiyordum. Öyle olsun istememiştim ki! Ama yok ya istemiştim. Hiçbir insan bir kaşarla aldatılmayı hak etmez. Ama erkek milleti değil mi hepsi aynı.
Dün herşeyden habersiz yüzümde sevgilimin beni sevdiğini düşündüğüm için oluşan aptal gülümseme ile evime giden dar sokakta yürüyordum. 10 bilemedin 15 dakika önce çıktığım restoranttan yanağıma aldığım küçük bir buse ile ayrılmıştım. Gökhan'dan hoşlanıyordum. Ama bu yaşadığım şeye aşk diyemezdim. Kim bilebilirdi ki o suratla evime yürürken Gökhan'ı Kaşar Emel'in arabasında yiyişirken göreceğimi. Kimse. O an hissettiğim aptal hemcinslerimin aksine kalbimde tarifsiz bir acı değildi. Hiçbirşey hissetmemiştim,boş boş bakıyordum. Birden bir kaşarla aldatılmanın verdiği öfke ağır bastı. Düzgün düşünemiyordum.
Son model BMW'nin önüne adımlarken buldum kendimi. Emel beni yiyişmekten göremedi arada fazla bir mesafe yoktu ben hala yolda mal gibi kalakalmıştım. O sırada sağ tarafımdan gelen bir itilme hissiyle secdeye vardım. Yolun kenarına sürüklenmiştim. Üstümde bir adam... Püff adam değil taş taş. Bir iki dakika süren sessizliği yakuşuklu bozdu.
-Kızım mal mısın arabanın önünde niye duruyorsun!?
Bir an kaybolacağımı sandığım kahverengi gözlerden gözlerimi çekip derin bir nefes aldım. Beynime oksijen gitmiş olmalı ki atladığım küçük bir ayrıntıyı fark ettim. Adam üstümdeydi lan!! Ne yapacağımı bilemedim. Çantamda süs olsun diye taşıdığım biber gazını hafifçe çıkararak adamın yüzüne sıktım.
-Fırsatçı pislik! Diye cırlamaya başladım.
Emel ve Gökhan yaşanan engameyi yiyişmekten gözlerini alıp da gördükten sonra Gökhan'ın gözlerindeki o ifadeden 5 korku filmi rahat çıkardı.
-Zeynep!?
Adamın bağırışlarını unutup adımlarımı Emel'e yönelttim. Yüzüme alaycı bir gülümseme yerleştirip yanına vardığımda bir saniye duraksadım. Sonra ne yapacağımı bulmuş gibi bilmişçe güldüm.
-Sürtük!! Diye bağırarak saçlarını kökümden kavradığım gibi yere yapıştırdım.
Asfalt zeminde tok bir ses çıktı. Demin acıdan kıvranan adam dehşete düşmüş bir halde yerdeki kaşarı sündüren bana bakıyordu.
Kaşarlar sünmek için vardır.
Saçlardan sonra sıradaki durağım yüzü olmuştu vururken elimin acıdığını hissettiğim bir tokat attım. Dehşete Düşen bir tek fırsatçı adam olmamıştı Gökhan da kalakalmıştı. Emel'i sündürdükten sonra mal gibi bakan Gökhan'a dönmüştüm. Neler yapabileceğimi kavrayan Gökhan bir iki adım gerilemişti.
-Eveeet Bay Şerefsiz!..
Gökhan'ın mal bakışlarının yerini küçük Emrah'a taş çıkartacak bakışlar almıştı. Normal bir anda olsam şu Köşeye oturur kahkahalarla gülerdim ama normal değildi işte. Emel'e attığım tokattan 5 kat daha büyük deprem etkisi yaratacak bir yumruk indirdim gözünün üzerine. Bizim küçük Emrah'ın bakışları solmuştu. Gökhan'ın kulağına eğildim ve
-Şerefsiz! Diye fısıldadım.
O gözünü tutarken ben son derece havalı bir şekilde çantamı aldım ve yanlarından geçiverdim. Ben giderken Fırsatçı adam da alel acele Arabasına - Jipine - binmişti. Hızlı adımlarla yürürken adamın jipi arkamdan yavaş yavaş sürdüğünü fark ettim. Bir süre sonra bana yetişmiş yanımdan gelmeye başlamıştı.
-Ya sen bir gitsene başımdan. Gösteri bitti sahne kapandı. Hadi işine!
Herif sırıtmaya başladı.
-Ne yaparsın beni de mi yumruklarsın.
-Evet. Dedim hiç Tereddüt etmeden.
Özgüvenli sırıtışı Yavaşça kaybolurken zaferle sırıttım.
-Oo Asi Kız! Imm çok severim.
-Ben de çok s*kerim. -Açık cama doğru hafifçe eğilerek- Anlatabildim mi?
Biraz afallamış görünse de hemen toparlayarak sırıtışını tekrar yüzüne yerleştirdi. Eğleniyor gibi görünüyordu. Alt dudağını emerek hafifçe güldü ve
-Neyle? Diye sordu.
-Ağaç dalıyla.
Ağzı birden o şeklini alırken ben tekrar Zafer kazanmanın verdiği rahatlıkla önüme döndüm ve yürümeye devam ettim. Eve hala çok vardı ve buralardan dolmuş da geçmezdi.
-Imm özür dilerim küçük hanım sizi evinize bırakarak bu yaptığım saygısızlığı affettirebilir miyim?
-Ya bi git! Öff ne yapışıyorsun kene gibi af falan ettirme s*ktir olup git sadece!! Böyle diyordum ama ayaklarım cidden bana isan bayrağını çekiyorlardı. Biraz daha ısrar ederse arabaya binmeye karar verdim.
-Tamam dediğin olsun ama bir daha beni bulamazsın bu konforlu arabaya binmek istemez misin? Ha?
Pekii can alıcı noktamdan vurmuştu. Gözlerim Jipe kayarken bu teklife Kayıtsız kalamadım ve derim bir of çekerek arabanın kapısını açtım. İçeri girerken gözüm fırsatçıya kaymıştı. Bu defa zaferle sırıtan ben değildim galiba ha?
-Eveet Asi kız şimdi bana gitme ne dersin?
-Hayır derim. Dedim göz kırparak.
-Ah hadi ama kim benim villama gidip birşeyler içip sonra da..
Sözünü kesip
-Ne diyon lan sen ne sandın sen beni zengin züppe pis sapık. Götüreceksen götür götürmeyeceksen uğraştırma lan beni!-Tamam lan ne cırlıyorsun. Evin nerde?
Evin yolunu tarif ettim. Kapının önüne geldikten sonra arabadan çıkarken
-Görüşürüz Asi kız. Deyip sırıttığını gördüm.
İbnelikten zarar gelmez Yavaşça çantamdan biber gazını çıkarıp arabanın deri döşemelerine hızlıca sıktıktan sonra fırsatçının dehşet bakışları Arasında
-Görüşmeyelim fırsatçı. Deyip ibnece gülümsedikten sonra havalı bir çıkış yapmayı planlıyordum ki
Hayat bana bir çelme daha taktı ve bu kez rükûya vararak kurtardım paçayı. Eve girerken fırsatçının bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum.