𝙂𝙞𝙧𝙞𝙨̧

42 4 16
                                    

Yıl 2026, bir irtihal daha.

Hastanenin beyaz fakat kandan rengi bile belli olmayan duvarlarına bir baktı Palyaço. Kendi resmettiği duvarlara kanla verdiği mükemmel şaheserlere baktı. Ne kadarda yetenekliydi, hatta ona göre tüm sanatçı zırvalıklarından bile daha iyi iş çıkarmıştı. Gurur duydu bununla.

Sıkı sıkı sarmış gibi görünen fakat hiç uğraşmadan sardığı kurbanını yerde sürüklerken, yer ile temas edip kana bulanan malç naylonu haşır huşur ses çıkartmaya başlamıştı bile, bu sesi seviyordu. Belki de bu ses için daha fazla cesede ihtiyacı vardı.

Duvarın arkasında diğer kurbanı vardı.
Bütün ülkenin konuştuğu çok ünlü bir dedektif. Palyaço onu kıskanıyordu. Nasıl olur da ondan çok konuşulurdu aklı almıyordu.

Koridorun bitmesine bir kaç adım kala durdu. O durunca diğer koridordan gelen topuk sesleri de kesildi. Çıkış kapısını gördü, güldü bu duruma. Sona yaklaşmıştı. Günlerdir hatta haftalardır merak ettiği kadını ilk defa şu an görecekti, sanırım.

Yan koridordan gelen topuklu ayakkabbı sesi de hoşuna gidiyordu. Bu sessiz hastanede topuk sesi kendini fazlasıyla belli Ediyordu. Fakat sesin sahibi o kadar yavaş yürüyordu ki topuk sesi, sanki ses çıkarmak istenmiyormuşcasına kesik kesik geliyordu.

Onu bulmaya çalışan dedektif bu kadar aptal mıydı? 'Ya da çok zeki' diye geçirdi içinden.

Koridordan geçip çıkışa yöneleceği sırada, dışarıdaki sokak lambası sayesinde oluşan, kadın gölgesini gördü.
Bekledi bir süre. Bekledi, bekledi, bekledi. Bir kahkaha attı. Kurbanlarının sonunu getireceği zaman hep kahkaha atardı. Onların korkması ve karşında ağlaması hoşuna giderdi. O kurbanlarının sadece acısından beslenen bir katil değil, onların her gözyaşı için bin kahkaha atan bir katildi.

Duvarın arkasından ne bir ağlama sesi geldi ne bir kıpırtı. Bu palyaçonun hoşuna gitmedi. Daha gür bir kahkaha attı.

Siyah takım elbisesinin iç cebinden bıçağını aldı ve aldığını belli edercesine duvara sürttü. Daha sonra geri çekti ve kahkaha attı. Sonuçta bıçağı bir samuray plus değildi.

Bu işte bir terslik vardı sanki. Çünkü kadın inatla kendini göstermiyor sadece bekliyordu. Palyaço yavaşça ilerledi. Palyaço ilerleyince kurbanının gölgesine yaklaşmış oldu Palyaço. Kızın konuşmayacağını biliyordu. Hayır kız engelli değildi, sadece konuşmayı sevmiyordu. Kız hakkındaki herşeyi kendince biliyordu. Araştırmıştı tabi. Kim aylardır peşinde olan bir şahısı araştırmak istemez ki.

"Beni tanıyorsun" dedi sesi titreyen kız. Muhtemelen o da diğer kurbanları gibi ölmekten korkuyordu. "Beni öldürecek misin" dedi bu sefer kız. Az daha ağlayacaktı. "Seni öldürmemem için bir sebep söyle" Palyaço'nun sorduğu soruyla kız burnunu çekti. "Bir sebebim var". Palyaço'nun gözlerinin içi parladı. Sebebi merak etmemesi için hiç bir nedeni yoktu.
"Beni ikna edebilecek misin" diye sordu.
Kızın hâlâ kendini göstermemesi işi garip bir hale sokuyordu. "Kendini göstermeyi düşünüyor musun? " kızın gölgesi biraz daha dikleşti. "Beni hiçbir zaman göremeyeceksin" Palyaço sinirlendi. "Sebebimi söyleyeceğim. Eğer kabul edersen beni görebilirsin" Palyaço gür bir kahkaha attı. "Ya kabul etmezsem" bu sefer gülme sırası kızdaydı. Fakat bunu belli etmedi. "Kabul etmeme gibi bir nedenin yok" Palyaço çıkışa doğru adımladı. Gölgeye biraz daha yaklaştı. Kıza yaklaşmaya çalıştıkça, kız geriye çekildi. "Söylemeni bekliyorum" kız derin bir nefes verdi "Adım Hazal Avcı-"

"Biliyoruz heralde" diye kesti sözünü. Kızın buna bozulmuş olduğuna emindi.
"Sebebi direkt söylememi beklemiyorsun herhalde, beni ispitlemeyeceğini bilemem bu yüzden işi garantilemek istiyorum"

Palyaço koca bir kahkaha patlattı "bir sözleşme ha" kahkahasına devam etti. "İşini garantiye alan kadınları severim, böyle devam" aniden boğazını temizleyerek ciddileşti "sözleşme olduğuna göre durum ciddi" bu zamana kadar attığı en büyük kahkahayı attı.

"Seni öldürmeyeceğime fazla eminsin" kız bu sefer kendini tutamayıp güldü fakat hemen kendini toparladı. "Biliyoruz heralde" dedi Palyaço'yu taklit ederek. "Teklifim o kadar güzel ki seni bile kendisine aşık edebilir" palyaço tuttuğu malç naylonunu sert bir şekilde yere bıraktı. "Ne yani ben zor aşık olan birisi miyim" dedi her zamanki alaycı tavrını takınarak. "Değil misin?" palyaço gibi alaycı bir tavır takınarak. Palyaço kızın bir anda korkak bir halden alaycı bir hale geçmesine şaşırmıştı. Bu düşüncesini dışarı vurmaktan çekinmedi.

"Daha yeni süt dökmüş kedi gibiydin"
Kahkaha atar*
"Şimdi ise"
Kahkaha atar*
"Yürek yemiş"
Kahkaha atar*
"Kediye döndün" kahkaha atmadan duramıyordu. "Ben kedi miyim"

"Hareketlerine bakılırsa, evet"

"İnternette hakkında canı diye bahsedilyorlar, bu kadar alaycı bir kişilik olduğunu bilseydim bu tavrı takınarak gelirdim" palyaço tekrar kahkaha atınca kız, 'ne zaman susacak bu amına koyayım' diye geçirdi içinden.

"Palyaçolar ne zamandan beri siz dedektiflerin sandığı kadar ciddi"

"Palyaçolar terrifier filmindeki gibi olunca insan düşünmeden edemiyor" diyerek güldü kız. "Bana adını söylemeyi düşünmüyor musun? " dedi bu kez.

"Garantici bir insan olduğumu söylemiştim sanırım. Sana adımı söylersem senin beni ispitlemeyeceğin ne malum"

Kız Palyaço'nun dediğini, sohbeti daha fazla uzatmamak için umursamadı ve duvarın kenarından elini uzattı.

"Bence bu anlaşmayı yapmanın zamanı geldi"


~

🤡🤡🤡

Allahımmm çok kısa olduuuuu ama inşallah güzeldir ve iç açıcıdır.

HER HAFTA 1 BÖLÜM GELECEK 2 HAFTADA BİR DE OLABİLİR

~Feyzanur Akkaya
~Fatmanur Akkaya

ÖPÜLDÜNÜZ <333

Bir Orkun Işıtmak atasözü der ki;
Oy vermeyen kel kalsın.

İRTİHALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin