sitemli bir şekilde anlatmaktaydı ve yalnızlığından şikâyet etmekteydi.[26] Nahit Hanım, öğretmenlik stajında tanıştığı Sabahattin Ali'nin sevdiği kişilerden biridir. Önce dostluk havasında yürüyen arkadaşlıkları zamanla tek taraflı bir aşka dönüştü. Yozgat'ta yazdığı şiirlerin ana temasında Nahit Hanım'a duyduğu sevgi vardır. Servet-i Fünûn dergisinin 2 Şubat 1928 tarihli sayısında yayınlanan Bir Macera adlı şiiri Nahit Hanım'a ithaf edilmiştir. Yazar, karşılık görmeyen aşkını "Ne Kazandık" (1927), "Kalbimde Aşkınız" (1927), "Ebedi" (1928), "Yat ve Uyu" (1928), "Bütün İnsanlara" (1928), "Firar" (1928) ve "Kudurmak" (1928) adlı şiirlerinde işledi.[27][28]
Almanya'ya gidişi ve dönüşüDeğiştir
Yazar, Yozgat'ta geçirdiği bir yıllık süreden sonra İstanbul'a dönmek istedi. Dayısı Rıfat Ali Ertüzün de Ankara'da özel bir hastane açarak oradan ayrıldı. İstanbul'a tatile giderken Ankara Mili Eğitim Bakanlığından tanıdığı kişilere uğradı ve onlara şaka ile karışık bir şekilde Yozgat'tan ayrılmak istediğini ve geri dönmesi hâlinde alacaklılarının kendisini öldürme ihtimalinden bahsetti. Yetkililer ise kendisinin genç bir öğretmen olmasına dikkat çekerek onu Avrupa'ya gitmeye teşvik ettiler.[29] Nitekim, yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti tarafından 1928 yılı Kasım ayında Almanya'ya eğitim amacıyla gönderildi.[30]
Sabahattin Ali, on beş gün Berlin'de kaldıktan sonra Potsdam'a yerleşti. İlk olarak dil öğrenmek için yaşlı bir kadının evine pansiyoner olarak girdi. Daha sonra Almancasını güçlendirmek için özel bir kurum olan Deutsches Institut Auslander'ın kurslarına başladı. Ayrıca I. Dünya Savaşı'nda Türkiye'de bulunan ve biraz Türkçe bilen eski bir subaydan dersler aldı. Yazar burada Almanya'ya giden ekipten olan Melahat Togar'la da görüşmekteydi.[31] Melahat Togar "Arkadaşım Sabahattin Ali" yazısında yazarın Almancayı tam öğrenmeden Almanca üzerinden Rus yazarlarını okuduğunu belirtti.[30] Sabahattin Ali bu yönü sayesinde İvan Turgenyev, Maksim Gorki, Edgar Allan Poe, Guy de Maupassant, Heinrich von Kleist, ETA Hofmann ve Thomas Mann gibi isimleri tanıdı ve onların eserlerinden ilham aldı.[32]
Potsdam'da kaldığı süre içerisinde İstanbul'u ve karşılıksız kalan aşkını özlemekteydi. 1 Ocak 1929 tarihinde Nahit Hanım'a yılbaşı hediyesi olarak yazdığı şiirleri gönderdiyse de cevap alamadı. Postdam'daki dil kurusunu bitirdikten sonra Berlin'de yatılı bir okula yerleşti. Almanya'ya altı veya yedi yıl kalmak için gönderildiğini düşündüyse de aslında bu süre dört yıl olarak planlanmıştı. Buna karşın yazar ikinci yılını tamamlayamadan Türkiye'ye geri döndü. Geri dönüşü hakkında farklı iddialar mevcuttur. Bu iddialar Sabahattin Ali'nin Nihal Atsız'a anlattığına göre; "Bu parazit Türkleri buradan atmalı!" diyen Alman öğrenciyi dövmüş olduğu[33] veya Alman öğrencilere komünizm propagandası yaptığı şeklindedir.[30] İkinci iddia yazarın Almanya dönüşü Nihal Atsız'la görüşmesi, Türk Ocakları'nı ziyaret etmesi ve Atsız Mecmua'da hikâye ve şiirler yayımlatmış[34] olmasından dolayı zayıf bir ihtimal dahilindedir. Ayrıca yazarın bazı yorumlarında Almanları sevmediği ve onları domuz değerinde gördüğü ifade edilmektedir.[35]

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabahattin Ali
Ficción GeneralBir arkadaş istiyorum. Benimle konuşmadan beni tamamen anlayacak, benimle karşı karşıya saatlerce hiç konuşmadan oturabilecek bir arkadaş.