Forced Marriage|HyunLix +18

⁷

"Felix kalk yemek ye."

Hyunjin'in sesi ile gözlerimi açtım. Yattığım koltuktan kalkıp kısaca etrafa baktım. Ben ne zaman uyumuştum ve üstümdeki örtüyü ne zaman örtmüştü?

"Öyle bakacak mısın? Çabuk ol biraz."

Kafamı salladım ve lavaboya gidecekken durdum. Lavabo neredeydi?

"Lavabo nerede?"

"Şu karşıdaki kapı."

Diyerek bir kapı göstermişti. Gidip içeriye girdim ve yüzüm ile ellerimi yıkadım. Geri geldiğimde kapısı açık olan mutfağa girdim. Yemek seçen biri değildim. Bu yüzden her ne yaptıysa yiyebilirdim.

Yardım etmek amaçlı tezgahta duran tabakları alınca elimi tutmuştu.

"Otur, hamilesin ve bu bebeğe bir şey olmayacak dedim sana."

O kadar soğuk söylemişti ki istemsizce gidip oturdum. O da masayı kurup yemekleri koymuştu. Yemek olarak brokoliden bir şeyler yapmıştı.

"Öyle bakma, bebeğe bir şey olmaması için yediklerine dikkat etmen gerekiyor."

Bir şey demedim ve burada da kullanılan çatalı elime alıp yemeği yemeğe başladım.

"Babam eşyalarını gönderdi, odamızı gösteririm sana sende orada takılırsın. Akşam 12'den önce uyuyacaksın."

Bir şey demeden iç geçirdim. Onunla konuşmak istemiyordum.

"Tabağını da bitirmeden kalkma."

Kafamı salladım ve yemeğe devam ettim. Ancak yediğimden hiçbir şey anlamamıştım. Çünkü abilerim yanımda değildi ve artık beni koruyamazlardı. Yine gözlerim dolunca çaktırmadan silip bu düşüncelerden uzaklaştım.

Yemeğim bitince ayağa kalktım. O da bitirmiş beni bekliyordu zaten.

"Gel sana odamızı göstereyim."

Odamız mı?

"Birlikte mi kalacağız?"

Durup arkasını dönmüş ve belime sarılmıştı. Bunu neden sürekli yapıyordu?

"İstemez misin...?"

"İstemem."

"Niye? Halbuki ben gece yatağımızda seni kucağıma alarak-"

"Lütfen sus..."

O böyle anlattıkça mide bulantım artıyordu.

"Niye ki? Yoksa aşağlarda bir yerlerde hareketlenme mi oluyor?"

"Hayır, sadece midem bulanıyor."

Dedim yüzümü ekşiterek. O da benden ayrılıp yürümeye devam etmişti. Ona yetişip üst kata çıktım. Bir odaya girdiğimizde siyah temaların ağırlıklı olduğunu görmüştüm. Bu adam neden bu kadar çok koyu renkler kullanmıştı?

"Şu çaprazdaki kapı giyinme odası, diğer kaşıdaki ise banyo. Gece falan mide bulantın olup kusmak istersen karşıdakine git onun dışında odanın tam karşısında bir tane daha banyo var."

Diyerek başka bir kapıyı göstermişti. Kafamı salladım.

"Senin için baş ucundaki lambayı gece açık bırakacağım. Olurda kalkarsan acele edip düşme."

Tekrar kafamı salladım.

"Bunlar dışında başka bir şey demeyeceğim."

"Bir şey sorabilir miyim?"

"Sor?"

Bunu diyip dememek arasında kalmıştım. Kızma olasılığı vardı.

"İstediğimde dışarıya çıkabilir miyim? İlla dışarısı olmasına gerek yok! Bahçe de olabilir..."