1- ZORAKİLİK

2 1 0
                                    

1. BÖLÜM:ZORAKİLİK
Tam mışıl mışıl uyurken telefonmun ısrarla çalmasıyla uyanmak zorunda kaldım. Arayan babamdı. Telefonu zorlukla kulağıma götürdüm ve konuşmaya başladım, "Ne varki"
Karşıdan cevap gelmeyince telefon tekrar titremeye başladı. Telefonu açmayı unutmuşum. Bu aptallıktı. Daha telefonu açmayı unutuyordum. Nasıl mafya olacaktımki.

Telefonu açınca babam, "Agut, oğlum sağat kaç olmuş neden uyuyon lan hala arom arom açmon" dedi. Ben ona ne olduğunu sorunca ,"Acil gelmen lazım, işin var oğul. Çalışma odama gel." diyince kalkıp odaya doğru yürümeye başladım. Ev çok büyük olduğundan yürümem yarım saat falan sürdü.

Odaya ulaşınca babam konuşmaya başladı, "Yeni okula nakil olacaksın. Orada şu kızla yakın olacaksın." dedi kızın fotoğrafını göstererek. Ben anlamayarak fotoğrafa bakarken, "O kızı bana getirip öldürmemi sağlayacaksın!" dedi.

"Neden." diye sordum.

"Bana hep kız kardeşimi kim öldürdü diye soruyordun. İşte, o kızın ailesi öldürdü. Onlardan intikam almamız gerekiyor." dedi.

Şaşkınlıkla bakıp, "Hayı..." demeye çalışırken lafımı böldü.

"Evet. Hatta nakilini yaptırdım. Okulun adı Yörekoğlu Kolaji." diyip kızın dosyasını bana uzattı. Kızın adı Sipal Yörekoğlu'ydu. Çok görkemli bir ismi vardı. Onuncu sınıfa gidiyordu. Saçları siyah, gözleri ise turkuazdı. Turkuaz gözlerinin okyanuslarının derinliklerine zincirlenirken onun çok güzel olduğunu ve çok güzel koktuğunu fark ettim.

Yarının hemen gelmesi için uyumaya karar verdim. Ama, dur bir dakika. Aşık olmamalıydım. Aylesi benim kız kardeşimi öldürmüştü. Hatta onla yakın olmadan direkt kaçırmalıydım. Çünkü düşmanla yakın olamazdım. Sonra aklıma babamın sözleri geldi. "Düşmanına yakın ol oğul, sü uyur düşman uyumaz." Planımı kafamda kurup uykuya dalmak üzere kafamı yastığa koydum.

Sabah olunca okula gittim. Okul kocamandı ve okul forması bebe mavisiydi. Okulda sınıfımı buldum ve Sipal'in yanının boş olduğunu görüp yanına oturdum. Gözleri yakından daha güzeldi. Ama sinirlendim çünkü ailesi kardeşimi öldürmüştü.

Sipal kafasını koyduğu sıradan kafasını kaldırıp uykulu sesiyle, "Sende kimsinki."diyince tüylerim ürperdi. Sesi çok güzeldi.

Saçlarımı havalı hissederekten arkaya atıp "Ben Agut. Okula yeni geldim." dedim ve ekledim, "Senin adın neki."

Gülümseyip, "Sipal ben. De ." dedi ve memnun olduk. Çok sıkıcı bir gündü.

SiPALİN ANLATIMINDAN

Of çok yakışıklıydı hemen aşık olmuştum. Kesinlikle hayallerimdeki kişiydi ve siyah gömlekle siyah panthsla ve sayah güneş gözlüğüyle okula gelmişti. Diğerleri ezik okul forması giyerken o aykırıydı kuralara. Bu da onu çekiyor kılmıştı çekici.bide parfümsü kokusu çok güzeldi

Kafamı yine masaya gömüp etrafa yayılan kokusunu içime çektim. Beklemediğim bir anda sıradan kalktığını hissettim ve, "Kantine gidiyorum. Bir şey ister misin." diye sordu. Şok oldum. Bana soruyordu, BANA.

E sana zaten.
Sus içses. Şad ap

Kafamı kaldırıp saçlarımı düzelttim ve, "Şey, birlikte gidelim mi? Ben de birkaç şey alacığım da." demekle yetindim.

Ufak bir tebessümle kafasını salladı. Çok samimiydi. Kantine gidip istediklerimizi aldık. Her şey normaldi. Sınıfa dönerken lavoboya gitmem gerektiğini söyleyince o da beni bekleyebileceğini söyledi. Ellerimi yıkayıp lip balmımı sürerken kapının tıkırdamasıyla o tarafa döndüm. Gelen kişi arkasından kapıyı kilitledi. Gelen, Agut'tu. Ben ona şaşkınlıkla bakarkeb bana doğru yürümeye başladı. Korkuyla irkilince elimdeki lip balmı düşürdüm.

"Aynı sınıfta değiliz." dedi ve, "Ben on ikinci sınıfa gidiyorum." diye ekledi. Dudaklarını ıslatıp daha çok üzerime gelmeye başlayıp, "Her neyse, gitmemiz gerek. Birazdan okulu basacaklar. Okulda da binlerce nükleer bonba var." diyince şaşırdım.

Şaşkınlıkla, "Kim ve neden?" diye sordum.

"Sonra anlatırım." demekle yetindi. Hemen tuvalette göz gezdirmeye başladı. Tuvaletin küçük camını göze kestirince açmaya çalıştı ama sıkışmıştı, cam açılmadı. Açılmayan cama lip balmımla vurup camı kırdı ve, "Hemen çıkmalıyız. Çok yüksek değil ama ilk ben inmeliyim. Çünkü düşmemen için seni aşağıdan tutmam lazım." dedi.

Kendi indi ve beni de indirdi. Çok centilmence bir hareketti. Onun arabasına binince gelen diğer arabaları gördüm. Sürü halinde araba yığınları geliyordu okulun önüne. Agut haklıydı. Okula baskına gelmişlerdi.

Telefonumu açıp, "Babamı aramalıyım. O da okuldaydı. O okul müdürü." diyince telefonu elimden sertçe çekip aldı. Telefonu camdan hizla attı

"Telefonla konuşamazsın! Babana ne olursa olsun önemli olan senin yaşaman." dedi ve, "Hem baban çoktan ölmüştürki." diye ekleyince başımdan aşağı kaynar sular boşalmış gibi hissettim.

"H-hayır! Hayır o-o ölmüş olamaz. O çok güçlüdür." diyince,

"Ama güçlü olsa bile kurşun geçirmez değildir herhalde beyinsiz it!" dedi öfkeyle. Öfkeden gözü dönmüştü. Onan çok korkmaya başlamıştım ama bu hali çekici gelodu.

~~~}~
Vot atarsaniz sevinom askokuskolar
All haklari saklidir (dizlamayin)
bb

Zoraki MafiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin