#2

597 94 49
                                    

10/05/2023

Yine yerimde oturmuş taze simitimi kemirirken mutlu öğrencileri izliyordum fakat bu sefer simiti bana Minho kendi getirmişti.

Tuvalete giden Minho'nun özlemini hissettim bir an. Neden bu kadar bencildim ki ben? Minho hep benimle olamazdı sonuçta.

Çok sıkıcı biri olduğum için Minho'nun benden elbet birgün kaçacağına emindim, fakat bunun bu kadar çabuk olması kalbimi ağrıtmaya yetmişti.

Yanımda berilen silüeti farkettiğimde geriye sendeledim, neden bir anda beliriyordu? Korkuyoruz şunun şurasında değil mi?

"Geldim Hanji~!" Sıcak tebessümle Minho'ya karşılık verdiğimde hemen yanıma oturmuştu. "İşim uzun sürdü çok özür dilerim koridorda Chan ile karşılaştım, biraz sohbet ettik"

Benden kaçmadığını görmek iç sesimi susturabilmeme yetmişti. "Neler yaptın bensiz, vazgeçtim cevabını biliyorum; milleti gözetledin"

Gülümsedim ve Minho'nun sağ bacağına vurdum "ah! Jisung... elin gerçekten çok sert" Nasıl yani canını çok mu acıtmıştım? Tanrım ne yaptım ben.

Gözümdeki telaşı gören Minho kahkaha atmaya başladığında onu sıradan aşağı ittim ve yere düşmesini sağladım "Şerefli Hanji"

Burukça gülümserken birinin bize doğru geldiğini gördüm. Bir kız mı? Şaka sanırım.
"Merhaba Minho~ Bir hoca seni çağırıyor, dersime girmediği için tanımıyorum" Minho ilk kıza ardından bana baktı.

"Hemen geliyorum Jisung" onaylarcasına başımı salladım ve gülümsemesine karşılık verdim. Kızın benden tiksindiğini belli eden bakışlarını farkettiğimde umursamadım.

Minho yanımızdan ayrıldığında sıramın üstünde duran simiti alıp yere attı ve sırama oturdu. "Seninle bu denli ilgilenmesi çok hoş, değil mi?"

Tek kaşımı havaya kaldırdım ve konuşmasının devamını bekledim, "Hem dilsizsin hem de iğrenç bir gaysin Han Jisung" Gay mi? Kafam allak bullak olmuştu, hiçbir şey anlamıyordum.

"Minho senin gibi iğrenç bir gay değil, o kızlardan hoşlanıyor" sinsice sırıtmıştı "git kendine başka bir erkek bul, minik bir tavsiye"

Göz kırptı ve sınıftan çıktı. Siktirsene, o kızın dedikleri umrumda bile değildi. Ben gay bile değildim ayrıca.

O an kıza o kadar odaklanmıştım ki bizi gizlice dinleyen Felix'i görmemiştim. Pardon kızı gizlice dinleyen demeliydim.

Felix üzgün bir şekilde yanıma geldi. "O kız... Minho'nun eski sevgilisi, seni kıskanması ve bu lafları etmesi çok kaba" bir an duraksayıp bizi dinleyen var mı diye kontrol etti.

"Hiç konuşmadığın halde bir de 'gay' olduğun dedikodusu çıktı" Yıllardır tanışıyormuşçasına sarılmıştı bana. "Lütfen o kızın söylediklerini ciddiye alma"

Felix harika bir insandı, bu herkes tarafından bilinirdi. Tek sorun sevgilisi Hwang Hyunjin. Şimdi burda olsaydı ne yapardı kestiremiyorum...

Saniyelerin ardından kapıdan Hyunjin'in geldiğini gördüm. Hemen yanımıza gelip Felix'i benden ayırdı, "Aptal bir dilsize mi sarılıyorsun Felix?"

Felix kaşlarını çatmış Hyunjin'e bakıyordu "Kapa çeneni Hyunjin" Minho? Şuan cidden büyük bir şaka düzenleniyor.

Hyunjin alayla gülerek Minho'ya bakmıştı "Sana demiyorum kendini beğenmiş" Sınıftaki herkes buraya toplanmış kavgayı izliyordu.

Kapalı alanda bu kadar yüksek ses çok fazlaydı. Kendimi öğrenci topluluğundan kurtararak koşar adım bahçeye çıkmıştım.

Harikaydı... ard arda iki gün boyunca bahçeye çıkmak çok güzel hissettiriyordu. Tüm gürültü kirliliği azaldığında derin bir nefes aldım.

Çiçekler, çok güzel kokuyorlardı. Gözüm az ilerde duran ağaca kaydı, düşen yapraklarını izledim bir süre.

Arkamda bir adım sesi duyduğumda gelen kişinin Minho olacağını zannetmiştim, yanılmışım. "Merhaba Jisung~" Seungmin, tüm pozitif enerjisiyle beni bulmuştu.

İşittiğim ses ile hemen arkama dönüp Seungmin'e sarıldım. "Kantinden senin için çikolata aldım, getirecekken bir anda sınıftan kaçtın resmen"

Gülerek söylediği şeylere gülümseyerek karşılık verdim. Uzattığı çikolataya baktım, en sevdiğim çikolata. Paketi açıp yemeye başladım çikolatayı.

Seungmin ile sanki sözleşmişiz gibi aynı anda yürümeye başlamıştık. "Minho, sınıfta delirmiş gibiydi" Anında geçen isimle duraksadım.

"Hyunjin ile kavga etmişler, çok değildi ama kan içindeydi" Ne? Hyunjin, kan? Hayır kesinlikle anlamıyordum. "Galiba onu bu hale Minho getirmiş"

Seungmin bendeki tuhaflığı sezip hızlıca okula girmemizi sağladı. Hızlıca yere oturdum ve Seungmin'in dediklerini düşünmeye başladım.

Ben duyduklarımı düşünürken merdivenlerden inen kişiye çevirdim bakışlarımı, Lee Minho. Beni gördüğünde duraksamıştı.

Beyaz gömleğinde az da olsa kan vardı. Baktık birbirimize öylece. Hızlı adımlarla yanıma geldiğinde ona öfkeli olduğumu yeni farketmiştim.

"Hanji, iyi misin? Seungmin ne oldu?!" Seungmin olan her şeyi anlattığında Minho'nun gözünde gördüğüm tek duygu; endişeydi.

"Hanji alt tarafı biraz kavga ettik, küsme bana hadi" kafamı iki yana salladım ve kaşlarım çattım. "Hanji yalvarırım, senin içindi"

Benim için mi? Duyduğum şeyle afalladığımda Seungmin Minho'yu benden uzak tutmaya çalışıyordu.

Hyunjin'in durumunu bilmiyordum ama Minho'nun gömleğinde abartılacak kadar kan yoktu. Belkide ben çok tepki gösteriyordum.

Merdivenden inen Hyunjin'i farkettim o an, gözü beni buldu ardından tekrar önüne dönüp bahçeye çıktı. Burnu kanamış, yanağında da büyük bir çizik oluşmuştu.

***

Drama queen Jisung 🤨?
Neden böyle bir Jisung yazdığımı bilmiyorum...
Neyse siz Seungmin'in mükemmelliğine odaklanın

Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir
Oy verir misiniz? 🤭💗

first sentence | Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin