6

837 98 24
                                    

Akşam saatlerinde kalacakları pansiyona geldiklerinde Beomgyu pek konuşmadan bir şeyler yapıyordu. Yeonjun ise yapacaklarını anlatıyordu. "Sabah sahil kenarında küçük, sakin bir yer varmış. Orada kahvaltı yaparız. Sonra istersen yüzeriz belki. Ondan sonraki gün balık tutarız yine istersen. Fuar varmış, el işi ürünlerin satıldığı bir fuar. Geliri hayır kurumlarına bağışlanacakmış."

"Hm," diye mırıldandı Beomgyu. Çantasındaki eşyaları çıkarıyordu. "Olur, öyle yaparız."

O, pek de iç açıcı bir cevap vermeyince Yeonjun duşa girdi. İşini bitirip geri döndüğünde Beomgyu çoktan uyumuştu. Aslında Yeonjun onun uyuduğunu sanıyordu. Yavaşça yanına uzanıp onun saçlarının arasına bir öpücük bıraktı. "Umarım bu ara sana iyi gelir sevgilim." Daha sonra arkasını dönüp aynı onun gibi uykuya bıraktı kendini.

İster istemez gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü Beomgyu'nun. Ağladığı anlaşılmasın diye kendini sıktı bir süre. Yeonjun uykuya dalana kadar bekledi. Daha sonra kendini bıraktı ve ağladı uzunca, sessiz bir şekilde.

"Beomgyu!" Yeonjun sevgilisine yetişmek için var gücüyle koşuyordu. Birkaç günün ardından nihayet onu tek başına yakalamıştı.

"Hyung." Beomgyu onu duyduğu anda durdu.

Yeonjun yanına gittiği gibi sıkıca sarıldı ona. Zaten farklı şehirlerde üniversite okudukları için görüşemedikleri yetmezmiş gibi bir de eve geldiklerinde görüşemiyorlardı. "Seni özledim."

"Ben de seni özledim hyung."

"Bu akşam benimle takılmak ister misin? Eskiden gittiğimiz parka gideriz ya da sahil kenarına."

"Çok isterim hyung!" Beomgyu'nun gözleri parladı.

"Kaç defa diyeceğim sana hyung deme diye?" Yeonjun yalandan hayıflandı. "Sevgilinim ben senin."

Beomgyu onun dediği şey yüzünden utandı. Yüzünü önüne eğdi. Utançtan kulakları kızarmıştı. "Biri duyacak."

"Duysun," dedi Yeonjun. Etrafa hızlıca bir göz attı ve kimsenin olmayışını fırsat bilerek sevgilisinin yanağından öptü. "Akşam görüşürüz." Ondan önce eve gitti.

"Günaydın." dedi Yeonjun uyandığını görür görmez. Bütün sabah eşinin uyanmasını beklemişti.

"Günaydın." dedi Beomgyu da. Önceki gece ağladığı için gözleri şişkindi ama daha önceki kadar üzgün hissetmiyordu.

"Chaeri'yi özledim ben. Şimdi gelip yatağımızda zıplardı uyanalım diye," dedi Yeonjun yataktan kalkarken.

"Uyanmışlar mıdır ki? Arayalım mı onları?" Beomgyu da yataktan kalkıyordu.

"Hayır, sadece ikimiz olacağız dedik. Eski günlerdeki gibi... Chaeri birkaç gün bizi özleyebilir."

"O kadar uzun zamandır bizimle ki, o olmadan önce ne yapıyorduk hiç hatırlamıyorum. Sahi eskiden ne yapıyorduk biz Yeonjun?"

Yeonjun aklına gelen şeyle gülümsedi sinsice ama bunu Beomgyu'ya söylemedi. Henüz şakalaşmanın zamanı değildi. "Önce kahvaltı yapalım, sonra karar veririz ne yapacağımıza." dedi bunun yerine.

Kahvaltı yapmak için Yeonjun'un daha önce dedikleri yere gittiler. Sessizlik içinde kahvaltılarını yaptılar ve iki şişe soju alıp sahil kenarında bir yere oturdular. Denizin dalgaları ayaklarına değiyordu. Köpüklenen suyun kumları oradan oraya taşıyışını izlediler bir süre. Gündüz gözüyle soju içmelerini dert etmediler. Yeonjun onun kendini açmasını bekledi, Beomgyu da alkolün kanına karışıp kendini daha rahat hissettirmesini.

Yeonjun başını eşinin omzuna yasladı ve onun bir elini kendi elleri arasına aldı. Parmağıyla onun avcunda daireler çiziyordu. "Chaeri ne yapıyordur sence şimdi? Bizi özlemiş midir?" Yeonjun'un sohbet kurmak için sorabileceği tek şey olarak Chaeri kalmıştı. Beomgyu daha fazla konuşmazsa onları birbirine bağlayan tek şeyin Chaeri olduğunu ve artık yollarını ayırmak zorunda kalacaklarını düşünmeye başlamıştı.

"Ahreum'la oynuyordur eğer hyunglar geldiyse. Gelmediyse annenle birlikte bahçededirler belki. Henüz bizi özlediğini sanmıyorum." dedi Beomgyu. Ağzından küçük bir kıkırtı kaçtı. Yavaştan çakırkeyif oluyordu.

"Cimcime oradan oraya koştururken gözü hiçbir şeyi görmüyor."

"Yeonjun." dedi Beomgyu ciddileşerek. Sonunda konuşmaya karar vermişti. Yeonjun başını kaldırdı ve bağdaş kurarak Beomgyu'nun karşısına oturdu hemen.

"Dinliyorum hayatım."

"Ben biriyle görüştüm." Beomgyu'nun midesi bulanıyordu stresten.

"Nasıl yani?"

"Annemin bir arkadaşı sürekli kızıyla görüşmemi istedi. Annem defalarca uyarmış kadını zaten seninle evli olduğum hakkında. Kızı da zor durumda kalmış. Mecburen buluşmak zorunda kaldım kendisiyle."

"Ne zaman oldu bu?" Yeonjun'un yüzünde yargılayan bir ifade yoktu. Sadece eşini anlamaya çalışıyordu.

"İki ay oluyor," dedi Beomgyu derin bir nefes alıp bırakırken. "O günden sonra kadın anneme senin benim hakkımda bir şeyler sormuş. Ne zamandan beri evli olduğumuzu falan. Çok ağır konuşmuş sonra ikimiz hakkında. Chaeri'ye acıdığını söylemiş. Kızını oyaladığımı da söylemiş anneme, annemin onu defalarca uyarmasına rağmen. Kadının dedikleri umrumda bile değil ama Chaeri'ye karşı böyle demesi içime oturdu Yeonjun. Acınacak neyi var kızımızın? Dışarıdaki ailelerin çoğundan daha iyi bir aileyiz biz ona. Canımız o bizim." Beomgyu'nun gözleri dolarken Yeonjun ona sıkıca sarıldı.

"O günden beri nereye gitsek insanların bakışları yüzünden düşünmediğim şey kalmadı. Ben de sandım ki ayrılırsak Chaeri için daha iyi olur." Beomgyu'nun ağlaması şiddetlenirken Yeonjun onun sırtını sıvazlamaya başladı. "Geçti, geçti…"

"Geçmiyor Yeonjun. Sana yaptıklarım senden önce benim kalbimi kırıyor. Chaeri'yi ne kadar üzdüğüm, seni ne kadar üzdüğüm aklımdan çıkmıyor. Aptalım ben."

"Evet, öylesin." dedi şakayla. Onun da gözleri dolmuştu. Burnunu çekerken elinin tersiyle akan gözyaşlarını sildi.

"Ben özür dilerim. Çok özür dilerim. Chaeri için iyi olduğunu düşündüğüm şey hiçbirimiz için iyi değildi."

"Neden önce bana söylemedin? Biz birbirimize söz vermiştik hani?"

"O kadar ağır şeylerdi ki Yeonjun, bunları sana söyleyemezdim. Çok kötü şeylerdi."

"Bir dahakine ne kadar kötü olursa olsun bana söyle olur mu? Kocanım ben senin." dediğinde Yeonjun, Beomgyu kollarını ona sardı sıkıca ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.

"Çok özür dilerim."

"Özür dileme artık. Ben affettim seni." Yeonjun onu boynundan öptü. Uzun zaman sonra Beomgyu'nun kendi isteğiyle ona dokunup sarılması kötü zamanların sonlandığını gösteriyordu.

Serin esen rüzgar onların üstünden kayıp giderken dalgaların kıyıya vurarken çıkardığı ses eşliğinde sessizce birbirine sarılarak kaldılar bir süre. Beomgyu sakinleşmeye çalıştı, Yeonjun onu anlamaya çalıştı. İkisi de kızlarını özlemişti.

SONUNDA

cheery | beomjun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin