Etrafta bir telaş vardı. Uykulu halimle ne olduğunu anlayamasam da yavaş yavaş merdivenlerden indim. Agatha hızlıca yanıma gelip "akşam balo var," dedi ve elindeki kıyafetleri elime tutuşturdu. Yanımdan ayrılırken "hadi çabuk hazırlan ve kahvaltıya gel," dedi. Geri yukarı çıktım. Kıyafetleri tek tek deneyip balo için kıyafet seçtikten sonra kahvaltı için kıyafet seçip aşağı indim. Mutfağa doğru ilerleyince büyük bir şoka uğradım.
Donald ve ailesi gelmişti. Babam eliyle bana otur işareti yapınca yavaş yavaş ilerledim ve istemeyerekte olsa Donald'ın yanına oturdum.
"Merhaba sevgilim," dedi. Iy gerçekten tiksiniyordum. Babam ailemize yakışır biriyle beni evlendirmek istiyordu. Bunun içinde Jonas ailesinin küçük oğluyla yani yönetimi eline alacak kişiyi seçmişti. Bunu istemiyordum. Ben de ablam gibi okumak ve gezmek istiyordum. Onun böyle bir şansı olmuşken benim böyle bir şansım olmaması bazen sevilmediğimi düşündürüyordu. Sahte gülüşle masada otururken babam gülüşümü bozan kişi olmayı başarmıştı.
"Bugün gemide balo var. Baloyu sizin evliliğinizi duyurmak için düzenliyorum. Fakirinden zenginine, yaşlısından gencine herkes orada olacak," dedi. Sırf evliliğini duyurmak için böyle yapması gururumu iyice kırdı. Agatha ile göz göze gelince dudaklarını okuyunca "George" dediğini anladım. İlk başta anlayamasam da biraz düşününce anladım. George ablamın erkek arkadaşının tanıdığıydı. George ailesini çiftçilikle geçindiren biriydi. Hayat herkese adil davranmadığı gibi ona da adil davranmamıştı. Aslında gemilere ilgisi olan ve Donald'ın yaşadığı olduğu yerde onun olması gereken kişiydi. Balo bunun için bir şanstı. Yanımda olması gereken kişi O'ydu.Solan yüzüm bir anda tebessüm edince Donald "Bir şey mi oldu?" diye sorma ihtiyacı duydu. Yalan konusunda iyi olduğum için "baloya çok sevindim," dedim. Ablamda cümleme ekledi.
"Maskeli balo olsun," dedi. Babam gülümsedi.
"Olsun," dedi.
Evde hazırlıklar devam ediyordu. Aileler aşağıda otururken bizde hazırlanmak içşn yukarı çıktık. Ablam ıdasına girecekken kolundan tutup odama çektim.
"Noluyor Dina?"
"Agatha, George gelecek mi?"
"Evet, balodan haberi olmuş. Geleceğini söylemiş," dedi.
"Maske, maskeli olacak," dedim heyecanla.
"Evet, bu George ile konuşmamız için fırsat. Babamın kiminle konuştuğumuzdan haberi olmaz," dedi. Yüzümde kocaman gülümseme oldu.
"Evet ama Donald'ın yanından ayrılamam ki," dedim.
"Ara ara misafirlere hoşgeldin demek için ayrılırız yanlarından," dedi. Fikir mantıklı gelmişti.Hazırlanmak için ablam odasına gidince yatağıma koyduğum elbiseyi giydim. Elbise üzerime otursa da içimde anlam veremediğim bir heyecan ve hüzün vardı. Aynaya bakıp derin bir nefes aldım. Baloya hazırdım.
***Önümüzde ablam ve erkek arkadaşı yürürken bizde arkalarındaydık. Gemiye yaklaşınca Donald'ın koluna girdim. Aile büyüklerini kafamızla selamladık. Ön masalardan birine oturduk. İçim içimi yiyordu. Gözüm hep kapıdaydı. Donald bir şeyden şüphelenmesin diye çok odaklanmıyordum.
Gözlerim gözlerine değince heyecanım daha da katlandı. Yanımıza gelip selam verdi. Donald pek oralı olmadı. Egolu şey. Ben gülümsedim ve radarımdan çıkasıya kadar gözlerimi ondan ayırmadım. George ablamın erkek arkadaşının tanıdığıydı. Onunla biraz sohbet etme fırsatımız olmuştu. İlgi alanlarımız aynı olsa da ağzından laf almak kolay olmuyordu. Biraz içine kapanıktı. Bu özelliği beni ona daha çok çekiyordu.***
Babam konuşma yapmak için konukların karşısına geçti. Sesini kontrol etmek için hafif öksürdü. Sesin duyulmasıyla konuklar dikkatini babama verdi.
"Öncelikle hoşgeldiniz. Bu daveti özel bir haberi vermek için düzenledim. Bu güzel haberi Hardy Jonas ile birlikte vermek istiyorum. Alkışlarınızla Hardy Jonas," dedi ve ardından alkışlar sesleri etrafı kapladı.
Hardy Jonas aynı Donald gibi egolu ve kendini beğenmiş adımlarla babamın yanına gitti.
"Hepiniz hoşgeldiniz," dedi. Yapmacıklığı yüzünden okunuyordu. Bir kere daha tiksindim. Cümleye babam devam etti.
"Hardy Jonas ile gemicilik sektöründe güçlerimizi birleştiriyoruz ve ailemizi genişletiyoruz," dedi. Kendimi daha da kötü hissettim. Babamın işleri kötü gittiği için bu sektörde en güçlü kişi ile ortaklık yapacaktı. Bir de üzerine ortaklık daha da güçlü olsun diye ortağının oğlu ile beni evlendirecekti. Alkış sesleri daha güçlendiğinde babamın evlilik haberini verdiğini anladım. Donald bana elini uzatınca etrafa baktım. Herkesin gözü üzerimdeydi. Sanırım ben düşüncelere daldığım sırada babam bizden dans etmemizi istemişti. Elini tuttum. Göz teması kurmamaya çalışıyordum. Dansa tam odaklanmadığım için Donald'ın ayağına basıp duruyordum. En sonunda derin bir nefes verdi. Umursamadım. Yavaş yavaş çiflerde dansa kalkmaya başladı. Ablam ve erkek arkadaşı dansa kalktığında ablam yavaş yavaş yanımıza geldi. Göz teması kurmamız daha kolay oldu. Kimsenin duymayacağı şekilde bir şey dedi. Dudaklarını okuyunca ne dediğini anlamıştım.
"George"
Ablamın erkek arkadaşı Edwin'e baktım. Dışarıyı işaret etti. Donald'ın kollarından ayrılıp dışarı çıktım. George demirlere oturmuş denize bakıyordu. Aynı şekilde onun yaptığı gibi demirlere oturdum. İrkildi.
"Korkutmak istemedim," dedim.
"Önemli değil," dedi sadece ve gözlerini uzaklara dikti.
"Gelmişsin," dedim.
"Gemilere ilgim var. Fırsatı geri tepemezdim," dedim.
"Gemiyle ilgilensene o zaman," dedim.
" Dalga mı geçiyorsun?" Dedi hafif gülerek.
"Hayır," dedim şirin bir şekilde.
"Bizim hayatımız senin sandığın kadar kolay geçmiyor. Gemilerde çalışmam için soylu kesim olmam lazım," dedi.
"Donald'ın yerine senin olman gerekiyor," dedim.
"Ama değilim," dedi ve bir süre sessiz kaldık.
Demirlerden inerken "evleniyormuşsun," dedi.
"Öyle," dedim.
"İstiyor musun?"
"Keşke daha önce karşılaşsaydık," dedim.
"Fark eder miydi?"
"En çok senin için çabalardım ve buna değerdi," dedim.
Gülümsedi.
"İkinci dansınızı bana hediye eder misiniz?"
"İlk dansımı size hediye ederim. Donald ile olan danstan sayma lütfen," dedim.
"Öyle olsun leydim," dedi.
İçeride müzik çalmasıyla birlikte George beni kendine çekti. Donald ile sağlayamadığım uyumu George ile sağlamıştım. Ben yana gittiğimde o da benimle geliyordu. Geri adım attığında ben ona bir adım gidiyordum. Ben geri adım attığımda o bir adım öne geliyordu. Sanırım fazladan bir adım atmıştı. Çok yakınlaşmıştık. Nefesini yüzümde hissediyordum. Müziğin kesilmesiyle dikkatim dağıldı. Çapraza baktığımda uzakta ablam ve Edwin bize bakıyordu. Yüzlerinde hafif bir gülümseme vardı. Ablam hafifçe alkış yaptı. Tebessüm ettim. George kime baktığımı anlamak için arkasını döndü. Hafifçe tebessüm etti. Hızlıca "evlen benimle," dedim.
"Ne?"
"Sen hayaline ulaş. Bende Donald pisliğinden kurtulayım," dedim.Bölümü nasıl buldunuz?
Evlilik fikirleri hakkında düşünceleriniz neler?Bir anda konusu aklıma gelince hemen yazdım. Sizinle de paylaşıyorum. Size emanet...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaşmalı Evlilik
Novela JuvenilMartin ailesi sektörde gücünü kaybetmek üzere olduğu için Jonas ailesiyle hem iş hemde aile bağlarını birleştirirler. Dina ve Donald'ın evliliğini duyurmak için gemide davet verirler. Gemide biraz işler karışır.