"Artık tek ölen babam değildi, bende ölmüştüm. Bu evden tek giden babam değildi, bende gitmiştim.."
......
O an birşeyler olduğunu anladım. Çantamı üstünkörü topladım ve okuldan çıktık. Evin önüne geldiğimizde ambulans duruyordu kapıda. " Dede durdur arabayı! ARABAYI DURDUR!". Arabadan kendimi atmıştım resmen. Apartmanın içinden sedye ile babamı çıkarıyorlardı. Ambulansa bindirdiler arkasından bende bindim. Hemen elini tuttum saçını öpmeye başladım babamın.. " Baba" dedim gözyaşı içinde.. Babam elimi daha sıkı tuttu." iyisin, iyi olacaksın, geri geliceksin sana söz veriyorum." dedim babama. Babam sadece kafasını salladı. Konuşamıyordu belli. Ambulanstan indim. "Git söyle babana. Babacım affettim seni küs değilim sana diye söyle" dedi annem. Gittim aynı şekilde kulağına söyledim. Yine kafasını salladı. O an babamın yüzüne bakma fırsatı yakaladım. Ela rengi gözleri sarıya dönmüştü. Göz bebekleri fazlasıyla büyüktü. Yüzü de bembeyazdı. "Babam neden böyle?" deye sordum hemşireye.
"Tansiyonu düşük olduğu için öyle ablacım. Korkulacak birşey yok merak etme" dedi bana. Ben tabii ki inanmamıştım. Ambulanstan indim. Halam hemen bana sarıldı. Ambulans giderken arkasından öylece bakakaldım. Mahalledeki dedikoducu kadınlar aralarında fısıldaşıp bize bakıyorlardı. "NE BAKIYORSUNUZ SİZ! DAĞILIN FİLM SONA ERDİ. HADİ DEFOLUN BURDAN!!" diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Halam beni eve soktu. Yukarı çıkıp odama kapattım kendimi. Annem telefonumu masamın üstüne koymuştu. Aldım telefonumu, kulaklıklarımı takıp kendimi yatağa bıraktım.
Babamla benim sevdiğimiz şarkıyı açıp dinlemeye başladım. Gözlerimi kapattıkça babamın ambulansta ki o hali geliyordu gözümün önüne.Kulaklığımı çıkardım. Kapım kırılırcasına çalıyordu. Kapıyı açtım halam kıpkırmızı olmuş gözleriyle bana bakıyordu. Aynı şekilde bende ona.
"Halacım. Gel biraz birşeyler ye, hadi". "Yok hala siz yiyin. Benim iştahım yok." dedim. Halam hala ısrar ediyordu. Sadece salona gittim. Babamın koltuğunu görünce, yüzümün yandığını hissettim. Gözlerim kararmaya, etraftaki seslerin boğuklaşmaya başladığını duydum. Yer bi anda ayaklarımın altından kaydı. Gözlerim kapandı. Bilincimi açık tutmaya çalıştım. Ama olmadı. Kendimi bıraktım..
Gözlerimi açtığımda koltukta yatıyordum. Halam, yengem ve babaannem başımdaydı. Babaannem durmadan ağlıyordu. "ne oldu Hala? Neden böylesiniz? Hani babam akşam geliyordu?" saat akşam 18.30 gibi birşeydi. Sorduğum soru karşısında babaannem daha çok ağlamaya başladı. "Babaanne size bir soru sordum, cevabınızı bekliyorum. Babam nerede?" "Halacım, canım, kuzum şimdi birşey söyleyeceğim. Ama sakin olmak zorundasın. Tamam mı?"
" baban.." sözünü bitiremeden ağlamaya başladı. " ö-öldü-mü babam?. BABAM ÖLDÜ MÜ!!?" artık tek ölen babam değildi. Bende ölmüştüm. Bu evden tek giden babam değildi. Bende gitmiştim..
Ben Cemre Erol. Kanadı kırılan, hayatta ki en sevdiğim insanın, babamın beni nasıl bırakıp gittiğini gören biriyim ben. Ambulansta babama verdiğim sözü tutamayan, babamı bir kez daha hayal kırıklığına uğratan biriyim ben... Ben Cemre Erol'um
Benim hayatım işte şimdi başlıyor....
Eveeettt bu arada bu benim anlattığım kendi hikayem. Yani gerçek bir hayat hikayesi.. Umarım beğenirsinizzz 💖💖💖