1: far, far away from that night

79 5 6
                                    

"İsmin, Choi Beomgyu değil mi?" Boyası akmış pembe saçlı doktorun bana yönelttiği soru ile kafamı belki de saatlerce okuduğum kitaptan kaldırdım ve onayladım. "Pekala Beomgyu, sana ismin ile hitap etmemde bir sakınca yoktur, değil mi?"

"Nasıl isterseniz." Ben kitabımı umursamadan bir kenara atıp hamakta yavaşça yerimi alırken karşımdaki doktora sallanan salıncaklardan birine oturması için elimle işaret ettim.

"Kafa dinlemek için harika bir yer." Meraklı gözleri terasta dolandı, tatlıydı.

"Öyledir." Sessiz ve sakin, kafamın içi gibi değil.

Doktor hayranlıkla etraftaki çocuksu çizimlerimi ve yaklaşık dört-beş yıldır yetiştirdiğim bitkileri incelerken onun bu halleri komiğime gitmişti. Tam da benim gibi delilerle anlaşabilecek biri. Aramızda fazla yaş farkı yok gibi görünüyordu. Taş çatlasa yirmilerinin ortalarındaydı, kendine baktığı çok belliydi, benim aksime. Onun gibi birisi neden deli doktorluğu yapar, orasını da anlamamıştım zaten.

Pembe saçlı doktor salıncağa oturup çantasının içinden bir adet not defteri ve bir adet tükenmez kalem (ikisi de abartılacak bir şekilde rengarenk) çıkartarak defterine birkaç şey yazmaya başlamıştı.

"Peki sizin isminiz nedir?" Fazla konuşmadığımdandır sesimin titremesine engel olamadım, hava bulutluydu ve muhtemelen yağacaktı.

Yazmayı bitirdikten sonra kafasını kaldırdı ve göz göze gelmemizi sağladı.  "Choi Yeonjun." Dudakları yukarıya doğru kıvrıldı ve samimi olduğunu düşündüğüm bir biçimde gülümsedi, annemin iyi olduğunu söylediği zamanlardaki gibi veya babamın her yalan söyledikten sonraki gülümsemesi gibi değildi. Daha önce gelen doktorlara benzemiyordu, orası aşikardı zaten. Doktor Yeonjun zararsız biriydi.

"Tanıştığımıza memnun Yeonjun-ssi."

"Ben de memnun oldum Beomgyu, adım ile seslenmekten çekinme lütfen." Anlarcasına kafamı salladım. Yeonjun ilgimi çekmişti ve onu tanımak istiyordum.

"Neden deli doktorusun?" Sorduğum soru onu şaşırtmış olacaktı ki kaşları havaya kalktı ve bir süre sessizce birbirimizi izledik. Dudakları aralandı, "Öncelikle, ben hastalarıma deli demiyorum, sevgili Beomgyu." dedi. Fakat normal olmadığımı ben de biliyordum.

"Artı olarak, sana ve diğer hastalarıma yardımcı olmak istiyorum." Uzatmadım, ufak bir hareketle kafamı salladım. "Anladım."

Oturduğu yerde kıpırdandı, pembe perçemlerini kulaklarının arkasına ittirdi. "Başlayalım mı?" İçimin ürperdiğini hissettim, hamakta diklenebildiğim kadar diklenerek konuşmak için en uygun ve rahat pozisyonu aldım. Bir başkasına içini dökmek zordur çoğu zaman, özellikle seni anladığını söyleyen ama yaşadıkların hakkında hiçbir sikim bilmeyen ve anlamayan kişilere karşı.

"Babam size anlatmadı mı zaten?" Ses tonumu olabildiğince kısık tuttum, sınırlarımı zorlamayacak ve seviyesinde konuşacaktım. "Yaşadıklarını bir de senin ağzından duymalıyım, değil mi?" Sözlerimi önemsiyor fakat lanet kafamın içinde dönen olayları bilmiyordu.

Ben ayaklarımla ritmik bir şekilde kendimi bir ileri bir geri ittirirken, o defterinin sayfasını çevirerek bacak bacak üstüne attı. "Beş yıl öncesine dönmeye ne dersin?"

Ani sorusu bütün vücudumun titremesine neden oldu. Beş yıl öncesi, her şey ne kadar güzeldi. Hayır, aslında değildi. "Annenin gittiği zamandan bahseder misin biraz Beomgyu?" Annem, gideli uzun zaman olmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

heathens • taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin