Bölüm 11

26 4 27
                                    

Sanırım bu final olacak. Yani bundan sonra bölümü yapmamak için uzatırsam bu bölüm uzun olacak. Haberiniz olsun♡***

Hyunjin uyandı. Felix uyuyordu. Hyunjin Changbin'i aradı.

-Alo, Changbin. Bugün gidiyoruz. Diğerlerine de söyledin değil mi?

-Söyledim Hyunjin merak etme. Ama sen gerçekten gitmek istiyor musun?

-Evet. Bunu ne kadar istediğimi bilemezsin.

-Tamam. O zaman 1 saat sonra, parkta bulusup gidelim. Sanırım evde olacaklar.

-Tamam, görüşürüz.

-Görüşürüz.

Hyunjin telefonu kapattığında Felix ona bakıyordu.

-Hyunjin, oraya gitmek istediğine emin misin?

-Eminim Felix. Eminim. 1 saat sonra gideceğiz. Gelecek misin?

-Tabi ki! Gitmene her ne kadar karşı olsam da seni yalnız bırakamam. Hadi kahvaltı yapalım.

-Tamam

Kahvaltı hazırlayıp yediler. 1 saat çok çabuk geçmişti.

-Parkta buluşacakmışız. Gelmek istediğinden emin misin Felix?

-Eminim, seni yalnız bırakamam. Hasi gidelim.

-Tamam.

Beraber parka giderler. Tüm ekipte oradadır.

-Hoş geldiniz. Felix, nasıl oldu da geldin sen?

-Onu yalnız bırakmak istemedim. Malum, onu yalnız bırakınca birşeyler oluyor.

Herkes güler. Changbin:

-Tamam yeter bu kadar eğlence. Hadi gidelim.

Der ve buldukları adrese gitmeye başlarlar. Changbin bir plan kurmuştur. 4 kisi eve gidecek ve sanki komşularıymış gibi davranacaklardı. Daha sonra bir şeyler içmek istediklerini söyleyecek ve kızlardan sadece biri mutfağa giderse biri de mutfağa gidecekti. Böylece onu kandırıp bardaklara zehir koyacaklardı. Ve daha sonra evden çıkıp gideceklerdi. Edindikleri bilgilere gore bu kızlar kimseyle konuşmazmış. Bu yüzden kimsenin haberi olmayacaktı. Eve geldiklarinde kimin gireceğini seçtiler. Felix, Hyunjin, Bang Chan ve Minho girecekti. 4'ü kapıya geçti. Diğerleri de saklandı. Kapıyı çaldılar. Kızların yüzlerini tanıyorlardı. Kapıyı açan Rosé idi.

-Buyrun, ne istemiştiniz?

-Merhaba hanımefendi. Sizin buraya yeni taşındığınızı öğrendik. Merak ettiğimiz için gelip görmek istedik. Bir kahvenizi içebilir miyiz?

-Tabii, buyrun.

İçeri geçtiler ve diğer kızları gördüler. Rosé anlatmaya başladı.

-Kızlar, bu adamlar bizim yeni taşındığımızı görmüşler. Bir kahve içmek için gelmişler. Ben hemen bir kahve hazırlayayım.

Kızların hepsi hosgeldiniz dedi. Changbin dayanamayıp Hyunjin'i aradı. Planı değiştirmişti. 20 dakika sonra geriye kalan kişiler, kapıyı çalıp elinde silahla kızları sessizce içeri sokacak ve bunu onların yapıp yapmadığını soracaktı. Hyunjin bunu telefonla diğerlerine mesaj attı. Sessizliğin ardından Jisoo konuşmaya başladı:

-Eee, siz nerede oturyorsunuz beyler?

-Şu köşede ki evde oturuyoruz.

-Hmm, güzel.

Yine sessizlik yayıldı evin içine.10 dakika geçtikten sonra kapı çaldı. Çocuklar kimin geldiğini anlamıştı. Rosé mutfaktan koşarak kapıyı açmaya koştu. Kapıyı açtığında yine aynı şeyleri söyledi. Sonra Changbin'in sesi duyuldu.

-Şimdi hiç sesini çıkarmadan içeri geç. Eğer bağırırsan sonunu tahmin ediyorsundur değil mi?

Rosé içeri doğru geldi. Arkasından çocuklar geldi. Diğerleride ayağa kalktı ve silahlarını çıkardı. Kızlar da ayağa kalktı. Hyunjin konuşmaya basladı:

-Hiç kalkmayın. Eger doğruları söylerseniz size hiç bir şey yapmayız. Eger soylemezseniz...

-Ne istiyorsunuz? Ne söyleyeceğiz?

-Sakin olun, korkmaniza gerek yok. Sadece tek bir soru. YEJİ SİZİN ARKADAŞINIZDI. ONU NEDEN ÖLDÜRDÜNÜZ?

Kızlar korkmuştu. Cevap alamamıştı. Rosé'nin her şeyi anlatacağını düşündüğü için onu bir odaya götürüp sakin bir şekilde konuşmaya karar verdi.

-Rosé benimle gel!

-Nereye?

-Gel!

Bir oda bulup onu bir sandslyeye oturtur.

-Bak Rosé. Sana zarar vermeyeceğim. Sadece 1 sorum var. Yeji'yi, kardeşimi neden öldürdünüz?

-Bak, gerçekten isteyerek olmadı.

-Nasıl oldu anlat.

Hyunjin kimsenin gelmemesi için kapıyı kilitledi.

-Yeji düşünceliydi. Biz de onun kafasını dağıtmak için içki almıştık. Hepsi sarhoş olmuş şarki söylüyordu. Ben ise meyve suyu içmiştim. Sonra Yeji dans ediyordu. Dans ederken başı döndü ve yere düştü. Sonra kafasından kanlar gelmeye başladı(Rosé'nin gözleri dolmuştu). Biz böyle olsun istemedik. Sonra korktuk, bir şey yapamadık. Biz de gitmek zorunda kaldık. Gerçekten çok üzgünüz. Biz gerçekten boyle olsun istemedik.

-Sana inanıyorum Rosé. Umarım yalan söylemiyorsundur.

-Söylemiyorum, inan bana. Gercekten böyle oldu. Ama bizi rahat bırak, tamam mı?

-Tamam Rosé. Soz veriyorum.

Kapıyı açar ve çocuklara şöyle der:

-Gidiyoruz, hadi.

-Neden?

-Gidiyoruz dedim, hadi.

Evden çıkarlar ve yürümeye başlarlar. Rosé gerçekten de doğruları söylemiştir. Giderken bütün öğrendiklerini anlatır. Ve şöyle der.

-Onlara daha bulaşmayacağız. Her ne olursa olsun.

Herkes bunu kabul eder.

Bu günden sonra Hyunjin ve Felix sevgili olmuşlardır. Kızlarla arada sırada görüşüyorlardır. Hyunjin artık kimsenin katil olmadığını bildiği için sinirli değildir. Ve artık hiç bir konuda da kararsız kalmaz.

***
Bittiii!!! İlk olduğu için çok saçma yerler vardı bunun farkındayım. Ama onları da sonra düzelteceğim. Bu kitabı okuyan herkese çok teşekkürleeerr <33 ♡

AŞKLI İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin