K.O.4

2 1 0
                                    


Emrick

Bilincimi kaybetmemle yine o ilk uyandığım yere gittim. Burası neresi.

"Hoş geldiniz efendim." sesi duydum ama ürkmem gerekirken tanıdık bir ses gibiydi.
"Burası neresi. Ben neden buradayım." aynı kişi bunu dememle bana daha çok yaklaştı.
"Efendim burasının ne olduğunu  söyleyemem ama size ne olduğunu söyleyebilirim. Tabi kendiniz de ne olduğunu öğrenmek isterseniz."
bu söyledikleri beni düşünce denizine sokmuştu. Bana ne olmuş olabilir ki. Bunu sormadan öğrenemeyeceğim. "Söyle bakalım bana ne olmuş?" "Efendim siz iki yükü sırtınızda taşıyorsunuz. Buraya gelme amacınız da bunları öğrenmek olabilir diye düşünüyorum."
"Ben buraya bir anda geldim. Yani yanlış düşünüyorsun. Ama garip bir hisle geldim. Buraya ikinci gelmem. İlkinde öfke vardı. Bunda ise güven var." bunu dememle karşımdaki kişinin gözleri büyüdü. Sanki demek istediği bir şey varmışta duydukları söyletmiyormuş gibi.
"E-E-Efe-Efendim. Bu imkansız bir olay. Burada öfke hissedemezsiniz. Efendim gidin. Bu konuşmayı kimseye söylemeyin. Kendinize bile söylemeyin." demesiyle bir anda bilincim açıldı.
Ne olduğunu bile anlamadan kendimi Soul'ü çağırırken buldum. "Soul! Soul buraya gel."
Bir anda Soul buraya geldi. "Ne oldu? Bir sorun yok değil mi?" bunları söylediğinde nedenini anlamadığım bir şekilde sinirlendim.
"Soul gerçekleri istiyorum. Burada neler oluyor?"
Bunu dememle Soul önce bembeyaz kesildi ondan sonra derin bir nefes aldı.
"Neyden bahsettiğini anlamadım. Burada herhangi bir sıkıntı yok. Sırtındaki yara kötüleşmiş onun acısıyla bayıldın. Ben seni öyle görünce hemen yaranı tedavi ettim. Başka bir şey olmadı." Soul yalan söylüyordu ama yine de sorgulamadım.

🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥

Kraliçe'nin Anlatımı

Bir anda ruhumun ve bedenim çekildiğini hissettim. Ve çok özlediğim varlığı gördüm. Onun canının yandığını görmek yüreğimi parçaladı. Bu onun iyiliğine olmasa böyle bir şeye asla karar vermezdim. O da beni görünce şaşırdı. Neden bir anda beni çağırdığını garipsedi. Kalbinin derinliklerinde ki çırpınışı hissettim. Onun için ondan vazgeçmek beni yorduğu gibi onu da yordu. En yakın zamanda hayatım seni buraya getireceğim. Bir anda odamın kapısının çalmasıyla düşüncelerimden çıkıp ayaklandım.
"Kraliçem kusura bakmayın, rahatsız ettim ama ejderha çok sinirlendi." o da haklıydı. Gerçek sahibi olmadan yerinde bile duramazdı.
"Hemen geliyorum." koşarak ejderhanın yanına gittim.
"Siz çıkın. Ben geldim. Sakin olsan."
'Efendimi istiyorum. Onu çok özledim. Tek ailem o. Seni sevdiği için buradayım. Şimdiye yanına gitmiştim. Ona herşeyi hatırlatıp, gücünün tamamının gelişmesini sağlayıp buraya getirebilecekken ben duruyorum.' beynimin içinde yankılanan bu cümlelerle benim bile onu bırakasım geldi ama zamanı gelmedi. Zamanı geldiğinde o da bende ailemize kavuşacağız.
"Biliyorum. Benim de tek ailem o. Bu krallık onsuz çok ıssız. Bu zamanı değiştiremeyiz. Ama onu bu zamanda uyutup geçmiş zamanda yaşatabiliriz. Zaman bizim ilacımız. Onun zamanı var. Çok erken olursa savaşta çok erken olur. Çok geç olursa da kimse yaşamıyor olur. O bizim hayatımızı değiştirecek tek insan. Onun ölümünü izledin. Bütün iliklerine kadar hissettin. Şimdi elimizde fırsat varken geri tepemeyiz. "
'Onun hatırlaması da gerekiyor. Zamanla oynadığımız için onun sorumlulukları çok artacaktır. Baban zaman gezginiydi. Gezebilirdi ama kalamazdı. Ölümünü kendi yazdı. Senin doğduğun,  evlendiğin anları defalarca izledi. Çok fazla kaldı. Emrick zaman gezgini değil. Ömrünün yarısı kadar kalabilir. Bunu hesaplayamayız. Hatırlaması gerek. Bunu en hızlı şekilde yapıp burada kalabilir kimse göremez.' "Bunu doğal haline bırakmamız gerekir. Ben zaman gezginiyim. Ölümsüz bir zaman gezgini. O da ölümsüz. O bir ejder doğan. Sorumlulukları ne kadar artarsa artsın. Canından önemli değil. Ben ona gereken yardımı yaparım. Benim dinlenmem gerekiyor. Bugün çok yorucuydu. O benim ismimi hatırladı. Beni çağırdı. Canı yandığı bir zamanda çağırmış olsa bile benim ismimi hatırlaması sevindirdi. Canının yandığını görmek yüreğimi parçaladı." bunları söyleyebilecek bir canlının olması bana iyi geldi ama yine de canım yanıyor.
'Acını anlayabilirim. Nasıl kurtulacağını da söyleyebilirim ama önce yapman gereken bir şey var. Onu yaptığında için rahatlayacaktır. Ondan sonra sana bir şans verebilirim.' ilgimi çekmişti ama benim içimi rahatlatacak tek kişi Emrick. O burada olmazsa ben rahatlayamam. İçimi rahatlatacak bir şeye de hayır diyemem.
"Seni dinliyorum." 'İçinizde bir hain var. Emrick ile ilgili bilgi öğrenmeye çalışan biri. Öldüğünü düşünmeyen biri. Bizi sürekli dinliyor. Aldığı bilgileri bağlantı yoluyla birine söylüyor. Onu ben bulursam ne yapacağımı biliyorsun. Bundan dolayı senin bulman gerekiyor. Bana büyü yapmaya çalışıyor. Bağı öğrenmemeli. Onu öğrenirse efendimin yaşadığını bilir. O zaman savaşın gelip gelmediğine bakmam. Onun yanına giderim. Buna kimse engel olamaz. Bizim zihnimiz korunuyor. Ama büyü yoluyla kırılabilir. Saraya büyü yap. İkimiz dışındaki herkesin büyüsü kalksın. Savaşta olduğumuzu düşün.' bunları söylemesiyle bende onunla zihnimden konuşmaya başladım. ' Senin tahmin ettiğin biri var mı? ' ' Şüphelendiğim iki kişi var. Biri kadın diğeri erkek. İkiside senin tanıdığın ve tahmin ettiğin kişiler. Birazdan göreceklerin ve duyacakların bunun kanıtı niteliğinde olacaktır.'
Bunu demesiyle kapı önündeki sesleri yüksek sesle duymaya başladım.
"Kral yaşıyor mu? Diye merak ettim. Sen yine niye geldin?"
"Ben kraliçeyi istiyorum. Kral öldü. Bu saplantıdan vazgeç. Kral öldü." "Sen öyle san. Ben kralın ölmediğini düşünüyorum. Onun için günlerdir kraliçeyi ve ejderhayı kontrol ediyorum." "Burada olan konuşmaları dinleyip babana iletmesen dediklerine inanacağım. Dur bir dakika! Sen bir şey hissettin mi?" "Büyü kokusu alıyorum. Bu ejderhanın büyüsü. Kokusundan tanıdım. Büyük ihtimalle o da bizim kokumuzu almıştır. Ses çıkmıyor. Belki de engelleme büyüsü yapmıştır." bir anda ses kesildi ama daha sonra "Bu engelleme büyüsü değil. Bu büyü..." bir anda ne olduğunu anlamamıştım ama zamanın durduğunu kavramam uzun sürmedi. 'Zamanı neden durdurdun? Buna gerek yoktu.' ejderhadan cevap gelmeyince ona döndüm. Ama onun içinde zaman durmuştu. O zaman kim yaptı?
'Kraliçem savaştan haberim var. Zamanı nasıl durdurdum bilmiyorum. Ama seni nedense kalbimin koridorlarında dolaşırken buluyorum. Sesini duyuyor,anılarınla farklı duygular içine giriyorum. Başka şeyleri hatırlamaya çalıştığımda ise bedenim zayıf düşüyor. Sana acil sormam gereken bir şey var. Gerçeklik ormanında ben nasıl öfke hissettim? Bunun cevabını biliyorsan bana ulaştırır mısın? Seni ruhum hatırlıyor ama bedenim bilincim hatırlamıyor. Sana ruhumu çok derinlere saklamam gerektiğini söylemiştim. Şimdi de oradan çıkarmak zorundayım. Seni çok seviyorum ve en yakın zamanda görüşmek dileğiyle.' zihnimde yankılanan cümleler bittikten sonra zaman ejderha için akmaya başladı. Diğerleri için hâlâ devam etmiyordu.
'Bu senin için yeterlidir, herhalde.'
"Yeterli! sana bir şey göstermem gerekiyor. Dokunmama izin vermen gerekiyor." 'Seni bu kadar afallatan şeyi öğrenmek için merak ediyorum. İzin veriyorum Kraliçe Rozalin.' bunu dedikten sonra ona dokunup daha demin olanı gösterdim. Bir anda yok oldu. Ne olduğunu anlamadım.

🔥🔥🔥🔥🔥

Emrick anlatıyor.

Soul ile konuşurken bir anda kendimi yatakta buldum ve anında bilincim kapandı. Karanlık bir ormanda yürüyordum. Garipliklerin ve bilinmezliklerin olduğu garip bir yer. Bir anda başka yere çekilmemle bir ejderhayla karşılaştım ama ondan kaçmak hiç içimden gelmedi hatta özlem hissediyordum. "Senle konuşmamam gerekiyormuş gibi hissediyorum. Sadece ruhumdan gelen bir cümle söyleyip gitmek istiyorum. Seni çok özledim ve çok üzülmeyin." 'Bende sana sadece bir şey söyleyip gideceğim. Ben senle konuşmamam gerektiğini bilerek söylüyorum. Ruhunun bir anahtarı vardır. O anahtarı bulmak veya yok etmek imkansızdır ama yapılamaz değildir. Bunu yapabilirsin.' bunları zihnimde duyduktan sonra hızlıca bilincim açıldı.

🔱🔱🔱🔱🔱🔱🔱

Merhaba Arkadaşlar!
Bölüm kısa oldu ama olay burada kalması gerekiyor. Diğer bölümde Emrick sizinle sohbet etmek için bekliyor olacak.

Kızıl OrduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin