1. Neden Ağladığını?

37 3 3
                                    

Henüz 15 yaşında biriydim fakat dünyanın tüm sefilliği üzerimdeydi. Adım Zeynep. Kendimden nefret ediyor, bir o kadarda kendime acıyordum.

Yanlızdım evet hiç arkadaşım yoktu çünkü arkadaş ortamını pek sevmezdim onları mutlu olması beni kahrederdi.

Liseye başlayacaktım ve kayıt yaptırmak için babamla birlikte mahallemizdeki küçük liseye ağır adımlarla ilerliyorduk. Babamı çok severdim onunla oynamak, gülmek, dertleşmek tarif edilmez bir mutluluktu. Onun yanında olmak beni mutlu ediyordu. Ne de olsa o benim ilk aşkımdı. ;)

Okula vardığımda müdürün odası bayağı kalabalıktı galiba kayıt yaptırmaya gelen tek kişi ben değildim. Babama dönüp "dışarıda beklesek burası çok havasız " dedim.
Başını hafifce olumlu anlamda öne eğdi. Ve gülümseyerek dış kapıyı işaret etti. Bende ona ufak bir tebessüm ederek onun gösterdiği yöne doğru ilerlemeye başladım. Boş bir sınıf bulup beklemeye başlamıştık ki babamın telefonu çaldı derin bir solukalarak telefonu açtı " Efendim Esra" arayan annemdi acaba gene ne saçmalayacaktı veya gene neye sinirlenmiş ve babama çatacaktı. Bu durumda şanslıydım çünkü telefonum yoktu. Babamın bağırtısıyla birden sıçradım. " Sus artık sus " diye bağırıyordu. Acaba ne oluyordu babamın sinirden gözleri kızarmış ve yüzünden ne kadar üzgün olduğu belli oluyordu. O cadı gene ne demiştide kırmış babamı bu kadar bilemiyorum. Babamı hiç bu denli sinirli görmemiştim. Babamın sesi ile gene irkildim. " Sus artık yeter! '' dedi ve telefonu annemin yüzüne kapattı. Kelimelerinde acı vardı. " Babacım ne oldu '' diye sorduğum da bana bakışlarını dikti ve " Yok bir şey tatlım" dedi. " hadi ama baba çocuk değilim anlat'' dedim. "Annen senin bir kleptomal olduğunu söylüyor Zeynepcim bir psikolağa gitmeye ne dersin " dediğin de ona ters bir bakış attım gözlerim dolmuştu sanki dilim tutulmuştu hiç birşey demeden öylece babama bakakaldım. Göz yaşımın yanağıma süzüldüğünü hissettiğimde hızla sınıftan çıkıp koşmaya başladım babam arkamdam " Zeynep kızım durr! '' diye bağrıyordu ama durmadım, durmayacaktım da.

Annemden nefret ediyordum. Her gün ölmesi için Allah'a dua ediyordum fakat turp gibiydi Allah'ın belası. Küçüklüğümden beri beni hiç sevmemişti varı yoğu abimdi. Her gün beni rencide eder, azarlar ve döverdi. Hayır yanlış duymadın döverdi beni hemde her Allah'ın günü acımadan. Şimdi de bana hırsız diyordu bunu bana nasıl yakıştırıyordu nasıl yapardı bunu evledına bu nasıl biri böyle diye düşünceye daldım ve hala ağlayarak koşuyordum. Okuldan epeyce uzaklaşmış ve bir parka gelmiştim. Boş bir bank bulup oturdum ve hıçkırarak ağlamama devam ediyor babamın söyledikleri aklıma geldikce ağlamam alevleniyordu.

Ya babam böyle birşeyi nasıl düşünmüştü annem olacak o cadıya ne zamandan beri inanır olmuştu aklım almıyordu. Diye düşünüyordum ki birinin elini omzuma koymasıyla irkildim. Babam peşimden mi gelmişti özür diyecekti herhalde o cadıya inandığı için kendine kızacaktı. Omuzumdaki eli sıkarak arkamı döndüm ve bingo bu babam değildi. Rampalı simsiyah saçları olan, 1.78 boylarında, yeşil gözlü ve çok yakışıklı biriydi bu kişi daha önce hiç görmemiştim. Gözlerimi ondan ayıramıyordum yüzüme salakça bir tebessüm yerleşmişti. O da bana gülümseyerek konuşmaya başlamıştı '' Elimi bırakmaya niyetin yok mu canım '' o söylemese hala elini tuttuğumu farketmeyecektim '' be-be-ben babam sandım '' dedim. Kahkaha attı o kadar güzel gülüyordu ki gözlerimi alamıyordum ondan ve hala elini bırakmamıştım. Kalın bir sesi vardı bu ses onu çok karızmatik yapıyordu.

'' Baban olmadığıma göre elimi alabilir miyim? '' dedi tebessüm ederek. Gülümseyerek ''tabiki'' dedim. Elini bıraktım ikimizde birbirimize bakmış sırıtıyorduk. '' oturmamda sakınca var mı? '' diye sırduğunda gene kekeleyerek ''ha-ha-hayır'' demiştim. Ah ne aptalım size de dediğim gibi daha önce hiç arkadaşım olmadı şu anda kendimi çok tuhaf hissediyordum. Yanıma oturdu ve '' az önce hıçkırarak ağladığını gördüm bir şey mi oldu hmm bu arada unutuyordum az kalsın ben Berat '' diyerek elini uzattı. Daha sakin olmak için gayret ettim ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladım '' tanıştığıma memnun oldum ben de Zeynep '' dedim. Ve uzattığı elini nazikçe sıktım ve küçük bir tebessüm ettim. '' eeee anlatmayacak mısın ?'' diye sorduğun da '' neyi'' diye yanıtladım. Unutmuş gibi davrandım ama o saolsun geri hatırlattı. '' neden ağladığını? '' diyiverdi. Bu çocuk tam bir öküz bir kıza neden ağlıyorsun diye sorulur muydu? hemde seni hiç tanımayan bir kıza saçma.

hayallerin sefilliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin