Özel Bölüm-2

2.7K 287 436
                                    

Yazar=Bismillahirahmanirahim

Chris ve Seungmin Jisu'yu da alıp gitti ve SONUNDA Chanbin ile ben evde tek kaldık!

"Ee, ne yapmak istersin?" Changbin'in sorduğu soruyla çapkınca gülümsedim.

"Sence?" Gülümseyip kucağını işaret ettiğinde kucağına oturmuştum. Ellerıni belime sarıp beni daha çok kendine çekmişti. Başını boynuma gömüp bir öpücük kondurmuştu. Eli t-shirtümün içinde geziniyordu.

"Çok özledim be." Kollarımı boynuna dolamıştım.

"Ben de." Boynuma derin öpücükler bırakmaya başlamıştı. Kafamı yukarı kaldırmış ve ona daha çok yer açmıştım.

Yazar=Yazariniz smut yazamicani fark ettigi icin smutu yazmiyo ve sabaha atliyo

(Sabah)

Odanın kapısının aniden açılmasıyla yorganı hızla boynuma kadar çekmiştim. Jisu'nun şaşkın suratını görmek beklemediğim bir şeydi.

Amına koduğumun Seungmin'i... Çocuğu eve erken getirmiş...

"Jeongin! JEONGINN!" Seungmin'in bağıra çağıra odaya girmesiyle göz devirdim. Changbin hâlâ öküz gibi uyuyordu. "Jeong- Ananı! Jisu, çık odadan canım." Jisu'yu içeri gönderip yanıma yaklaştı. "Verdin mi?"

"Verdim..."

"Ben sana verme demedim mi?"

"Vermeyip de ne yapayım, verdim."

"Ama verdikçe verirsin. Ben sana verme dedim."

"Çok istedi verdim." Bir süre sessizce bakışmıştık. "Saat kaç?"

"12 oldu az önce." Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Sen çık, biz geliyoruz." Kafasını olumlu anlamda sallayıp odadan çıkmıştı. Changbin'e bakmıştım bir süre. Horlaması hariç çok sevimliydi. "Changbin, uyan." Yanına yaklaşıp kollarının arasına girmiştim. Alnıma bir öpücük kondurmuştu.

"Sana sarılıp uyumak varken neden uyanayım ki?"

"Çünkü kalkıp kahvaltı yapmalıyız." Gözlerini kocaman açmıştı.

"Ne, yemek mi?" Hızla ayağa kalkıp üstüne birkaç parça kıyafet geçirmiş ve içeri koşmuştu. Yemekle aldatılıyorum şu an...

"Aldatmam dedin aldattın... Yazıklar olsun be..." Kafamı iki yana sallayıp ben de üstüme birkaç parça kıyafet atmış ve içeri geçmiştim.

Changbin'in hayvan gibib yemek yediğini görmüştüm.

"Ne oldu? Jeongin gece doyuramadı mı seni?" Yemek Changbin'in boğazında kaldığında hızla sirtına vurmuş ve su vermiştim. Öksürmesi geçtiğinde Seungmin'e bakmıştı.

"O beni değil de, ben onu doyurdum diyelim." Changbin'in omzunu susması için dürtmüştüm. "Ne ya?"

"Ulan sussana." Ağzına fermuar çeker gibi yapıp yemeğine geri dönmüştü. "Bu hayvan yemekle ask yaşıyor! Beni bu kadar sevmedi! Neyse, içeri gidiyorum ben." Arkamı dönüp oturma odasına gitmiştim. Koltuğa oturduğumda bana doğru gelen koridordaki Changbin'i görmüştüm. Yemeğini bırakıp yanıma gelmişti...  Sadece Changbin'i tanıyan biri bunun ne kadar büyük bir incelik olduğunu anlayabilir.

"Bebeğim, özür dilerim. Biliyorsun, yemek yerken kendimi kaybediyorum." Gelip yanıma oturmuştu.

"Biliyorum. Bir şey demedim ki." Çenemi tutup yüzümü yüzüne çevirmişti.

"Seni her şeyden daha çok seviyorum. Hiçbir şeye senden daha fazla değer veremem Jeongin." Gülümsedim.

"Biliyorum. Bunları daha önce de söylemiştin." Dudaklarıma kısa bir öpücük kondurmuştu.

"Olsun. Fazla sevgi gösterisinden zarar gelmez." Ona sarılıp başımı boynuna gömmüştüm.

"Seni çok seviyorum."

"Sana çok aşığım." Boynumdan öptüğünde ayrılmıştık. "Kahvaltı yap artık." Kafamı olumlu anlamda salladîğımda ayağa kalkmış ve elinden tutmak için elini uzatmıştı. Elini tutup ayağa kalkmıştım. Beraber mutfağa girmiştik.

"Gelin çifte kumrular, gelin." Masaya, Jisu'nun yanına oturmuştum. Changbin de benim yanıma oturmuştu.

"Seungmin amca, çifte kumrular ne demek?" Seungmin susmuş ve bana bakmıştı.

"Nasıl anlatacağım?" Omuz silkmiştim. "Birbirinden hiç ayrılmayan, sürekli birlikte olan kişilere deniliyor Jisu'cuğum." Zil çaldığında Seungmin kapıyı açmak için kalkmıştı.

"Sürprize!" Jisung'un sesi geldiğinde şaşkınca mutfak kapısına bakmıştım.

"Jisung?!" Gerçekten o olduğunu gördüğümde ayağa kalkmış ve koşarak ona sarılmıştım. "Niye 5 aydır buluşmuyoruz!?" Ondan ayrıldığımda öksürmeye başlamıştı. Galiba çok sıkı sarıldım...

"Ölüyordum lan! Bok mu var da o kadar sıkı sarılıyorsun?"

"Müneccim boku mu, ermiş boku mu?" Felix'i de görmemle bayılacak gibi hissetmiştim. Onu 2 yıldır görmüyordum! Başka şehirdeydi! Çok özlemiştim!

"Ermiştir o, ermiş." Söylediğimden sonra gülmüştük. Hızla ona da sarılmıştım.

"Sonunda lan! Buluştuk lan!"

"Sen Changbin'e teşekkür et. O ayarladı." Changbin'e bakıp gülümsemiştim. O da gülümsüyordu.

"Teşekkür ederim." Göz kırpmıştı.

"Bir şey değil canım. Ee, benimkiler nerede?"

"Araba park ediyorlardı enişte. Gelirler şimdi." Yuna ve Chaer'e de sarılmıştım. Çok büyümüşlerdi. Jisu kadarlardı ama olsun.

Uzun zaman sonra ilk kez buluşmuştuk. Çok mutluydum...

________________________________

Ben sizi cok özledim yaa










Ulan Göt / JeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin