15

3.2K 425 427
                                    

Uyandığımda aynı şekilde durduğumuzu görmüştüm. O hâlâ uyuyordu. İnşallah annem ya da abim gelip bizi bu halde görmemiştir!

Kapı aniden açıldığında Changbin'i yere itmiş ve yatakta tek kalmıştım.

"Jeongin?"

"Efendim abi?" Bir bana, bir de yerde uyumaya devam eden Changbin'e baktı.

"Kim bu?"

"Okuldan bir çocuk işte. Kapıda kalmış, anahtarı evinde unutmuş. Yazık günah. Gel dedim yerde kıvrılır yatarsın. O da dedi ki tamam. Kıvrıldı yatıyor şimdi." Bana mal görmüş gibi baktı.

"Koltukta yatsaydı ya çocuk, neden yerde yatıyor?"

"Abi yok yok." Ayağa kalkıp yanına gittim. "I-ıh, koltuk olmaz."

"Niye ki?"

"Pis o pis, cıs. Kötü kötü e e." Abim elini alnıma koyup ateşime baktı. Sonra da elini çekip kafasını iki yana salladı.

"Jeongin, ateşin falan yok değil mi? İyisin yani? Hayır zehirlendin de o mu kafa yaptı diyeceğim de, yok. Bu kafayı başka bir şey yapmış olmalı. Ulan oğlum, bebek miyim ben? Cıs ne?"

"Yahu abi, yeni kalkmışım burada bende kafa mı kaldı? Hem sen niye yeni giriyorsun eve?"

"Annem aradı, zehirlendiğini söyledi. Normalde 1 hafta kalacaktım. Zehirlendiğini duyunca apar topar geldim işte." Kafamı olumlu anlamda sallayıp yerdeki Changbin'e göz ucuyla baktım. Abim de ona bakmış, sonra abimle birbirimize bakmıştık.

"Bari yer yatağı yapsaydın, hiç olmadı üstüne bir şey örtseydin be Jeong."

"Çok ısrar ettim ama dedi ki 'yok illa yerde yatacağım.' Yazık. Kırmayayım bari dedim."

"Hm hm." Arkasını dönüp çîkacağı sırada geri bana döndü. "Bu arada sevgilin yakışıklı çocukmuş." Odadan çıktığında donakalmıştım. Bir saniye ne?

Abimin peşinden koşup önünü kestim.

"Hangi sevgilim?" Abim gözlerini kocaman açtı.

"Kaç sevgilin var lan pezevenk!" Elimi alnıma vurdum.

"Öyle değil! Kimmiş benim sevgilim? Benim niye haberim yok?" Gülümsedi.

"Changbin'i diyorum. Jeongin, her şeyden haberim var. Yahu kardeşciğim, çocuğu niye yere itiyorsun ki? Ne utanıyorsun benden? Uyuyun işte beraber. Hem gördüm sizi sarılıp uyurken. Birdaha çocuğu fırlatıp atmana gerek yoktu." Çocuğun sırtını boşuna kırdın desene. Omzuma bir kol atılmasıyla kolun sahibine baktım. Uyumuyor muydu bu ya?

"Selam hyung." Changbin'in abime bakıp konuşmasıyla şaşkınca baktım ikisine de. Bunlar birbirlerini nereden tanıyorlardı?

"Selam kardeşimin manitası..." Elimi şaşkınca ağzıma koydum.

"Oha! Nereden tanışıyorsunuz siz!"

"Gece sen uyurken tanıştık güzelim. Ben su içmeye kalktığımda abin kapıyı çalmıştı. Kapıyı açtım, abin beni dövdü falan. Sonra tanıştık işte." Göz devirdim.

"Abi, sen bunu mu dövdün?" Abim kafasını olumlu anlamda salladığında ağzımı oynatarak ama ses çıkartmadan 'aferin' demiş ve elimle onu onaylarcasına bir işaret yapmıştım. O sırada yanımdakinin bana baktığından habersizdim ama. "Neyse ya, abi iyim ben. Sen git."

"İyi bakalım. Siz de burada yiyişir- aman eğlenirsiniz güzel güzel. Neyse, kaçtım ben."

"Kaç hyung, Jeongin'in gazabından kaç. Çünkü seni dövecekmiş gibi bakıyor." Abim hızla evden çıkınca Changbin'in yanağına bir öpücük kondurmak istekiştim ama...

Kafasını çevirdiği için dudaklarını öpmüştüm...

_________________________________

Diger bolumu bekleyin simdi

BAKIN CANIMI CIKARTMAYIN BOLUM AT DIYE









Ulan Göt / JeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin