twenty-nine

216 40 25
                                    

yeni bölüm geldi!

finale de bir bölüm kaldı...

ama sıkıntı yok, yeni fic yolda

umarım bu kurgumuzu severek okumuşsunuzdur, okuyan ve buraya kadar gelen herkese çok teşekkür ederim. iyi ki varsınız.

hyunho? hyunlix? minsung? hyunchan?

hangisi?

oy sınırı : 25
yorum sınırı : 25

-iyi okumalar-

-iyi okumalar-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


⌗⌗⌗

Felix, Jeongin ve Seungmin evdeydi. Minho 2 saat önce çıkmıştı evden. Ne olduğunu, Hyunjin'in bulunup bulunmadığını bilmiyorlardı. Çocuklar onları arayıp haber vermemişlerdi.

Felix Hyunjin'i çok merak ediyordu. Eşine bir şey olduğu düşüncesi onu delirtiyordu. Her habere karşı hazırlıklı olmaları gerekiyordu.

Fakat kızıl genç kötü habere hiç hazır değildi.
Eğer ki Hyunjin'e bir şey olduysa kendini kaybederdi, yaşayamazdı.

"Felix, Seungmin! Hadi gelin yemek yaptım."

Jeongin'in seslenişi ile ayağa kalkan iki genç de kapı sesini duyduğu an oldukları yerde kaldılar. Jeongin hızla mutfaktan çıkıp kapıya koştu. Arkasından da Felix ve Seungmin geldi.

Jeongin kapıyı açtı ve çocukları gördü.

Felix göremediği eşi yüzünden dolan gözlerini saklamaya çalışırken Changbin ve Jisung kapının önünden çekildiler ve arabaya bakmaya başladılar.

İkilinin baktığı arabaya baktı üç genç de. Minho kapıyı açtı ve Chan kucağındaki Hyunjin'i Minho'ya verdi. Minho kucağına aldı mavi saçlıyı.

Hyunjin hâlâ uyuyordu. Felix eşini görünce elleriyle ağzını kapattı. Gözyaşlarını tutamadı ve serbest bıraktı. Gülümseyerek Minho'nun onlara doğru gelişini izliyordu.

"Sevgilim, gel Hyunjin'in odasının kapısını aç."

Jisung hemen peşinden gitti sevgilisinin. Diğerleri de içeri geldiğinde Felix koltuklardan birine geçmiş elleriyle yüzünü kapatıp ağlıyordu.

Chan onu böyle görünce buruk gülümsemesi ile yanına oturdu ve kollarının arasına aldı kızılı.

Jisung da salona geldi ve boş bir yere oturdu. Minho Hyunjin'i yatağa yatırmış, yorganı da üstüne örtmüştü. Biraz yanında oturdu. Gülümsedi ve eğildi yüzüne.

Dudaklarını alnına bastırdı uzunca. Saçlarını öptü ve geriye çekildi.

Oturduğu yerden kalkıp camın yanında duran koltuğun üstüne bıraktı omzundaki çantayı. Hyunjin'in isteği üzerine o eve gitmişlerdi ve hediyesini alıp eve gelmişlerdi.

Son bir kez uyuyan mavi saçlı gence baktı ve lambayı söndürüp odadan çıktı. Salona geldiğinde Felix yerinden kalkıp Minho'nun beline sarıldı sıkıca. Sonrasında diğerlerine de sarıldı.

Saat gece 2'ye gelirken onlar salonda oturmuş, kafa dağıtmak için sohbet ediyorlardı. Felix kahve bardağını masaya bıraktı.

"Bir baktım Changbin içeri 'selamlar amına koduklarım' diye girdi. "

Çocuklar Jisung'un anlattığına gülerken Changbin sırıtıyordu. Koridordan gelen ses ile çocuklar salon kapısına çevirdi bakışlarını.

Salona gelen ama hâlâ uykulu olduğundan gözlerini açamayan Hyunjin gözlerini ovuşturdu.

Gözlerini açıp çocuklara baktı. Kızılını görünce gülümsedi ve yanına ilerledi. Felix biraz yana kaydı ve eşinin yanına oturmasını bekledi. Hyunjin eşinin yüzünü ellerinin arasına aldı ve birkaç saniye baktı sadece.

Sonrasında dudaklarını öptü ve sımsıkı sarıldı. İkiliyi böylesine duygusal gören çocuklar onlara gülümseyerek bakıyorlardı. Hyunjin eşinin saçlarını öptü.

"Bu günü mahvettiğim için özür dilerim sevgilim. Yıldönümümüzü böyle hatırlatmak istemezdim. Çok özür dilerim. "

Felix de eşinin saçlarını öptü ve gülümsedi.

"Sen olduğun sürece neyi ne olarak hatırlayacağım inan ki hiç önemli değil. Ben sadece seni istiyorum. Bugün o kadar çok korktum ki seni kaybedeceğim diye. Bu günden sonra ellerimizi birbirine bağlayacağım ve böylece seni kaybetmeyeceğim. "

Hyunjin eşinin söylediğine gülerken saçlarını seviyordu. Geri çekildi ve yanaklarını öptü.

"Hediyeni getirdim. Unutmadım. "

Göz kırptı ve eşinin elinden tutup masadan kaldırdı. Felix gülerek eşinin peşinden giderken çocuklar da onlara bakıyorlar, gülüyorlardı.

"Eskiden nasıllardı şimdi nasıllar? "

"Vay be. Zaman ne hızlı geçiyor. "

Chan arkasına yaslandı ve Seungmin'i göğsüne yasladı. Seungmin kıkırdayarak sevgilisinin beline sardı kollarını.

Felix ve Hyunjin tekrar salona geldiğinde Jisung güldü ve çocuklara baktı. Sonra da gözleri kısa bir an Minho'ya döndü.

"Chan hyung bizi alıp sizin olduğunuz masaya getirmeden önce ben bir şey demiştim. "

Felix'e döndü. Kızıl olan kıkırdadı ve arkadaşına döndü.

"Lix, sonunda kısmetim açılıyor. Düşünsene, Chan hyungun arkadaşlarından bir tanesi ile çıkmaya başlıyoruz, sonra nişan sonra evlilik. Kedilerimiz de olur değil mi? "

Çocuklar kahkaha atarken Minho gülerek sevgilisini kollarının arasına aldı.

"Cidden böyle mi dedin? Nereden biliyordun kedilerim olduğunu? "

"Bilmiyordum. Öylesine demiştim, gerçek oldu."

Jisung kıkırdarken Minho da gülmüştü. Felix çocuklara bakıp gülümsedi. Sonra da eşine döndü ve elini tuttu.

Hyunjin de ona baktığında ikisi de birbirlerine gülümsedi ve sohbete katıldılar tekrar.

suddenly love, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin