Eva'nın sesi ile hemen makyaj masamın üzerindeki ruju kapıp onun odasına geçtim, saçını tararken ona uzattım.
"Al bakalım sis, kurtarıcı meleğin geldi."
Güldüğümde gülümseyip ruju elimden aldı. Odama dönüp birkaç eşyayı daha çantama yerleştirdim. Bugün epey işim vardı. Önce Eva ile 7'ye kadar dövmecide çalışacağım. Gece de 8 buçuk 12 buçuk arası Oğuz ve Masal ile bir restoranda müzik işlerine girişeceğiz. Çalan telefonumla arayanın abim olması yüzümü güldürdü.
"Buyurun komutanım!"
"Şaka çekecek halim yok Ela. O kadar yoruldum ki, bugün evde misiniz?"
"Saat 7'ye kadar ikimiz de dövmecideyiz ama gece Eva evde."
"Sen?"
"Ben geceleri dansözlüğe başladım abi."
"Şaka yok demiştim."
"Oğuz demiştir diye düşünmüştüm, malum onunla bizden çok konuşuyorsun ya hani!"
"Hemen kızma prenses. Ayrıca sizinle daha çok konuşuyorum siz benim kardeşlerimsiniz kızım. Canımsınız ciğerimsiniz nasıl başkası ile daha çok konuşayım?"
"Bilemem artık, bugün dönecek misin? Ne kadar kalacaksın?"
"Akşam saat 8 gibi dönmüş olurum. Tam bilmiyorum ama 2-3 gün ortalardayım. Tabi göreve çağırma ihtimalleri her zaman var o ayrı."
"Onu biliyorum zaten."(Göz devirdim)
"Sonra görüşürüz prenses."
"Size de komutanım."
Telefonu kapatıp derin bir nefes verdim. Abiniz eğer bir askerse, onu görmeniz epey zor olabiliyor.
"Tık tık!"
Kapıyı tıklatırken bir yandan ağzı ile ses çıkaran Eva'ya güldüm. Çantama birkaç şeyi daha koyarken "Abim akşam 8 gibi gelecekmiş." diye mırıldandım.
"Sonunda ya! Emir Beyi gören cennetlik vallahi!"
Çantamı alıp boy aynasının önünde üzerimi başımı, makyajımı kontrol ettim. Eva da yanıma geçince ikimizin uyumlu giyinmesi daha da hoşuma gitti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Etekli olan Ela, pantolonlu da Eva)
"Çok güzeliz." dedi Eva hayran hayran.
"Öyleyiz..." dediğimde ikimizin de aklından aynı şey geçiyordu. Bunu o dile getirdi.
"Annemi ikiye bölüşmüş gibiyiz değil mi? Gözleri sende, saçları bende..."
