"Bu iki ülkenin savaşı mıydı yoksa birbirini tamamlayan ruhların yaşadığı bir zorluk muydu ? Eğer bu bizim ruhumuzun savaşıysa hemen bitsin istiyorum. Gerekirse senin için ülkemi karşıma alırım sevgilim."
Kim, savaşa gitmişti. Ona ilk sarılmam, ilk öpüşüm hepsi son olmuştu. Keşke diye geçirdim içimden, keşke ona daha önce sarılsaydım, keşke onu daha önce öpseydim.
Ağacın altında ağlıyordum. Daha sonra cebimden bir kağıt parçası çıkarttım ve yazmaya başladım.
20.08.1953
Bu ikimizin ağacı sevgilim. Bir dileğim var tanrıdan, seni bana bağışlaması. Sen gideli henüz 1 saat bile olmadı belki de ama ben senin yokluğunu her zerremle hissediyorum. Şimdi burada olsan çoktan yanıma gelip benimle konuşurdun. Bu ağaç uzun süredir incir vermiyordu. Yaklaşık 1-2 gün önce ilk meyvesini verdi. Belki de bizim aşkımızı hissederek meyve vermek istedi. Ne kadar inanırsın bilmem ama keşke diyorum bazen, Keşke seninle daha önce bu konuşmayı yapsaydım... Kendine çok dikkat et sevgilim. Yaralanmadan yanıma gel.
Kağıdı katlayıp cebime koydum ve ağlamaya başladım. Giderken burada ağlamayacağımı söylemiş olmama rağmen burada onun için ağlıyordum.
O sırada iki tane ses duydum.
"Jeon ?"
"Jeon ?"
Min Yoongi ve Park Jimin. İkisi de yanıma geliyorlardı.
"Sorun yok. İyiyim."
"Hangi rüzgar attı seni buraya ?" dedi Min.
"Kim Taehyung rüzgarına kapıldım. En son burada görüştüğümüz için de belki gelir diye bekliyorum."
"Niye ki ? Çağır gelsin." dedi Jimin.
"Gelemez çünkü Kim bugün sabah savaş alanına gitti." dedi Min.
Jimin bana baktı ve kulağıma fısıldadı:
"Asker Kim'e mi aşık oldun Jeon ?"
"Evet."
Min Yoongi'ye bakıp başını olumlu anlamda salladı. Daha sonra bana baktı ve şöyle söyledi:
"Jeon, Ben Min ile sev-"
"Sevgilisiniz, hatta birlikte nöbet tuttuğumuz gece öpüştünüz belki de seviştiniz."
"Evet."
dedi Min ve ekledi.
"O gece iki düşmanın yapmaması gereken bir şey yaptık. Jeon, biz savaşmak istemiyoruz. Jimin ve ben gerekirse kaçmaya bile hazırız."
"Bunu bana neden anlatıyorsunuz ?"
"Komutan Kim, seni herkesten ayrı tutuyor. Onunla barış konusunda konuşamaz mısın ?"
dedi Jimin. Biraz düşündüm, sevdiğim adamın yaralanmadan gelmesini istiyordum. Komutanla gerçekleri tüm çıplaklığıyla konuşmak ve anlaşmak istedim.
Oturduğum ağacın altından kalktım ve koşarak Komutan Kim'in yanına gittim, ben içeriye girdiğim anda şaşırdı.
Sebebi ise çok basitti, yanında Kuzey Kore komutanı Kim SeokJin vardı ve ben içeriye girdiğimde askeri üniformalarını çıkartmakla meşgullerdi. Başka bir deyişle sevişmeye hazırlanıyorlardı.
"Komutan Kim, sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyorum."
"Tabi Jeon, anlat. Seni dinliyorum."
"Güney askerlerinden de Kuzey askerlerinden de çok sayıda isyan var. İki taraf da artık savaşmak istemiyor. Askerlerden bazıları kaçmayı bile düşünüyor. Hatta çok fazla aşka bulaşan var, onlara yazık değil mi ?"
