Evet, ünlü bir çok spor branşından bir ünlü yerine, boksörün tekiyle neden röportaj yapmak istediğimi de açıklamalıyım.
Birincisi, bu adam para içinde yüzüyor ve bu adamın birilerinin canını bu para yüzünden yaktığından eminim. Para kimseden isteyerek çıkan bir şey değil ne de olsa?
İkincisi, bu adam tamamiyle deli.
Deliden kastım gerçekten deli, bunun altını çizmek istiyorum.
Bazı maçlarını izledim. Kesinlikle vahşi, doğadan çıkıp onu evcilleştirmeyi bırakın... Tamamiyle öfkenin biçim almış haliydi! Taktığı kırmızı boksör eldivenlerinin çoğu kez rakibini bayıltana kadar durmadığını görmek, rüyalarımda beni rahatsız edebilecek dramatik bir derecedeydi.
Eh, bu denli vahşi bir adamın da popülaritesi kesinlikle kötüydü. Gazetelerde hakkında abuk subuk söylentiler yayılmıştı bile.
Taraflı yayın vardı kısacası.
Eh, ben de en azından buna bir perde aralayıp iyi ya da kötü haber yapacaktım. Ama doğru şekilde olmalıydı. Her şeyin bir ahlakı vardır, doğrular herkesi korkutur ne de olsa. Halkı tatlı yalanlardan kurtarmak gerekiyordu.
Bu yüzden bu binanın önündeyim. Sponsor olduğu klübün binasına adım atarken itiraf etmeliyim... Çok gerginim.
Bir doksan boylarında bir kas yığınının ona bakıldığında kürdan kalan bir kadınla neden röportaj yapmak istediği tartışma konusu olurdu fakat klüp başkanları, teklifimi seve seve kabul etmişti.
İçeri girdiğimde ilk önce görevli kadınla konuştum. Çok geçmeden açtığı telefonla karşımda klüp başkanları olan Bay Light ile karşı karşıyaydım. Kendisi yaşlı bir adam olmaktan uzak olsa da genç değildi. Otuzlarının sonları diyebileceğim bir görünüşe sahipti, kravatını özellikle siyah seçmiş ve takım elbisesindeki mendile bakarsak evli olduğunu söyleyebilirdiniz. Kolundaki saat ise yeni cilalatılmıştı, bu ring iddalarından çok para götürdüğünün bir kanıtı niteliğindeydi.
"Bayan Hikashigo, sizi tekrar görmek ne hoş," dedi ve elini uzattı. Elini sıktım ve gülümsedim, "Bende sizi gördüğüme sevindim Bay Light."
"Buyurun, bu taraftan!" Bana yolu gösterirken eşlik etti. İkimiz yürürken sormadan edemedim. "Umarım şeffaf bir ortam olur, Bay Light. Bay Bakugo bu röportaja ılımlı bakıyor mu?" Bana gülümsedi. Belli ki keyfi yerindeydi. "Tabii ki ılımlı! Sizin nazik teklifinizi geri çevirmediğimi öğrendiğinde çok sevindi."
Umarım öyledir.
Asansörle eksi birinci kata indik. Katı aydınlatan ışık sistemi resmen bana gece on ikide iki erkeğin tek başına oynadığı basketbol maçındaki aydınlatmayı anımsattı. Çok geçmeden antrenman sahasından ayrı bir odaya geçtik. Sanırım toplantı salonu gibi bir yerdi fakat çelik dolapların olması ile yutkundum.
"Eğer sizin için de bir sorun teşkil etmeyecekse soyunma odasında röportaj yapabilirsiniz," dedi Bay Light.
Pekala, bu biraz tuhaftı.
"Neden burası?" diye sordum çekinmeden. Kesinlikle burası pek uygun bir alan değildi. İnsan içinde olmamız pek uygun değildi tabii ki ama bu denli de dışında olmak beni ürpertmişti!
"Bakugo insan sevmez, yani biraz agresif bir yapısı var. O yüzden."
Derin bir nefes aldım ve gülümsedim. Kendime hakim olmalıyım, bu röportaj sonrası alacağım ikramiye ve terfiyi düşün Chiara-
"Ah!"
Eh? Bu da neydi?!
Bay Light ile birbirimize baktığımızda Bay Light yutkundu. "Birisi mi var?" diye sormama gerek kalmadan içeriden gelen başka bir inleme ile yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
アイアンフィスト- Bakugo×Y/N
Fanfiction"Kazanacağım. Her zamanki gibi." Bakugo×oc / modern au 07.04.2023