» 0.3

373 62 26
                                    

Hafıza yeterli değil!

(Tae)- Ne demek yeterli değil!..

Koreceden anlamıyorsan İngilizce de söyleyebilirim hayatım :)

Insufficient memory!

*Anlamayan Bakışlar*

(YoonGi)- Sabahtan beri oyun yüklüyorsun Tae. Başka ne bekliyordun?

Tae Suga'ya bakış attı. Sanki attığı bakış hafızamı genişletecekmiş gibi... Sonra da bana göz ucuyla bir daha baktı. Ardından beni de kapıp üst kata, odasına çıktı. Beni kibarca(!)koltuğa attı. Üstünü değiştirmeye başladı. Önümde soyunmasını geçtim kısa kollu tişört giyiniyordu. WTF! Tae'ciğim hani perdeyi açıp da havaya bi baksan diyorum :)

Akşam olduğu için tüm perdeler kapalıydı. Yağmur yağmasına rağmen ses de gelmiyordu. Ve bu salak böyle çıkmaya çalışırsa fena ıslanacaktık.

Beni eline aldı. Ekranı açtı. Ana ekranın köşesinde hava durumu vardı. Fakat görmemekte ısrar ediyordu. Rehbere tıkladı ama açmadım. Daha sert bir şekilde basmaya başladı. Oku şunu geri zekalı! Ama yok. Okumuyordu. Hava durumunun ayrıntılı şeklini açtım. Bu seferde 'geri' tuşumu aşındırmaya başladı.

(Tae)- GİR ŞU LANET REHBEREEE!..

Kapının önünden geçmekte olan HoSeok Tae'yi görünce garip garip bakmaya başladı. Rezil olmuştu. Tae telaşla durumu açıklamaya çalıştı.

(Tae)- T-telefonum... Bana itaat etmiyor.

(HoSeok)- Ben olsam ben de sana itaat etmezdim Taehyung.

Puhahaha... Yürü be Seok :D

Arkadan gelen JungKook olayı yumuşatmaya çalıştı.

(JungKook)- Transformers filmindeki gibi desene...

HoSeok Tae'ye acıyan gözlerle bakmaya başladı.

(HoSeok)- Bir otobot olsam seçeceğim en son kişi olurdun Tae. Seni seçeceğime bir muzu seçerdim...

Bazen ben de keşke bir muzu seçseydim diye düşünmüyor değilim hani.

(Jimin)- Herkes neden burda?

Sonunda erkekim teşvik etmişti. Beyler açılın da biraz göz banyosu yapayım.

(JungKook)- Tae telefonundan memnun değilmiş.

(Jimin)- O telefonu sen seçtin Tae. Katlanmak zorundasın.

(Tae)- Hayır seçmedim. Ben ona çarptım.

(Jimin)- O zaman bir dahaki sefere telefonu kıçınla değil beyninle seç.

(Jin)- Dağları devirdiğini söylemiştim.

(Tae)- Siz hepiniz neden burdasınız?..

Kapının önü gittikçe kalabalıklaşıyordu. Konu 'Tae ile alay et' olunca hepsi dahil olmuştu konuşmaya. Ve çok geçmeden liderimis de geldi.

(NamJoon)- Herkes neden burda?

(JungKook)- Tae'nin telefonu hakkında konuşuyorduk.

(NamJoon)- Ben olsam göt cebimde taşıyacağım bir şeye o kadar para vermezdim.

(Tae)- Siz kendi işinize baksanıza!

Çileden çıkmak üzereydi. Her an birinin üzerine atlayacakmış gibiydi. Ve bardağı taşıran son damla Suga da geldi.

(YoonGi)- Beleşe bir şey mi dağıtılıyor?

(Tae)- Sen hangisine laf sokacaksın? Verdiğim paraya mı yoksa seçtiğim telefona mı?

(YoonGi)- Hayır ot beyinli. Hepinizi yemeğe çağırmaya geldim.

Acıkmış olan üyeler yemeği duyunca Tae'yi bile unutup aşağı kata hücum ettiler. Hepsi tepişerek merdivenleri inerken Tae biraz daha arkada kalmıştı.

(Tae)- Ben aç değilim.

Trip atan Tae de aşağı kata inip kapıya yöneldi. Önce kilidi, sonraysa kapıyı açtı. Fakat daha kapıyı açar açmaz içeriye su damlaları girmeye başladı. Bu kadar büyük bir yağmurun bu kadar sessiz olması gerçekten de ilginç... Bir süre şaşkınca dışarı bakan Tae sonunda kapıyı kapatıp salona döndü.

(Tae)- Yemekte ne var?..


***Bölüm Sonu***

Güzel yorumlarınız için çok teşekkürler :D Bu arada aşk konusuna ufaktan bir değinmek istiyorum... Öhöğ öhöğ... Şimdi bir kaç bölüm daha bangtan moment tadında akmak var aklımda. Daha sonra birşeyler olacak :D Acele etmeyim dedim. Siz ne dersiniz?

Bu arada 'Vote vermenin güzellikleri' adı altında yaptığım minik notlardan rahatsız olmuyorsunuzdur umarım :) Amaç zorlamak değil az biraz gülümsetmek :)

Vote, Wattpad'in ruhudur.

» Ömer Hayyam


Android Yarim  |  |  Taehyung V [ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin