1. bölüm: farklı bir boyut

19 5 0
                                    

Valizimi yerleştirdikten sonra fermuarını sıkıca kapattım ve salonumuzdaki büyük devasa sarkaçlı saatimizin yanına yerleştirdim. Bugün ailemin cenazesi vardı ve ben mezarlarının başından saat gece 11.00 gibi gelmiş ve Hazırlanmıştım. Neye mi Hazırlanmıştım daha 17 yaşında olduğum için kız yetiştirme yurduna gitmeye. Sağ olsun akrabalarım hiçbiri destek çıkmamıştı. Gerçi bu Benim de pek umrumda olduğu söylenemez Sonuçta ailemi yeni kaybetmiştim ve olayları idrak etmem bayağı bir zordu. Saatin karşısındaki kanepeye uzandım. Yorulmuştum hem maddi hem de Manevi anlamda çökmüştüm. Aslında şöyle bir düşününce ailemle pek fazla bir anımız yok. Çünkü evde pek fazla durdukları söylenemez. Ben de şöyle bir düşününce annemle babamın evlilik gibi bir hayatı da yoktu Sanki daha çok bir amaç uğruna birleşmiş iki insan gibiydiler. Belki de o yüzdendir bu kadar fazla üzülememem.

Saate baktım gece 12 ye 15 dk vardı. yavaşça yerimden kalktım ve banyoya doğru yol aldım Yarın bu evden gidecektim bu eve tekrardan ne zaman geri dönerim hiç bilmiyorum banyoya girdim bir 10 dakikalık duştan sonra çıktım hızlıca kıyafetlerimi giydim ve tekrar saatin karşısındaki kanepeye uzandım odama gitmek istemiyordum.artık Gözlerim göz kapaklarımı taşıyamamaya başlamıştı o sırada bir ses duydum değişik bir ses sanki bir makinenin bozulmadan önce çıkarttığı bir sesi andırıyordu yavaşça Saate doğru döndüm sesin geldiği yöne sarkacının olduğu Aynalı yerde hafif bir ışık hüzmesi çıktı aynanın karşısındaki cama baktım hayır o bir yansıma değildi Işık yavaş yavaş çoğalmaya başladı En sonunda gözlerimi alacak kadar fazlalaştı Kalbimin sesi kulaklarımda uğuldamaya başladı adrenalin tüm damarlarında gezinmeye ve tüm Tüylerim diken diken olmaya başladı bekledim bekledim ışık hüzmesi hala oradaydı ve hiçbir şey olmuyordu yavaşça yerimden kalktım ve sakin adımlarla Işık hüzmesine doğru adımladım. Sonunda Işık hüzmesinin yanına geldiğimde durdum sapsarı saçlarım Işık yüzmesine doğru havalandığında kendimi geri geri çekmeye çalıştım ama sanki bir hortum gibi beni içine doğru çekmeye başlamıştı ve ben karşı koyamıyordum hızlıca saatin yanındaki valizime tutundum Ama bu yeterli değildi çekim kuvveti o kadar kuvvetliydi ki gücüm yetmiyordu korku tüm damarlarımda kesilmeye başlamıştı Ne yapacağımı bilemez bir şekilde anca öyle çırpınıyordum. Vücudumun yarısı Işık hüzmesinin içindeydi bile Ben hala bir umut valizimi tutuyorken en sonunda valizimle birlikte Işık hüzmesinin içine doğru çekildim.

Kendimi bir boşluktan aşağıya doğru düşerken buldum etrafıma baktım Her yer bembeyaz düştüm düştüm en sonunda etrafımda ağaçlar belirmeye başladı ve ben çimlere kalçamın üstüne fena bir şekilde düştüm.

Etrafıma bakındım bir ormandaydım Bir dakika...ne? orman mı? Ne alaka? yavaşça Yerden kalktım ve Benim biraz öteme düşmüş olan valizimin yanına gittim bu sırada Arkamdan bir çıtırtı duydum o heyecan ve korkuyla arkama dahi bakmadan valizimi sürükleyerek koşmaya başladım Koştum koştum ve ileride bir açıklık alan gördüm Burası neresi hiç bilmiyorum ama umarım evime Sağ Salim dönebilirim

Ay PerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin