Setten Kaçış

4 0 0
                                    

Hepinize merhaba, başlamadan önce bir uyarı yapmak istiyorum.
Bazılarınız hikayelerimi okuyarak geçiyor. Hiç satır arası yorum görmüyorum. Bir önceki bölümde görmeniz normal çünkü bir arkadaşıma söylemiştim, o da o şekilde yorum yapmıştı.
Kısacası lütfen yorum yapın🙃
İyi okumalar umarım beğenirsiniz.
Bölümün sonunda görüşürüz👋🏻

Noah, Millie'ye ayağa kalkabilmesi için elini uzattı ve Millie, elini sıkıca tutup ayağa kalktı. Hâlâ şaşkınlıkla yere bakıyordu, ne olduğunu anlayamamıştı. Az önce yerde baygın halde duran kadın ona kalkıp birden saldırmıştı. Acaba Millie, ondan imza istediği için miydi? Ama ayakta duruş şekli de farklıydı. Eğik bir şekilde durmuştu.

"Haydi Millie, buradan gitmeliyiz." dedi Noah. elinden tuttu ve hızlıca onu araçtan çıkarttı.

"Yardım çığlıkları attım, galiba sadece sen duydun ya da genelde çığlık attığım için umursamadılar." dedi Millie, üzülerek ve hâlâ üzerindeki şoku atlatamamış bir şekilde. Noah, "İstediğin kadar çığlık at Millie, bu senin özün, insanların seni istediği şekillere bürünme. Mutsuz olursun. Aldırma." dedi. Bunu söyledikten sonra gülümsedi ve bunu gören Millie de gülümsedi.

"Her neyse. Ben galiba bu kadının olayını çözdüm. Millie... Bu kadın... Galiba... Galiba z-zombiydi." dedi Noah. Millie, Noah'ı durdurdu. Şaşkınlık içinde onun yüzüne bakıyordu. "B-bir dakika, s-sen n-ne demek istiyorsun?" dedi Millie korkudan titreyerek. Noah, "Seni duydum. Yardım çığlıkları atıyordun, içeride iki gölge hareket ediyordu. Birinin sen olduğunu anladım, ama diğeri... Çok tuhaf hareket ediyordu. Hemen setteki eşyalardan birini aldım. Bir beyzbol sopası. İçeri sessizce girdim. Sonra senin üzerinde doğru gelen o yaratığı gördüm. Korktuğum için hemen ona güçlü bir şekilde beyzbol sopası ile vurdum. Hepimiz Stranger Things'te oynadık, benim için onu görmek gayet normaldi. Sana bir şey olmadı değil mi? Herhangi bir ısırık, yara?" Millie, olmadığını belli etmek amacıyla kafasını "evet" anlamında salladı. Noah, "Çocukların yanına gidelim, onlarla da bu konuyu konuşalım. Çünkü bu hastalık daha çok yayılacak, hepimiz biliyoruz. Önlem almak için hemen toplantı yapmalıyız." dedi ve ikisi birlikte yola koyuldular.

Geldiklerinde kahve bitmiş, Sadie, Caleb ve Gaten konuşuyordu. Finn ortalıkta yoktu. Noah endişeyle, "Finn nerede?" diye sordu. Sadie kafasını döndürüp onlara baktı. "Finn mi? En son sizinleydi? Grip salgını olduğu için eve göndermiş olabilirler." Millie endişeyle, "B-bu bir grip salgını değil. B-bu... B-bu bir... Zombi salgını." Gaten bunu duyunca gülmeye başladı, işin ciddiyetini kavrayamamıştı, sonuçta bir zombi salgını olduğuna kim inanır ki?

"Bakın, Millie doğru söylüyor. Az önce onun çığlıklarını duydum. Kostüm aracındaydı. Bir beyzbol sopası alıp içeri girdiğimde zombiyi gördüm. Bu gerçek, anlattıklarımızın yalan yönü yok!" Gaten, "Elbette! Bana bakın! Ben zombiyim." deyip ayağa kalktı ve zombi taklidi yapmaya başladı. İşin ciddiyetini Noah anlatsa da anlayamamıştı. Finn'i bulmaları gerekiyordu. Sadie, "Tamam, bunun bir şaka olmadığı konusunda size bir şans veriyorum. O zaman bir grup Finn'i arasın, diğer grup plan yapsın." Bu fikir herkesin hoşuna gitmişti. Millie, Sadie ve Caleb kalıp plan yapmaya karar verdiler. Geriye kalan Gaten ve Noah da Finn'i bulmak için çalışacaktı.

************************************

Gaten ve Noah yola çıktılar. Her yere bakıyorlardı ama bulamıyorlardı. Noah gerçekten çok endişeliydi, çok sevdiği bir arkadaşını bir zombi ısırığı ile kaybetmek istemiyordu. Noah, "Hey Gaten, zombi kanıtı ister misin?" Gaten gözlerini devirdi. Noah'a inanmamak konusunda ısrar ediyordu. Gaten, "Pekala, göster bakalım şu zombi kanıtını." Noah, onu kostüm aracına doğru yönlendirdi. Noah, onu kapıda durdurup, "Bak Gaten, bu işin şakası yok. Ben ciddiyim, zombiye sakın dokunma, onu öldürdüm ama ne olacağı asla belli olmaz. Tetikte olmalıyız. İçeri benim arkamdan gir ve ses çıkarmamaya özen göster. Tamam mı?" dedi. Gaten kafasını "evet" anlamında salladı.

Deadly Nightmare(Ölümcül Kabus)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin