Kelebeğin Ömrü-1

47 3 0
                                    

Multimedia: Derya

İstanbul. Yeni bir şehir. Yeni bir başlangıç. Sıkıcı hayatımda yeni bir dönem. Belki de kozamdan çıkış biletim. Ankaradan geldiğimiz için çok da farklı bir şehir gibi gelmiyordu ama yine de karşı konulmaz bir güzelliği vardı İstanbul'un. Daha şimdiden eski evimi özlemiştim ama yapacak birşey yoktu. Bu benim seçimimdi ve şimdi küçük bir kız çocuğu gibi zırlayamazdım. Fakat bu büyük apartman dairesindeki odamda otururken, Ankaradaki çatı katımı özlerken, yapmak istediğim tam da buydu.

Size kendimi tanıtayım. Ben Derya. 18 yaşındayım. Hidrosefali hastasıyım. Sizin de anlayabileceğiniz bir dille "beyinde aşırı omurilik sıvısı birikme hastalığı". Geçen sene başlayan baş ağrısı, kusma, kilo kaybı, unutkanlık gibi şikayetlerimle doktora gittik ve hidrosefali olduğum ortaya çıktı.

11. sınıfta okuyan 17 yasında bir ergen için zor bir dönemdi... Okulu bırakmak zorunda kaldım ve zorlu bir ameliyat geçirdim. Şimdi mi? Şimdi " lise 3 terk, vücudunda beyninden karın boşluğuna kadar inen borusu olan" bir genç kızım. Zaten hayatını yaşayan tiplerden olmamıştım hiçbir zaman ama en azından "yaşıyordum". Son 1 yıldır ise ölüden bir farkım yok. Zıplama Derya, ne voleybolu Derya, biraz yavaş Derya, sakın koşma Derya. Hayatım bu cümlelerden ibaret.

Ama şimdi birşeylerin değişme zamanı. Hayatımda kararlarımı kendi başıma alma zamanı. Geçen ay annemle babamı karşıma alıp ciddi ciddi konuşmam sonunda işte buradayız. İstanbulda.

Doktorlara göre artık okuluma devam edebilecektim ama bana acıyarak bakan, içimdeki borunun farkında olan insanların arasına dönmek hiç de istediğim birşey değildi. Bu nedenle yeni bir şehir yeni bir başlangıç tarzı bir konuşma yapınca annemler de anlayışıyla önerimi kabul ettiler.

Yarın 17 yaşındaki yeni arkadaşlarımla 11. sınıfa tekrar başlayacaktım ve bu heyecan beni öldürmek üzereydi. İlk okul günüm için enerji toplamam gerekiyordu, enerji toplamak için de uyumam. Elime sevdiğim bir kitabı aldım ve okurken uykunun huzurlu kollarına bıraktım kendimi...

***

Uyandığımda mutfaktan mis kokular geliyordu. Anlaşılan annem yine döktürmüştü. Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Okul formamı giydim. Formam "beyaz gömlek, ince siyah kazak, gri pileli etek ve siyah külotlu çorap" tan oluşuyordu. Eteğim dizimin 5 parmak falan üstündeydi. Belime uzanan kumral saçlarımı hafif dalgalandırdım ve yine hafif bir makyaj yaptım. İki saat aynaya farklı açılardan baktım. Sanırım hazırım ya.

Mutfağa girdiğimde yanılmadığımı gördüm. Annem şahane bir kahvaltı hazırlamıştı.

"Günaydın dünyanın en güzel annesi ve en yakışıklı babası! Kendime yeni okul, size de yeni iş döneminizde başarılar diliyorum!"

"Günaydın dünyanın en güzel kızı. Bu kadar enerjik olmana sevindim." dedi babam. Sanki aksi mümkünmüş gibi. Bugün kalan hayatımın ilk günüydü. Neşeli ve enerjik olmalıydım.

"Günaydın güzelim. Hadi ye de bugün okula seni ben bırakayım."

"Sono sovoyorom onno." yemek yediğim için ne dediğimin anlaşılmadığını düşünürken annem cevapladı.

"Ben de seni tatlım." İşte beni herkesden iyi anlayan annem.

***

Okulun önüne geldiğimizde annemi öpüp arabadan inmeye niyetlenirken annemin sesiyle durmak zorunda kaldım.

"Seni uyarmama gerek yok değil mi Deryacığım? Gözüm arkada kalmayacak? Koşup zıplamak yok, ani ve tehlikeli hareketler yapmak..-"

"Yok anne. Hem unuttun mu bugün okulda ilk günüm. Ne yapalım biliyor musun? Koşup zıplayacak bir arkadaş bulmamı, yalnız kalmamamı umalım. Akşam kendim gelirim güzellik. Bana şans dile."

Konuşmasına fırsat vermeden arabadan indim. Bahçeye doğru yürürken arabadan seslenen annem gülümsememe neden oldu.

"İyi şanslar!"

Okul bahçesine girdiğimde yeni okuluma umutla baktım. Bilmediğim bir ortama girecektim ama bildiğim birşey vardı. Burada beni güzel şeylerin beklediği.

Hadi bakalım Kelebek!

Kozandan çıkma vakti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kelebeğin ÖmrüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin