simdi duz yqzi yazicam💀💀 konsere gittiler guzel guzel svt izlediler 13 pasami da canli canli gorup etkilesim alip bayginlik gecirdiler ve konser sonrasi ne yapacaklarini konusmaya baslayacaklar ciktilar yani bitti tamam mi tskurler okuyabilirsiniz simdi
YUKARIYI OKUYUN ARKADASLAR AMK
konser bitiminde riki the8 etkileşimi aldığı için çığlık çığlığa ağlarken diğerleri de oturmuş şimdi ne yapacaklarını konuşuyordu. jungwon göz ucuyla jay'e bakıyor sonra gözlerini tekrar kaçırıyordu. konuşmalılar mıydı?
"bence heeseung'ın evine gidelim." dedi jake.
"ben gitmem onun evine sonra gitmeme izin vermiyo." diye itiraz etti beomgyu. bunun ardından sunoo bir kahkaha patlattı.
"aşk olsun beomgyu ya, ben öyle biri miyim?" diye itiraz etti heeseung ve beomgyu ona göz devirmekle yetindi.
"bence sunghoon'a gidelim ya sunghoon'un ev çok iyi kimse de yok evde." dedi sunoo.
"ya ben ne alaka ya." diye söylendi sunghoon.
"hadi gidelim sunghoon size." dedi jungwon da. bunun üzerine sunghoon "of iyi gidelim bari." diyerek kabul etmek zorunda kaldı. yürümeye üşendikleri için otobüse bindiler ve yarım saatlik otobüs yolculuğundan sonra sunghoon ve jungwon'un evinin önündeki durakta indiler. eve çıktıktan sonra sunghoon yiyecek bir şeyler ayarlamak için mutfağa gitti.
"ee napıyoruz şimdi?" diye sordu riki. "oyun oynayabiliriz?" dedi beomgyu. jake "yalnuz canım ben bilmiyorum oyun falan." diyerek bu teklife itiraz etmeye çalıştı. "ne demek bilmiyorum jake bi koyucam şimdi sana."
"ya ne oynayabiliriz abi kaç yaşına gelmişiz ne oynayabiliriz."
"blöf oynayalım."
"he öyle oyun olur tabi doğru
"salaksın gerçekten jake." beomgyu'nun teklifi herkes tarafından kabul gördüğü sırada jungwon konuştu,
"sunghoon'da kart yok ki amına koyayım."
"nasıl yok biz geçen kimin kartlarıyla oynadık burda?" diye sordu beomgyu.
"benim kartlarım." dedi sunoo. "yanımda yine oynayabiliriz yani."
"neden kartları yanında taşıyorsun manyak mısın?" diye sordu riki. "her an her yerde kart oyunu oynanabilir. nerde ne ortamı oluşacağını bilemezsin."
"konsere de iskambil kağıdıyla gitmezsin herhalde ama." dedi heeseung. "yoo giderim. konserden sonra oynanabilir diye düşünüp yanıma almıştım zaten."
ufak tartışma sona ererken sunghoon da bir iki paket cipsle geri dönmüştü. "abur cubur stoğumu tükettiniz bana cips almak zorundasınız hepinizden birer paket bekliyorum canlarım. ee ne oynuyoruz?"
"blöf oynuyormuşuz. bu arada ben bilmiyorum oynamayı arkadaşlar."
"riki ne demek bilmiyorum. oğlum siz dördünüz buluşunca ne yapıyorsunuz ya?" dedi beomgyu.
"101 oynuyoruz napalım. arada jay ve heeseung karşılıklı tavla oynuyolar ben başka oyun bilmiyorum."
"şaka gibisiniz yani."
"ben sana öğretirim riki. riki'yle ben ortak oynuyoruz öğrenene kadar." diyerek rikiyi himayesine aldı sunoo. riki halinden çok memnun bir durumdaydı ve bu gülümsemesinden okunuyordu.
bir kaç tur oynarlar**
"ya banane ya ben oynamıyorum kardeşim."
"heeseung ağlama da al şu kartları."
"nasıl blöf yapıyormuş gibi görünürken yapmayıp yapmıyor gibi görünürken yapabiliyorsunuz ya."
"heeseung almasın bırak ben bittim zaten al kazandım."
"sunoo kaçıncı oldu bu ya?" diye itiraz etti jay. "hayır melek yüzlü şeytan diyorduk da böyle iyi blöf oynadığını bilsem baştan girmezdim ben bu işe hiç hoş değil gururum incindi."
"ağlama jaycim, ee riki öğrenmişsindir artık herhalde."
"ben bu kartların adını aklımda falan tutamam ama mantığı anladım."
"neyini tutamam 8 tane terim var zaten şurda bilmen gereken amına koyayım salak mısın?"
"jungwon sakinleş ya ne dedim özür dilerim amına koyayım."
"tamam pardon aniden gerildim."
"neyse olur öyle ben de geriliyorum."
"seninle konuṣurken sinirden titrememeye baṣlamam çok korkunç sınıftakiler kıyamet kopuyo zannedecek."
"gerçekten lan. korkunç oldu."
bir süre sessizlik olduktan sonra daha fazla oynamak istemediklerine karar vermişlerdi ve sunoo kartlarını toparlamaya başlamıştı.
"e saat de biraz geç mi olmuş?"
"4 saat sonra sabah oluyo yeni mi fark ettin beomgyu."
"sunghoon kızmaz mısın lütfen. bir de bir sorum olacak."
"sor başımın belası ne var?"
"ben eve gidemem şimdi."
"yatarsın burda."
"oh çok güzel."
ufak bir sessizlik daha oldu. "sunghoon ben de gidemem he." dedi riki. sunoo da ona katıldı. "jungwon ben sana geliyim mi?"
"geel olur. riki sen de gelirsin salonda yatarsınız."
"bana uyar." dedi riki. sunoo da başını sallayarak onayladı.
jake "hiç hoşlanmadım ama sunghoon ben de burda kalsam komik mi olur."
"mülteci kampına döndürdünüz evi kal amına... heeseung sen gidiyor musun kalacak mısın?"
"kalayım... mı acaba?"
"ay kal amk. jake sen benim odadaki koltukta uyursun bunlar burda uyusun beomgyu'yla."
"sunghoon ısırmazsın herhalde."
"jake döverim seni."
"tamam şaka yaptım."
jungwon "jay sen ne yapacaksın?" diye sorduğunda ufak bir sessizlik oldu. çünkü kimse ikisinin konuşmaya başladığından haberdar olmamıştı. "bilmem, ne yapayım?"
"sunoo ve riki salonda yatarsa abimin odasında da sen yatabilirsin o evde değil."
"öyle yapayım o zaman."
"herkesi yerleştirdiysek artık gidip uyuyabilir miyim?" dedi sunghoon garip atmosferi bozmak için. sonrasında da 3 kişi jungwon'un peşinden evden ayrıldı ve geri kalanlar da yatacakları yerleri hızlıca gösterip yatağına giren sunghoon'un evinde kaldı.
_______
14.05.23
secim oncesi tatli niyetine yersiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ bihter yoreoglu ziyagil ⌗ enhypen
Fanfictionsunoo: hayir jungwon dur orospular aglamaz [texting] ©jadedstilll - 2022/23