karşımda duruyorsun, dokunamıyorum. gülüyorsun, seninle beraber gülemiyorum. ağlıyorsun, seninle beraber ağlayamıyorum. yıllardır yapabildiğim tek şey, senden uzakta durup yalnızca fotoğraflarını çekmek.
başkalarının seni teselli etmesini, seninle beraber gülmesini izlemekten başka seçeneğim yok benim. bir ben varım, birde fotoğraf makinem. birde sen varsın seungmin.
yaptığımın yanlış olduğunu bilmeme rağmen seni fotoğraflamaktan kendimi alıkoyamadım hiçbir zaman.
güldüğün, ağladığın, surat astığın ve daha bir çok duyguyu barındırdığın yüzlerce fotoğrafın var ve ben her birini gördüğümde sana daha çok aşık oluyorum.
hayır, bu takıntı değil. olmadığını biliyorum. ben sadece her zaman duygularını en uçta yaşayan biri olmuşumdur.
yaptığımın yanlış olduğunu en başından beri biliyordum, bir gün bunun başıma dert açacağını da biliyordum ama bir türlü kendime engel olamadım.
sana dokunamıyorken fotoğraflarına dokunmak istedim. işte hala burdayım ve seni sessizce seviyorum seungmin, seninde beni seveceğin o günü bekliyorum sadece.
şimdi yine karşımda oturuyorsun, arkadaşlarınla ders çalışmak için geldiniz ama daha çok sohbet ediyorsunuz. ara sıra bizden bir üst dönemde olan chan espri yapıyor, hepiniz gülüşüyorsunuz ve sen yine gülüşünü gizliyorsun.
en başından beri seni gülerek ve hayranlıkla izleyen yüzümü asmama engel olamıyorum çünkü ne zaman gülsen, eşsiz gülüşünü saklıyorsun.
üniversitenin başında, daha seni tanımamdan önce, şans eseri bir grubun sana zorbalık yaptığını görmüştüm. o zamanlar fazlasıyla içe kapanık ve ürkektim, yanlızca sizi görmezden geldim ve yanınızdan geçip gittim.
kendime bu konuda o kadar kızgınım ki seungmin, keşke o gün elimden bir şeyler yapmak gelseydi, keşke seni onların elinden çekip alsaydım da gülüşünü kaybetmeseydin.
hâlâ ürkek olduğumu inkar etmiyorum ama eğer şuanda sana bir şey olacağını bilsem hiç düşünmeden önüne atlardım, bir an bile tereddütte kalmaz, sana zarar gelmesindense ölmeyi yeğlerdim.
bu kadar saçmaladığıma bakma, konu sen olduğunda ne diyeceğimi bilemiyorum. sana tek demek istediğim şey keşke kendini benim gözümden de görebiliyor olsaydın. o zaman güzelliğini farkeder, gülüşünü saklamak yerine sergilemek için her şeyi yapardın.
sara sayfanın sol tarafına yapıştırdığı fotoğrafa baktı. bunu az önce çekmişti. fotoğrafta seungmin ve arkadaşları gözüküyordu ama kamera daha çok seungmin'e odaklanmıştı. yan sayfaya yazdığı yazıyı en başından tekrar okudu, ne yazdığı hakkında bir fikri yoktu. içini dökmüştü ama karşısında seungmin oturuyorken bu biraz zordu.
bugünlük bu kadar yeteceğini düşündü, zaten yeterince yorulmuştu bugün. defteri kapattı ve güzelce çantasına yerleştirdi. fotoğraf makinasını da yanına aldığından emin olduktan sonra kafeden çıkmak için ayaklandı.
önce hesabı ödedi, daha sonra da kafeden çıkmadan önce seungmin'e son kez bakmak istedi. o anda kendisini izleyen seungmin'i görmeyi ise beklemiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
photographer - k. seungmin
Fanfictionfotoğrafçılık okuyan kız ve onun tek manzarası olup mimarlık okuyan oğlan. (bxg) -lee sara x kim seungmin -110323 'en iyi sıralama #3 - sara 'duzyazi-texting